Sezen Aksu, Özkök’e gerçeği açıkladı: Ben Rize Pazarlıyım

“Uy Ertuğrul ben yarı Lazumdur daa…”
Geçen pazartesi günü cep telefonuma düşen WhatsApp iletisi motamot böyleydi…
Altındaki imza da Sezen Aksu…
Şarkıları dışında yılda lakin birkaç sefer sesini duyabildiğimiz “Münzevi Sezen’den” bu türlü bir bildiri gelince natürel antenlerim çabucak bu sese kilitlendi.

KONU TEKRAR “TUTUŞMUŞ KARADENİZ” ŞARKISI

Konu geçen cumartesi yazdığım Karadeniz müziği ile ilgiliydi.
Hani şu iki hafta evvel çıkan ve bir anda herkesin lisanına düşen Mustafa Ceceli’nin söylediği “Tutuşmuş Karadeniz” müziği.
Bazı arkadaşlarım “Hiç de özgün değil” yorumladı.
Bir müziğin hoş olması için vilayetle de orjinal olması gerekmiyor.
Şarkı iki haftadır dilimden düşmüyor.
Mustafa Ceceli söylüyor ama sözleri ve bestesi Sezen Aksu’a ilişkin.

İZMİRLİ SEZEN’LE ANKARALI MUSTAFA’NIN SIRRI NE

Sezen benim İzmir’imin kızı.
Mustafa Ceceli Ankara’nın çocuğu…
Şarkıyı çok sevdim ve dilimden düşmüyor.
O yüzden merak ediyordum.
İzmirli Sezen’le, Ankara Mustafa Ceceli nasıl olur da böylesine içten ve hoş bir Karadeniz müziği müellif ve söyleyebilirdi.

ERTESİ GÜN SEZEN’DEN GELEN WHATSAPP MESAJI

İşin sırrı yazımın yayınlandığının sonraki gün, işte Sezen’den gelen şu iletiyle ortaya çıktı:
“Uy Ertuğrul ben yarı Lazumdur daa…”
Önce şaşırdım, Sezen benimle dalga geçiyor sandım.
Sonra birden aklıma geldi; Sezen Aksu’nun merhum babası Rize’nin Pazar ilçesindendi.
Matematik öğretmeniydi…

SEZEN BEN YÜZDE 100 İZMİRLİYİM SENİN ONDA BİRİNİ BİLE RİZE’YE VERMEM

Ben de şu iletisi yazdım:
“Ben de yüzde 100 İzmirliyim. Senin onda birini bile Rize’ye vermem…”
Bunun üzerine ondan şu bildiri geldi:
“Bubam Laz ya benim…”
Tabii çok ince bir zeka ile yazılmış ileti.

RİZELİ “BUBA’NIN”, SELANİK MÜBADİLİ ANNENİN KIZI

“Babam Laz ya” derken, “Bubam” sözünü kullanmış.
O da Trakya ve İç Ege’de baba sözünün okunuşudur.
Sezen’in annesi Selanik göçmeni bir Mübadil…
Anlayacağınız o kusursuz Karadeniz müziği yarı Laz bir babanın ve suyun öte tarafından Balkan Selanik mübadili bir annenin kızı.

DENİZLİ SARAYKÖY, BERGAMA, İZMİR, İSTANBUL

Sezen Denizli’nin Sarayköy ilçesinde doğdu, 3 yaşındayken ailesi ile
İzmir’in Bergama ilçesine tayinleri çıktı.
Sonra da orta ve lise yılları İzmir Kız Lisesi’nde okudu.
Kız kardeşim Sıdıka Saruhanlıoğlu’yla tıpkı yıllarda birebir sınıflarda okudular.
Sonra “İstanbul İstanbul Olalı’yı yazacak kadar İstanbullu.

“BUBAM LAZ YA” CÜMLESİNİN ANLATTIĞI BİR TÜRKİYE SOYAĞACI

Benim için o daima İzmir kızıdır.
“Bubam laz ya benim…” cümlesi de onun soyağacının bütün kolları ile açıklıyor.
Birinci söz Balkan göçmeni ve Ege, ikinci söz Karadenizli ağzıyla.
Mustafa Ceceli’ye gelince, baba Çankırılı, anne Romanya göçmeni.
Yani her ikisinin de yarısı Suyun öteki tarafından.
O güzelim “Tutuşmuş Karadeniz işte bu türlü Osmanlı’dan Anadolu’ya miras kalmış iki soyağacından çıkıyor.

SEZEN HANIMA “BU MÜZİK YENİ ALBÜME GİDER” DEDİM AMA

O gün Mustafa Ceceli de aradı
Uzun bir sohbet yaptık.
Sezen’in son albümünde birtakım müzikler üzerinde birlikte çalıştılar.
“Sezen Hanım büyük insan. Aslında bu Karadeniz müziği onun albümüne çok yakışırdı. Ancak senin olsun dedi. Gönlü bu türlü varlıklı bir insandır.”
Sezen Aksu ile ortalarında sıcak bir dostluk var.

HACI MUSTAFA’NIN İZMİR’DE OKUDUĞU EZAN

Hacca gittiği için arkadaşlarının ortasında onun ismi “Hacı Mustafa’dır.”
İyi bir Müslümandır.
Sezen’in annesi vefat ettiğinde cenazede ezanı o okumuştu.
Babası öldüğünde Sezen onun cenazesinde de ezanı Mustafa Ceceli’nin okumasını istedi.
Ancak o sırada Bağdat’ta olduğu için stüdyoya girip ezanı okudu. İzmir’deki cenazede ezan onun stüdyoda doldurduğu banttan verildi.
İşte Osmanlı’dan artakalan bu türlü şahane bir kozmopolit vatan müziği oldu “Tutuşmuş Karadeniz.”

EFULİ SÖZÜ KARADENİZ’DEN ÇOK EGE’YE Mİ YAKIŞIYOR

O müzikte geçen “Efuli” sözü bile çok hoş anlatır o ortak soyağacımızı.
Lazca bir sözdür, ancak manası bütün Türkiye’cedir.
“Mavi” manasına gelir.
Karadeniz sözüdür ancak, Karadeniz’in “Kara’sından” çok Ege’nin Mavi’sine yakışır.

İZMİR’İN GÖÇMEN “BUBALARI” BİZE DAİMA TIPKI CÜMLEYİ FISILDAR

İzmir’in göçmen ve mübadil “Bubaları” bize vasiyet diye daima tıpkı kelamı fısıldarlar.
“Evladım burası bizim son vatanımız, gidecek öteki vatanımız yok.”
Neresidir o vatan derseniz…
Edirne’den Karsa; Rize’den İzmir’e: Trabzon’da Antalya’ya, Hakkari’den Bodrum’a…
Bunlardan her birinde bir köyümüz vardır uzakta…
Gitsek de gitmesek de orası da bizimdir.

ÇIRPINIRDI KARADENİZ’DEN TUTUŞMUŞ KARADENİZ’E

“Çırpınırdı Karadeniz” bir vakitler “Ülkücülerin şarkısı” diye fakat zımnî bilinmeyen söyler, tek başımıza mırıldanırdık.
Şimdi “Tutuşmuş Karadeniz” hepimizi o denli bir tutuşturuyor ki…
Biz İzmir’li “Bubaların” “Kızanları” (Rumeli lisanında Çocukları) da artık Karadeniz müziklerini da” hem yazıyor hem de daima birlikte söylüyoruz.
Zaten Merhum Volkan Konak da “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Acar” nakaratını biz İzmirlilerden bile daha içten söylerdi.
Zaten bundan bu türlü “Ne Keyifli Türkiye’yim” demeyecek miyiz…

Ertuğrul Özkök