TürkGün başyazarı Yıldıray Çiçek yazdı: Bahçeli o sözü niye etti… Konu: İmamoğlu davası
“Şayet zanlı Ekrem İmamoğlu hatasızsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde kesinlikle ve olabilecek en kısa müddette temin edilmelidir” kelamlarına direkt karşılık veren İmamoğlu, “Bahçeli’nin davetini değerli buluyorum” ifadelerini kullanan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerini, Türkgün başyazarı Yıldıray Çiçek, “Gölgelemeden, sulandırmadan ve istismar etmeden…” başlıklı yazısında ele aldı:
“MHP Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde İBB’ye yapılan “Yolsuzluk, rüşvet, terör” odaklı operasyonla alakalı “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk tezlerinden ötürü Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin acilen görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.
Tanık sözleri, sarih ve gerçek kanıtlarla birlikte öbür sair bilgi, evrak ve bulguların dava evrakına eksiksiz eğinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu hatasızsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde kesinlikle ve olabilecek en kısa müddette temin edilmelidir…”
“Televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından ve toplumsal medya platformlarından sabah akşam kerameti kendinden menkul bir yolsuzluk failiyle ilgili abuk sabuk görüş, niyet ve paylaşımları aziz milletimiz dinlemeye ve izlemeye mecbur değildir.” davetinde ve değerlendirmesinde bulunmuştu.
Herkes bu açıklamaları kendi bakış açısına ve duruşuna nazaran kıymetlendirdi. Meğer burada duruş noktasına ya da yakınlığına bağlı olarak farklı yorumlanacak bir durum kelam konusu değil. CHP’nin bu durumu açıkça toplumsal bir çatışmaya dönüştürme eforu içinde olduğu görülmektedir. Sokak davetlerinin üniversitelilerden liselilere kadar indirgenmeye çalışıldığı da epey nettir.
“Yolsuzluk, rüşvet, terör” odaklı suçlamalar, televizyon ekranlarında sabahtan akşama kadar magazinsel bir boyuta getirilmekte… Gerek hükümet yanlısı gerekse muhalefet yanlısı yorumcular, bu duruma daima bir katkı sağlamaktadır…”
“MHP Önderi Sayın Devlet Bahçeli, ortada bir sorun olduğunun ve bunun daha fazla kokuşmadan çözülmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Açıklaması, yoruma muhtaçlık duymayacak kadar nettir. Sayın Bahçeli, yargılama sürecinin sulandırılmadan, gölgelenmeden, istismar edilmeden ve toplumsal çatışmalara araç yapılmadan, hukuksal çerçevede süratle sonuçlandırılmasını vurgulamaktadır.
Ruşen Çakır’ın “Bahçeli burada bir beraat ihtimalinden bahsediyor” formundaki algı yaratma gayreti, açıkça olayı kendine yontma teşebbüsüdür. Ne Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenlerin anladığı üzere “İmamoğlu suçsuzdur” demiştir, ne de kimi yorumcuların tez ettiği üzere “Dosyayı çabucak kapatın” davetinde bulunmuştur.
İBB’ye yönelik “yolsuzluk, rüşvet, terör” odaklı suçlamalar, hayli önemli savlardır. Lakin kamuoyu vicdanının tatmin edilmesi ve türel tabanın sağlam bir biçimde oluşturulması için bu savların somut kanıtlarla ispatlanması kuraldır…”
“Şahsen bana “Ekrem İmamoğlu ve grubu bu kabahatleri işledi mi?” diye sorulsaydı, kanaat ve hissiyatım doğrultusunda tereddütsüz “Evet, işlediler” derdim. İmamoğlu’nun bugüne kadar yaptıkları ya da yapmadıkları, İBB bütçesinin nerelere harcandığı incelendiğinde, bu kanaatin temelsiz olmadığı görülecektir. Lakin böylesi yargılamalar, hissiyat ve kanaat üzerinden değil, hukuksal desteklere bağlanmalıdır. Kimsenin onur, onur ve haysiyetiyle oynanmadan, iftira atılmadan, palavra karıştırılmadan ve hiç kimsenin siyasi menfaatleri için istismar alanı yaratılmadan bu çeşit davalar adaletle sonuçlandırılmalıdır. Sayın Bahçeli’nin açıklamasının ana omurgası budur ve sorumlu bir siyaset anlayışına dayanmaktadır. Hiç kimse bu açıklamaları kendi menfaatine ya da saplantılarına nazaran çarpıtmamalıdır.”
