Zübeyde Ana ile başladı… Erdoğan’dan İmamoğlu’na, Demirel’den Demirtaş’a devam ediyor… Siyasetin ahlaksız yüzü…
“Aile, hükümdarların dahi müsaadesiz giremeyeceği bir kaledir.” Bu kelam, Amerikalı müellif ve şair Ralph Waldo Emerson’a ilişkin.
Bu aforizmayı şöyle değiştirip söyleyenler de var: “Aile; hiçbir düşmanınızın kolay kolay giremeyeceği, en sağlam kalenizdir.”
Hz. Muhammed’in hadislerinden biridir: “Ailesini müdafaa ederken öldürülen şehittir.”
Hz. Mevlana’nın ünlü yapıtı Mesnevi’de şu müellif: “Hz. Peygamber buyurdu ki: Bayan, akıllı bireylere ve ehl-i lisan olanlara ziyadesiyle galip olurlar. Ama cahiller bayana galip gelirler. Zira onlar, sert ve kaba muamelelidirler.”
Benzer kelamlara sayısız örnek bulabilirsiniz.
Müslümanlık’ta böyledir, Hristiyanlık’ta ve Yahudilik’te de… Kitabı olmayan dinlerde de…
Aile kutsaldır; anne, bayan, çocuk… Bunların dokunulmazlığı vardır. Çoğunlukla savunmasızdırlar ve korunmaya gereksinimleri olur. Savaşta onlara saldırılmaz… en büyük kabahattir.
Ez cümle dünyanın yedi ikliminde aile baş tacıdır.
Hal bu türlü iken, siyasetin ahlaki normları çürüdü mü bu pahaların hiçbiri kalmaz.
Artık maksada giden yolda her yol mübahtır. Ferdî değil toplumsal, kültürel bir yozlaşmadır bu.
Rakibini ezmek, itibarsızlaştırmak için siyasetçiyi; annesi, karısı, çocukları üzerinden maksada koymak… Aile dokunulmazlığı kalkmıştır artık… Elinde hangi silah varsa “aile kalesinin” duvarlarına yüklenirler.
ATATÜRK’E VE ANNESİNE SALDIRANLAR…
Türkiye, siyasetin bu berbat yüzünü birden çok defa izledi, hâlâ izliyor. Atatürk’ün annesine bile lisan uzatanları gördük. 90’lı yıllar… Siyasal İslamın yükselişiyle iktidara atılım yaptığı periyottu… Laikliği kötülemenin yolu olarak, o rejimi getiren Atatürk’e saldırmak… Bunun için de Cumhuriyet’in Kurucusu’nu, merhum annesi üzerinden vurmak…
Atatürk’e ve annesine lisan uzatanlar, kendi dönemindekilere yapmaz mı… Arşive dönelim….
GÜNAYDIN GAZETESİ’NDE DEMİREL HABERİ
Günaydın gazetesinin 15 Kasım 1969 tarihli sayısı…
Haber şöyleydi: “Kardeşim Osman Nuri Zirve, Nazmiye Demirel’in yakın dostu olduğu için öldürüldü.”
Tepe, Nazmiye Demirel’in ayakkabıcısıydı. Günaydın, Nazmiye Hanım’la kunduracısı ortasında bir bağlantı bulunduğunu ileri sürüyordu. Gazetedeki sözleri okumak dahi insanı utandırıyordu ancak Günaydın, bir ailenin özeline girmiş, o mahremiyetinden içinden gayrı yasal bağ çıkarmıştı. Gaye, Demirel’i yıpratmaktı… Bayanın, ailenin, insan haysiyetinin değeri yoktu.
BAŞAK DEMİRTAŞ’A YAPILAN
Benzer bir nahoşluk cezaevinde yatan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’in eşi Başak Demirtaş’a karşı yapıldı. 2020 Haziran’da toplumsal medyada bir grup kendini bilmez, Başak Demirtaş’ı taciz eden kelamlar kullandı. İktidarı ve muhalefetiyle herkes bu olaya reaksiyon gösterdi. Hareketi yapanlar hakkında süratle soruşturma açıldı.
SON ÖRNEKLER… İMAMOĞLU VE ERDOĞAN
Son iki örnek ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik…
Odatv bu olayları terbiyesizlik diye verdi…
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, terbiyesizlikte hudut tanımadı. Toplumsal medyasından şu paylaşımı yaptı: “Dilek İmamoğlu, belirli ki kocanın içeriye girmesinden çok mutlusun. Aranız açıkmış. Bu kadar muhakkak etmene de gerek yok. Artık Ekrem bunu duyunca acayip canı sıkılmıştır.”
O kadar reaksiyon geldi fakat Gökçek geri adım atmadı… Gökçek için kimse bir yaptırım uygulamadı…
TENZİLE ERDOĞAN’A KÜFÜR
İmamoğlu için Saraçhane protestolarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın merhum annesi Tenzile Erdoğan’a küfredildi. Siyasi düşmanlık tekrar gözleri kör etti… Seviyesizlik ve ahlaksızlığın öznesi, bu defa bireyler değil bir topluluktu… Muhalefet ise küfürlü muhalefeti reddettiğini açıkladı, kınadı.
Siyasi olgunluk ve nezaket ne vakit siyasetçilerin düsturu olacak?
Ne vakit aile, bayan onuru siyasetçiler içinde dokunulmaz olarak görülecek?
Anneye, babaya, eşe, çocuğa saldırmaktan ne vakit korkmaya başlayacağız?
Politikacılar bu berbatlıktan kazanmayacaklarını, bilakis hepimize kaybettirdiklerini bir gün anlayacak.
Türkiye’ye bu kalitesizliği hak etmiyor… ahlaksızlıktan kesinlikle kurtulmalıyız.
Önünde sonunda ‘kaleyi’ savunanlar kazanacak…
Osman Erbil
