Özkök AKP’nin ruh halini yazdı: Catch 22*

ANTALYA FORUMUNA ÖZGÜR ÖZEL’DEN DOLAYLI BİLDİRİ: “O GÜN ERDOĞAN’A ŞUNU ÖNERMİŞTİM”

Antalya’da “Diplomasi Forumu’nun” başladığı geçen cuma günü birinci aklıma gelen şey şuydu:
“Şu mukadderatın bize oynadığı oyuna bak. Türkiye dünyanın en büyük diplomasi forumlarından birini yapıyor. Ülkede “Güçlendirilmiş başkanlık hükümeti” rejimi var.
Cumhuriyet tarihinin en büyük tek adam yetkilerine sahip bir Cumhurbaşkanı bu global forumun açılışında konuşuyor.

EN GÜÇLÜ LİDERİN KAYBETTİĞİ BÜYÜKŞEHİR

Peki lakin bu forumun yapıldığı kent neresi?
Antalya…
En güçlü liderin seçim gücünü kabul etmeyen bir şehir…
Ve kentin başında muhalefet partisinden seçilmiş bir Büyükşehir Belediye başkanı oturuyor.
Üstelik 31 Mart günü ikinci kez, oyunu yüzde 50 düzeyine çıkararak seçilmiş Lider Muhittin Böcek.

SEÇİMDE KAYBEDİLMİŞ KENT MEGA GÖSTERİYLE KAZANILIR MI

Ama en acısı, Türkiye bu gurur verici toplantıyı yaparken, milletlerarası alanda utanç verici bir durumla karşı karşıya.
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük kentlerinden biri olan İstanbul’un yüzde 52 oyla seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, artık iktidar yanlılarının bile kabul ettiği eften püften mazeretlerle konutundan alınıp hapsedilmiş.
Ülkede resmen bir yargı darbesi ile bir Cumhurbaşkanı adayı devrilmiş.
Partisine kayyım tayin etmek için insanı hayretler içinde bırakan şeyler yapılıyor.
Şimdi söyleyin;
Halkının yüzde 50 oyla seçtiği bir CHP’li liderin yönettiği kentte yaptığınız bu türlü bir toplantıda ülkenizle övünebilir misiniz?

KÜRESEL TÜRKİYE ŞOVUNDA KÜRESEL BÜYÜKŞEHRİN BAŞKANI SALONDA YOK

Dün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’le konuştum.
Eskiden bu forumu en çok destekleyen insanlardan biriydi.
Gelen devlet liderlerini havaalanında karşılamaya giderdi.
Ama bu yılki foruma katılmamış.
Forumun yapıldığı Antalya üzere global bir metropolün seçilmiş belediye başkanı o forumda yok.
Yabancı bir davetli olsanız ne düşünür ne hissederdiniz?

AYNI GÜN LE MONDE GAZETESİNDE ÇIKAN ÖZGÜR ÖZEL PORTRESİ

Bir gün sonra, yani forumun ikinci günü, Fransa’nın en kıymetli gazetesi Le Monde’da, CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel’le ilgili çok farklı bir portre yayınlandı.
Yazının başlığı şöyleydi:
“Özel: d’Apparatchik a Opposant Chef”
Şöyle çevirebilirsiniz:
“Parti yöneticiliğinden muhalif liderliğe…”

ÖZEL: BUGÜN TAM İSTEDİĞİM YERDEYİM

Özel 28 Mart günü İstanbul’da Le Monde gazetesine verdiği mülakatta siyasi gayesini çok hoş belirlemiş:
“Hedefim Cumhurbaşkanı adayı olmak değil, Türkiye’yi demokrasiye götürecek bir çabanın başında olmak. Evet tam olmak istediğim yer işte burası.”
İnternetten, Antalya Diplomasi Forumunun öğlenden sonraki oturumlarını izlemeye çalışırken, ekranıma Le Monde gazetesinin cumartesi günü öğlenden sonra çıkan, fakat pazar günün tarihi taşıyan sayısı geldi.

ERDOĞAN’A ELİMİ UZATTIĞIM GÜN ŞUN ÜÇ ŞEYİ SÖYLEDİM

Le Monde’a verdiği mülakatta; “Normalleşme” devrinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede ona söylediğini açıklamış.
“Erdoğan’a elimi uzattığımda ona üç şey önermiştim:
(•) “Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve bütün siyasi mahkumları hür bırakalım.”
(•) “Asgari fiyat ve emekli maaşlarını birlikte yükseltelim.”
(•) “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için birlikte çalışalım.”

O EL SIKILSAYDI VE ÜÇ TEKLİF KABUL EDİLSEYDİ

Düşünebiliyor musunuz?
O gün bu teklifler kabul edilseydi, bu hafta sonunda o Antalya Diplomasi Forumu’nun havası nasıl olurdu?
Konuştuğum birçok AKP’li İmamoğlu ve öteki belediyelere yapılan operasyonun karşıt teptiğinin hepsi farkında.

AKP VE İKTİDAR TAM BİR “CATCH 22” DURUMUNDA

Öyle bir adım attılar ki, geri dönüşü de hiç kolay değil.
Bir “Catch 22” durumu. Ne dönebiliyorlar ne ileri gidebiliyorlar.
Ama Cumhurbaşkanı ve etrafının en büyük hatası, 31 Mart seçimi sonrasında Türkiye’de oluşan yeni sosyolojinin zerre kadar farkında olmamaları.
Ben onlara durumu özetleyeyim:

ARTIK “BEYAZ TÜRKLER” DEĞİL AKP AZINLIKTA

(•) BİR: AKP artık bu ülkenin en büyük partisi değil.
Yani ülkenin taşıyıcı gövdelerinden biri olan insanları artık “Beyaz Türk” diye aşağılayabileceği bir toplumsal yelpaze yok.
(•) İKİ: Ülkenin siyasi yelpazesinde CHP ve AKP’nin oyları yüzde 30 üzere bir seviyede giderek konsolide oluyor.
(•) ÜÇ: Bunun yanında yüzde 10’arlık bir MHP ve DEM üzere konsolide olmuş iki küme var.

KABUL EDİN: CHP ARTIK AVRUPA’NIN EN BÜYÜK PARTİSİ

(•) DÖRT: CHP 31 Mart’ta aldığı yüzde 35 oyla bugün yalnızca Avrupa’nın değil, dünyanın en büyük toplumsal demokrat partisi.
Dahası yalnızca toplumsal demokrat değil, Avrupa’da şu an için en yüksek oyu almış siyasi parti bile diyebilirsiniz.

CHP AVRUPA’NIN LİDERLİK MOTİVASYONU EN YÜKSEK PARTİSİ

(•) BEŞ: Ancak en değerlisi şu.
Avrupa’nın bütün siyasi partileri bir “Liderlik sorunu” yaşarken, CHP bugün partiyi de Türkiye’yi de rahatça yönetebilecek üç güçlü liderlik profiline sahip.
(•) ALTI: Ve daha da kıymetlisi, Le Monde’daki portrenin de çok hoş anlattığı üzere, Özgür Özel 19 Mart darbesinin akabinde Avrupa’nın en motive ve mücadeleci parti önderi haline geldi.

AKP DÜNYANIN YENİ ZEITGEIST’INI YANLIŞ OKUYOR

(•) YEDİ: AKP etrafının yaptığı tek kusur bu değil.
Asıl vahimi şu anki dünya “ZEITGEIST’ini (Zamanın ruhunu) yanlış okumaları.
Hesapları şu:
“Şu an dünyayı otoriter popülist önderler yönetiyor. Münasebetiyle Türkiye’deki İnsan Hakları, Yargı, Demokrasi darbeleri kimsenin umurunda değil…”

O ÜLKELERİN ÖNDERLERİ BU TÜRLÜ APTALCA ANALİZ YAPABİLİR AMA

Evet ülkelerin gitgide sıradanlaşan liderlik takımları bu türlü aptalca bir analiz yapabilir.
Ama daha geçen haftadan itibaren, bu hesabın halkların vicdan duvarlarına çarpmaya başladığını gördüler.
İtalya Başbakanın Giorgia Meloni’nin Erdoğan randevusunu iptal etmesi, Antalya Forumunda Avrupalı önderlerin sayısının çok az olması bunun birinci işareti.
Bakan seviyesinde katılan tek ülke İngiltere oldu.
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması nedeniyle katılmadı.

PASKALYA DEVRİNDEYİZ LÜKS RESTORANLARA BİR SORUN DURUM NE

Başka göstergeler de var.
Onlara bir tüyo:
Bugünler dünyada Paskalya periyodu.
Normal olarak İstanbul restoranlarının doluluk oranının yüzde 100 olması gerekir.
Gidin sorun lüks restoranlarına durum neymiş.

CHP’NİN SESİ DÜNYADA GİDEREK DAHA GÜR İŞİTİLECEK

CHP’nin sesi dünyada daha gür işitilecek.
Şimdi siz bu türlü bir partiyi en başarılı insanlarını hapsederek gerileteceğinizi hesaplıyorsunuz.
Bu hesap yanlış.
Bana nazaran AKP bu hesabın neresinden dönerse o kadar az hasarla çıkacak bu tarihi yanlıştan.

ANTALYA FORUMUNA DAVETLİ GAZETECİLER KİMDİ LİSTEYİ BİR GÖRSEK

Bu tarihi kusur olmasaydı, Antalya Diplomasi Forumu, dünyanın içinde bulunduğu şu durumda Türkiye’yi bir değil, üç değil on adım ileri fırlatabilecek bir platform olabilirdi.
Forumu izleyen gazetecilerin kimler olduğunu merak ettim lakin bir listesini bulamadım
Global İrtibat Ortağı Anadolu Ajansı’ymış.
Moderatörlüklerin birçoklarını TRT World’ün gazetecileri yapmış.
Bu da İngilizce bilgileri nedeniyle çok da yanlış değil.

YİNE KLASİK MEDYA TEKRAR İKTİDAR MEDYASI TEKRAR YENİ MEDYA YOK

Yine klasik iktidar medyasının yükü çok bariz.
Cumhuriyet ve T24 haber sitelerinden gazetecilerin forumu takip ettiklerini öğrendim.
Demek ki akredite olabilmişler.
Ama yeni medya her zamanki üzere yokmuş.
İletişim Başkanlığı basitçe denetim edebileceği bir güç gösterme anlayışı ile yaklaşıyor bu türlü olaylara.

GÜVENDİĞİM GAZETECİLER OLUMLU ŞEYLER ANLATTI

Güvendiğim birtakım gazetecilerle konuştum.
Öyle iktidar yanlısı falan gazeteciler değiller.
Forumun düzenlenmesinden, yerlerden, programların akışından etkilenmişler. Çok olumlu şeyler anlattılar.
Toplantının yapıldığı Cornelia Kümesine ilişkin NEST Kongre Merkezinin bu çapta bir toplantı için bir mükemmeliyet merkezi olduğu konusunda görüş birliğindeler.
Aynı merkezde mayıs ayında NATO Bakanlar Kurulu toplantısı yapılacak.
Türkiye’nin bu türlü bir tertibi yapmasından dolaylı da gurur duymuşlar.

HAKAN FİDAN’IN 700 ŞAHSA VERDİĞİ ÇARPICI RAKAMLAR

Toplantının kapanışında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, büyük salonlardan birinde basın toplantısı yapmış.
700’e yakın medya mensubu ve davetli katılmış.
Fidan orada toplantının sayısal bir dökümünü vermiş:
(•) 155 ülkeden 6 bini aşkın davetli katılmış.
(•) Bunların ortasında 21 devlet ve hükümet başkanı, 2 meclis başkanı, 2 özerk yönetim lideri, 64 bakan. 61 memleketler arası kuruluşun üst seviye temsilcisi diplomatlar, bilim insanları, iş insanları varmış.

EL ŞARA “TERÖRİST İSRAİL” LAFINI İÇTEN Mİ ALKIŞLADI

Bu arada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın burada yaptığı konuşmada İsrail ile ilgili kullandığı terminoloji ve üslup çok dikkatimi çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış konuşmasında İsrail’den “Terör devleti” diye kelam etti. Tekrar ağır tabirler kullandı.
Dikkat ettim Suriye’nin yeni Devlet Lider El Şara biraz dertli biçimde alkışladı.
Çünkü El Şara bugüne kadar yaptığı konuşmalarda İsrail’den kelam ederken önüne gerisine hiçbir sıfat eklemedi.
Sadece “İsrail” diyerek geçti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konuşması da El Şara üzere çok dikkatliydi.
Terörist vs üzere tabirler kullanmadı.

O GÜN ÖZGÜR ÖZEL’İN UZATTIĞI EL SIKILSAYDI ANTALYA’DA HER ŞEY ÇOK DAHA HOŞ OLURDU

Sözümü yazıya başladığım noktada bitireceğim.
İktidar 18-19 Mart darbesi ile tarihi bir yanılgı yaptı ve artık bu yanlıştan dönüş yolu bulamıyor.
Oysa olağanlaşma sırasında Özgür Özel’in uzattığı el sıkılsaydı, bugün Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Seyahat tutukluları dışardaydı.
Öcalan konusu ve PKK’nın silah bırakması konusu daha samimi ve geniş bir dayanak bulurdu.
18-19 Mart üzere Türkiye yargısına ölümcül darbe vuran bir kusur yapılmamış olacaktı.
Ve en değerlisi Antalya’da güçlü bir Batılı temsilci önünde Erdoğan ve Özel birlikte Türkiye’nin AB tam üyeliği için kampanya yapıyor olacaktı.
Söyleyin bu türlü bir Orta Doğu ve dünyada hangi Avrupa ülkesi Türkiye’nin tam üyeliğine direnebilirdi…

Ertuğrul Özkök