Soyer: Tüm sorumluluk benim

Kamuoyunda ‘kooperatif davası’ olarak bilinen, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş.’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı tezi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında görülen dava 3. gününde devam ediyor. Duruşmada, savcı mütalaasına ait savunma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, İZBETON İdare Kurulu’nun geriye yönelik karara attığı imzaya değinerek, “30 Mart kararına bana güvenerek geçmiş tarihli karara imza atmışlardır. Bütün sorumluluk benimdir. Rastgele bir cürüm kelam konusu değildir” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı savı üzerine açılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Vilayet Lideri Şenol Aslanoğlu ile eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da ortalarında olduğu 11’i tutuklu toplam 65 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor.

İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen duruşmada, avukatların beyanlarının alınmasına başlandı.

Savcının mütalaasına ait savunmaların alındığı oturumda, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer savunma yaptı.

SOYER: RASTGELE BİR CÜRÜM KELAM KONUSU DEĞİLDİR

Soyer, birinci savunmasında eksik kaldığını düşündüğünü birtakım noktalara dikkat çekmek istediğini belirttiği savunmasında şunları söyledi:

“Belediyenin 13 şirketi var. Bu şirketler, belediye mevzuatına tabi olmadan daha süratli hizmet üreten şirketlerdir. İZBETON ve İZENERJİ şirketlerinin gerisinde ise çok güçlü bir yapı vardır. İdare konseyleri temsilidir. İZBETON, belediyenin en asli işlerinden birini yapar. Yönetim Kurulu üyeleri de sanat yönetmeni ya da başhekim üzere çalışanlardan oluşur. Yönetim kurulu üyeleri en başarılı bürokratlar ortasından seçilir.

İZBETON yönetim kurulu 30 Mart kararına bana güvenerek geçmiş tarihli karara imza atmışlardır. Bütün sorumluluk benimdir. Rastgele bir kabahat kelam konusu değildir.

Kooperatif yöneticilerinin hepsi prestij kaybından şikayetçi. Alt taşeronlar ne kadar ziyana maruz kaldıklarını anlattılar. Belediye çalışanları da dolandırıcılıkla suçlanıyorlar. Ortada ne haksız yarar var ne de haksız kar sağlayan. Apaçıktır ki ortadaki mağduriyetler inşaatların durdurulmasıyla oldu. Mecliste iktidar ve muhalefet üyeleri olarak çok tartıştık. Şu anda en muhalifler bile sürecin buraya gelmesinden dolayı rahatsız.

Protokolün yenilenmesi için 1,5 yıl mühlet verildi. Apaçık ortadadır ki inşaatlar durmasa, bu inşaatlar bitmişti. Bir sanık, ‘çatışma ortasında kaldık’ dedi. Haklılık hissesi var. ”

“BU KELAMI KENDİSİNE İADE EDİYORUM”

Davaya kooperatifler ismine müdahil olan avukat Nilgün Dağgeçen’in kendisine yönelik ‘yalan’ kelamlarına de karşılık veren Soyer, “Üç gündür bahisle ilgili her şey söylendi. Bunlardan biri çok iç acıtıcıydı. Avukat Nilgün Hanım, ‘Yalanlarla buraya gelindi’ dedi. Ben hayatım boyunca palavra söylemedim. Bu kelamı kendisine iade ediyorum” dedi.

Son olarak yaşanan mağduriyetlere de değinen Soyer, “Bu kadar mağduriyete neden olan bir kararın sıhhat beşerler tarafından verileceğine inanmıyorum. Biz doktor değiliz bunu da tıp bilimine bırakıyorum. Hepimiz mağduriyetlerin farkındayız. Ancak hak aranacak yer burası değil. Hak aranacak yer hukuk mahkemeleridir. Sayın Başkan hepimizi bu ağır yaftadan kurtarın” tabirlerini kullandı.