Özgür Özel duyurmuştu: Avukat Mehmet Yıldırım adliyede
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “nüfuz ticareti” hatasından başlatılan soruşturma kapsamında Antalya’da gözaltına alınan avukat Mehmet Yıldırım için isimli denetim istendi.
İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü gruplarınca, Antalya’da yakalanıp İstanbul’a getirilen kuşkulu Yıldırım’ın emniyetteki süreçleri tamamlandı.
Sağlık denetiminden geçirilen kuşkulu avukat Yıldırım, polis ekiplerince Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
Savcılıkta sözleri alınan şüphelilerden Mehmet Y. “yetkili olmadığı bir iş için fayda sağlama”, Mehmet M.T. ise “suçluyu kayırma” hatasından “konutu terk etmeme” ve “yurt dışına çıkış yasağı”nı içeren isimli denetim uygulanması talebiyle hakimliğe sevk edildi.
Şüphelilerin nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki süreçleri sürüyor.
Öte yandan, avukat Yıldırım ile yanındaki araç sürücüsünün de gözaltına alındığı, şüphelinin de emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edildiği öğrenildi.
“BAHSİ GEÇEN İBB BELGESİNDE KATİYETLE BİR MÜDAHİLİM YOKTUR”
Mehmet Yıldırım’ın savcılıkta verdiği tabirinde şunları söyledi:
– “Bana iftira atılmaktadır. Benim avukat olduğum doğrudur. Ben hayatım boyunca kimseden mesleğim haricinde para almadım. Kimsenin ismini, ismini kullanmadım. Bahsi geçen İBB evrakında benim mutlaka bir müdahilim yoktur. Bu belgeye birinci dahil oluşum 27 Nisan 2025 tarihinde Naim Erol Özgüner’in gözaltına alınması ile başlamıştır.
– Bahse bahis evrakta benim vekaletimin olduğu kişi Naim Erol Özgüner’dir. Kendisinin bu evraklardan evvel de avukatıydım. İBB operasyonu kapsamında kendisi alınmıştır ve tutuklanmıştır. Kendisinin hatasız olduğuna inanıyorum. Aktif pişmanlıktan faydalanmıştır.
– Naim Erol Özgüner’den avukatlık fiyatı olarak 2 Milyon TL KDV aldım. Onun da faturalarını ve makbuzlarını kestim. Cem Çelik günün birinde yanıma geldi. Hakkında yakalama kararı olduğunu duyduğunu, kendisinin de avukatı olmamı istedi. Kendisine hukuksal yardımda bulunabileceğimi, fakat İBB belgesi kapsamında pozisyonunu bilmediğimi ve hareketlerle hangi halde irtibatlı olduğunu anlatmasını istedim. Kendisinin Murat Gülibrahimoğlu ve Fatih Keleş’in şirketlerinin mali müşaviri olduğunu, Fatih Keleş’e devredilecek şirketlerin ve 125 milyon TL para transferini içeren dekontlarını sunabileceğini söyledi.
– Ben de İstanbul Adliyesi’ne gelerek ilgili belge savcısına makamında Cem Çelik’in bana anlattıklarını vekalet ilgisi içerisinde, tüzel çerçevede anlattım. İlgili evrak savcısı bir gün belirledi. Ben de belirlediği günde Cem Çelik’i getirdim, ilgili dekontları evrakına sundum. Birkaç ay sonra eksik ve aldatıcı bilgiler beyan ettiği için tutuklandı. Cem Çelik, Murat Gülibrahimoğlu’nun mali müşaviri olması hasebiyle Yağmur, Adem, Volkan, Yener isimli şahısları beyan vermek üzere getirdi. Ben bu süreçlerde ilgili belge savcısı ile mecburen makamda görüşmek zorundaydım.”
“MESLEĞİM BOYUNCA HİÇBİR SAVCIYLA DIŞARIDA GÖRÜŞMÜŞLÜĞÜM YOKTUR”
Yıldırım’ın sözünde şunları belirtti:
– “Cem Çelik’ten tüm bu tüzel süreçler için avukatlık vekalet fiyatı kapsamında 150 bin ABD Doları para aldım. Ayrıyeten Yener’den bir lira para talep etmedim, gidip görüşmüşlüğüm yoktur. Zati cezaevine girişler kayıtlar altına alınmaktadır. Basında bahsedilen 70’ten fazla aktif pişmanlıkta bulunan kişi vardır. Ben üstte bahsettiğim şahıslar haricinde kimseyle görüşmedim. Kimsenin avukatlığını yapmadım. Kimsenin ailesi ile görüşmedim.
– Para karşılığı kimseye bu türlü bir vaat vermedim. Benim mesleğim gereği müvekkillerimin menfaatini korumak hedefiyle yargıçlar ve savcılarla makamlarında türel çerçevede müvekkillerimin tüzel durumunu görüşmem zaruridir. Meslek hayatım boyunca benim hiçbir savcı ile dışarıda görüşmem olmamıştır. Soruşturma savcılarından bir talimat almam mümkün dahi değildir.”
“KAYDEDİLENLERİN NE OLDUĞUNU BİLMEMEKLE BİRLİKTE MUHAKKAK ARKASINDAYIM”
Yıldırım tabirinde şunları söyledi:
– “Bahse bahis ses kaydını Yener Torunlar’ın oğlu Doğukan’ın aldığını varsayım ediyoruz. Basında bahsedilen ses kaydı, Doğukan’la aramda geçen konuşmaya ait olabilir. Doğukan’ın bunu harici bir telefonla kayıt altına aldığını düşünüyorum. Mutlaka benim hukuk dışı bir konuşmam yoktur. Bahse bahis konuşmada hatırladığım kadarıyla firarda olan Murat Gülibrahimoğlu’nun gelmesi halinde babası olan Yener Torunlar’ın tahliye olabileceğini hukuken mümkün gördüğümden bahsetmiştim. Bu formda tavsiye vermemin sebebi, Yener Torunlar’ın Murat Gülibrahimoğlu’nun muhafaza ya da idari müdürü olması sebebiyledir.
– Ortamızda katiyen para konuşması geçmedi. Murat Gülibrahimoğlu hala firaridir. Benim müvekkillerim ile görüşmelerim ses kaydına alınmış olabilir. Ben kaydedilenlerin ne olduğunu bilmemekle birlikte katiyetle ardındayım. Bahsedilen ses kayıtlarında bir TL yahut rastgele bir para, menfaat ya da aklınıza gelecek rastgele bir şey geçiyorsa an prestijiyle istifamı veririm. Benim katiyen müvekkil bağlantısı içerisinde yöntemsiz bir biçimde basında yer alan konuşmaları yapma ihtimalim yoktur. Ben bu türlü konuşmalar yapmadım. Kimseyi yönlendirmedim. Bana gelen şahıslar üstte anlattığım üzeredir.”
ÖZGÜR ÖZEL DUYURDU, SORUŞTURMA BAŞLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, avukat Mehmet Y. hakkında “nüfuz ticareti” cürmünden soruşturma başlatmıştı.
Şüpheli avukat, soruşturma kapsamında İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü takımlarınca yapılan çalışmalarda Antalya’da yakalanmıştı, daha sonra süreçleri için İstanbul’a getirilmişti.
Soruşturmaya ait İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, şu tabirlere yer verilmişti:
– “6 Ağustos tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Özgür Özel’in yapmış olduğu konuşmasındaki kabahat oluşturduğu kuşkusuna ait tez hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmış olup, yapılan inceleme sonucunda avukatlık misyonunu icra eden kuşkulu Mehmet Y. isimli şahıs Antalya ili Serik ilçesi Belen bölgesinde araçla seyir halinde iken yakalanarak, ‘nüfuz ticareti’ cürmü isnadıyla gözaltına alınmıştır. Soruşturma süreçleri tüm taraflarıyla titizlikle sürdürülmektedir.”
