Trump ekolü Türkiye’ye geldi: Gazeteci azarlama, kaba davranma, suçlama
ABD Başkanı Donald Trump ikinci kere başkanlok koltuğuna oturduktan kısa bir müddet sonra Beyaz Saray’a erişimi olan basın mensupları hakkında sıkı kurallar koydu. Şubat ayında yapılan duyuruda Beyaz Saray’ın hangi gazetecilerin erişim sahibi olacağına kendisi karar vereceği belirtildi. Gazeteciler ve medya eleştirmenleri, Beyaz Saray’ın basın havuzunu denetim etmesinin özgür basının temellerini tehdit ettiği konusunda uyardı.
Trump’ın basın sözcüsü Karoline Leavitt’in de bilhassa muhalif gazetecilere gösterdiği hal toplumsal medyada sıklıkla gündem oluyor.
Buna misal bir tavır geçtiğimiz günlerde Nevşehir’de yaşandı. Aydınlık müellifi Mustafa İlker Yücel, bugün yayımlanan köşesine taşıdığı olayla ilgili şu tabirlere yer verdi:
“CT Haber Genel Yayın Yönetmeni Can Taşkın 1980 doğumlu genç bir gazeteci. Suya sabuna dokunmadan yalnızca ‘görünür gerçeği’ aktarıp ‘aman ağzımızın tadı bozulmasın’ diyen gazetecilerden değil. Haber yapmadığı bir mevzu yok. Bilhassa kamuda dönen dolaplara gözünü dikiyor. Kurduğu televizyon ve gazete ülkemizin en güçlü lokal yayın organlarından biri. CT Haber televizyonunun ekranlarında tüm siyasi partilerin vilayet liderlerini görmek mümkün. Kuruluş, geçe sene Ulusal Kanal’a nitelikli yayın mükafatı vermişti. Merasime Nevşehir’in ileri gelenlerinin neredeyse tamamı katılmıştı.
SORU SORDU, KARŞIT KELEPÇEYLE TUTUKLANDI
Taşkın evvelki gün bir yazı yazdı ve sabaha karşı aksi kelepçe takılarak tutuklandı”
Yazısında Can Taşkın’In kaleme aldığı yazıya da yer veren Yücel, yazısını şöyle sonlandırıyor:
“Taşkın pazartesi sabah tutuklandı. Yani akşam canlı yayına çıkıp konuşması istenmedi. Mevzuyla ilgili Türkiye’nin en büyük mahallî gazeteci birliklerinden Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği Genel Başkanı Okan Geçgel de sert bir metin yayınladı. Geçgel olayı öğrenir öğrenmez Nevşehir’e gitti ve kamuoyuna ‘Gazetecilik yapmamıza pürüz olamazsınız’ dedi.
Ulusal Kanal, Taşkın’ın tabir tutanağına ulaştı. Dokümana nazaran Taşkın ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ kabahatinden tutuklanmış. Pekala hangi bilgi ‘yanıltıcı’? Taşkın yazısında esasen bu sorunun cevabını arıyor. Edindiği bir bilginin yanlışsız olup olmadığını yetkililere açık açık soruyor. Taşkın’ın tutuklanmasını isteyenler anlaşılıyor ki bahisle ilgili soru istemiyor. Tabir tutanağında dikkat çeken bir nokta da şöyle: Taşkın bilgi kaynağını açıklamaya zorlanıyor. Vazifesini berbata kullanarak suç işleyenler Basın Kanunu 12. Maddeyi de çiğniyor. Periyodik yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve evrak dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu bahiste tanıklık yapmaya zorlanamaz.
Bu olay Nevşehir sonlarını şimdiden aştı. Can Taşkın özgür bırakılmazsa hakikat ordusu yani gazeteciler bölgeye güçlü bir çıkarma yapacak. O vakit daima bir arada sorarız: ‘Nevşehir’de soru sormak yasaklanabilir mi?”
CAN TAŞKIN’IN YAZISI
Tutuklanan gazeteci Can Taşkın’ın yazısı ise şöyle:
“Nevşehir’de iş insanları çeklerini ödeyemez durumda. Fabrikalar emekçi maaşlarını yetiştirmekte zorlanıyor. Bu türlü bir devirde devletin elini iş dünyasının omzunda görmem gerekirken, kimi bürokratların ellerinde listelerle para topladığını duyuyorum.
Daha acısı: Bu paraların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın talimatıyla istendiği söyleniyor!
Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Bakanım,
Adınızı kullanarak bu kentte adeta haraç kesiliyor. Siz güçlü devleti temsil ederken, burada güya devlet parasızmış üzere bir algı oluşturuluyor. Siz bu ülkenin prestijini muhafazaya çalışırken, burada sizin isminiz üzerinden iş dünyasına baskı kuruluyor.
Peki Nevşehir’in milletvekilleri Süleyman Özgün, Emre Çalışkan ve Filiz Kılıç bu rezaleti bilmiyor mu? Elbette biliyorlar. Lakin neden susuyorlar? Neden bu kentin iş insanlarının yanında durmuyorlar?
İl başkanları… AK Parti’den MHP’ye, CHP’den ÂLÂ Parti’ye kadar bütün partilerin vilayet liderleri, siz niçin sustunuz? Bu kentte siyaset yalnızca koltuk kapma sanatı mı oldu?
Ve STK’lar… Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arif Parmaksız, Ticaret Borsası Lideri İbrahim Salaş… NESİAD ve MÜSIAD siz neden susarsınız ? Siz neden çıkıp da “Bu iş yanlıştır” diyemiyorsunuz?
Soruyorum size:
Balonculardan toplanan paraların hesabı verildi mi?
Şimdi Bimsciler, market zincirlerinden, patatesçilerden, organize endüstriden istenen paralar nereye gidiyor?
Bu kentin valisi Ali Fidan’ın, emniyet müdürünün haberi var mı?
Ben gazeteci olarak susmayacağım.
Çünkü bu kentin mukadderatı daima birebir: Yanlış yapanların korunması, doğruları söyleyenlerin susturulması. Fakat ben susarsam bu kenti kim savunacak?
Sayın Cumhurbaşkanım,
Defalarca uyardınız: “Adımı kullanarak iş yapanlar var” dediniz. İşte burada, Nevşehir’de o sözünüzün canlı örneği yaşanıyor. Ve ben size sesleniyorum: İsminizi kullanarak iş dünyasına zulmedenlere, iş insanını borç içinde boğanlara artık “dur” deyin.
Benim işim yazmak, haykırmak. Ben yazdım. Artık kelam sizde.
CT Haber TV’de Pazartesi akşamı saat 21.00’de Canlı Gündem’de bütün detaylarıyla konuşacağım. Fakat bugün buradan ilan ediyorum:
Nevşehir’de kirli oyunları açığa çıkarana kadar susmayacağım.”
