Sinema tarihinin unutulmaz ismi Robin Williams: Yaşasaydı 73 yaşında olacaktı

Robin Williams yaşasaydı 73. yaşına adım atacaktı. Halbuki geride bıraktığı karakterler, replikler ve derin acılarla hâlâ birçok kalpte yaşamaya devam ediyor.
Williams’ın trajik mevti, sırf bir oyuncunun kaybı değildi; birebir vakitte akıl sıhhati üzerine global bir uyanışa da sebep oldu.
Çünkü Williams, ekranlarda kahkahalar attırırken iç dünyasında sessiz bir fırtınayla savaşıyordu.
Robin Williams, yaşadığı ruhsal iniş çıkışları gizlemek yerine onları sanatla ve bazen de açıklıkla ortaya koyarak akıl sıhhatine dair damgalamaları yıkan ender figürlerden biri oldu.
2014’teki mevti sonrası yapılan otopside, Williams’a Lewy body demansı teşhisi kondu. Bu, Alzheimer ve Parkinson belirtilerini bir ortada barındıran sinsi bir nörodejeneratif hastalıktı.
Hastalık, halüsinasyonlar, kimlik karmaşaları, depresyon ve bilişsel çöküşe yol açıyordu. Yani Williams, sadece depresyonla değil, tam manasıyla zihninin dağılmasıyla gayret ediyordu.
Robin Williams’ı sırf bir “komedyen” olarak değil; acıyla baş etmeyi mizahla öğrenmiş bir adam olarak hatırlamak gerekiyor.
Williams’ın unutulmaz performanslarını içeren kimi imaller şöyle:
“Dead Poets Society” (Ölü Ozanlar Derneği)
1990
İlham verici öğretmen John Keating rolüyle jenerasyonlar uzunluğu “Carpe Diem” sloganını hafızalara kazıdı.
“Good Will Hunting” (Can Dostum)
1997
Travmalarıyla baş etmeye çalışan terapist Sean Maguire performansıyla Oscar kazandı.
“Mrs. Doubtfire”
1993
Aile bağlarının kopmaması için bayan kılığına giren bir babayı oynayarak hem güldürdü hem ağlattı.
“The Fisher King” (Balıkçı Kral)
1991
“Patch Adams”
1998
“Awakenings”
1990
“Good Morning, Vietnam”
1987