Özgür Özel: ‘Atatürk gibi savaşı kazanan kumandan olmak istiyorum’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hem bugüne dek yaptıkları mitinge, hem Ekrem İmamoğlu’nun adaylık sürecine, hem Cumhurbaşkanlığında ismi geçen Mansur Yavaş’a, hem de kendisinin aday olup olmayacağına dair soruları yanıtladı. Sözcü gazetesinden Güney Öztürk’e konuşan Özel, “Atatürk’ün yaşadığı en büyük gurur, Türkiye’nin birinci Cumhurbaşkanı olmak değil ki, Türkiye’yi kurtaran kişi olmak. Ben de ‘Büyük Taarruz’un buyruğunu veren, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan’ kişi olmak istiyorum” dedi.
– Son 5 ayda Türkiye’nin dört bir yanında kurduğunuz temasın fotoğraf kareleri herkesin zihninde…
Her şey Saraçhane’deki birinci mitingde başladı. Toplanmayı yasakladılar, köprüleri kaldırdılar, vapurları bağladılar, metroları kapattılar, otobüsler yasak. ‘Kimse gelmez’ dediler. Ben de dedim ki ‘Gelmezlerse zati bu kıssa burada biter. Ne olacaksa bu gece olacak, bence gelecekler.’ O gece 110 bin kişi, sonra 250 bin, 550 bin, 1.2 milyon kişi geldi.
“İLK ÇIKARMA: MALTEPE”
Bu en kritik mitingdi. Saraçhane’den sonra Anadolu’ya attığımız birinci adımdı. Zorluğu şurada: 7 gün 7 gece İstanbul’da gece gündüz miting yapmışız. Sonra o hareketi sonlandırıyoruz. Bir şey yapmamız lazım. Büyük Maltepe Mitingi fikri geldi. Biz miting kararı aldık, sonraki gün 3 günlük Ramazan Bayramı tatilini 9 güne çıkardılar. ‘Bu miting olmaz’ dediler. ‘Herkes bayrama masraf, çok zayıf kalır.’ Ona karşın 2.2 milyon bireyle tarihin en büyük mitingiydi.
“ÖNEMLİ EŞİK: YOZGAT”
– Yozgat’ta traktöre binip “Turbunan, şalgamınan” mitingine gelelim…
CHP açısından mucizevi bir mitingdi. Yozgat’ta 20-25 kadar çiftçi pahalılığı protesto için traktörle aksiyon yapmıştı. Onlara ceza kesildi. Ekrem İmamoğlu ile o para cezalarını yarı yarıya ödedik. Bu trafik cezaları kesilince ‘Yozgat’a gitmemiz lazım’ dedim. Bana dediler ki ‘Yozgat’ta biz seçimlere bile girmedik, büyük risk olur. Olacaksa bugün olacak. Yozgat, başarılı olursa bütün mitingler başarılı olur’ dedim.
12 yaşından beri traktör kullanırım. Manisa Hacerler Köyü’nde. Orada bindiğim traktör 1973 model. Benden 1 yaş büyük. Kasket ise doğaçlama oldu.
Yozgat’ta miting riskliydi. CHP orada 1000’in altında oy almış. Ancak alan hınca hınç doldu. Miting meydanı yanında bir alan var. Erdoğan daima ‘Şurayı bir dolduramadınız’ dermiş. Orası bile birinci kere doldu. AK Parti’nin kalesi dedikleri yerde, ‘Bak Tayyip Bey, Yozgatlılara bir daha kızma. O dolmuyor dediğin yeri doldurdular’ dedim.
Saraçhane’den yürek bulmuştum. Başarılı olacağımızı düşünüyordum. Yozgat bunu tüm Türkiye gösteren bir mitingdi. Yozgat’tan ilhamla Van, Bayburt, Konya, Aksaray, Kırşehir ve Düzce’de, vekilimizin olmadığı yerlerde çok kalabalık mitingler yaptık. Yozgat’ta çok değerli bir eşik atlandı.
BAYBURT’UN BİRİNCİ EYLEMİ
– 14 yıl sonra Bayburt’ta yağmur altında miting yaptınız…
Bayburt’un özelliği şu: ‘İlk eylem!..’ Seyahat hareketlerinde şov yapılmayan tek vilayet Bayburt. Saraçhane’den beri biz bunlara hareket diyoruz. O yüzden Bayburt’u harekete davet etmek başlı başına bir iş. Bayburt’ta yerelde 870 oy almışız. 20 bin kişilik miting yaptık. O gün ağır yağış vardı. Hatta 10’uncu dakikada dolu yağdı. Meydanın ortası ve gerisi birden dağıldı. O an tedirginlik yaşadım. Fakat sonra gördüm ki, halbuki saçak altına kaçmış herkes. Yağmur azalınca geri geldiler. Düşünsenize 20 bin kişinin 15 bininin yok olup geri geldiğini… Bu çok değerli. Ancak o sağanakta bedende ıslanmadık 1 santim yer kalmadı.
“AYDIN’I SON YAPTIK”
– Aydın başkalarından ayrıştı.
Aydın’ın farklılığı; Aydınlılar bir belediye başkanı seçmiş. AK Parti, belediye liderine demiş ki ‘Bak sen de Aziz İhsan Aktaş’la çalışmışsın öbürleri üzere. Benim partime katıl yoksa içeri atıl.’ AK Parti buna ‘Bir başlangıç’ diyordu. ‘Bundan sonra çok sayıda CHP’li belediye başkanı AK Parti’ye katılacak, katılmazsa içeriği atılacak.’ Millet mahpusa atılan belediye liderlerine aksiyon yaparak nasıl sahip çıktıysa; Aydınlılar da kendi iradelerine, Hasret Çerçioğlu’nun karşısına çıkarak sahip çıktı. Ve Aydın, AK Parti için bir başlangıç değil, bir son oldu. Sonraki gün Aydın’daki 150-200 bin kişilik kalabalığı gördüklerinde haber yaptırdılar. ‘AK Parti aşikâr kriterler koyacak, her geleni, yolsuzlukla anılanları almayacak’ falan… Oradaki siyasi yan kesiciliğe suçüstü yaptık. Siyasi bir kapkaçı engelledik. Birçok belediye başkanı da Çerçioğlu’nun düştüğü durumu görünce, mahpusa girmenin ağır bir ceza almadığını, en ağır cezanın seçmenin laneti olduğunu anladı.
“ALANLAR DOLDU ÖZGÜVEN GELDİ”
“CHP, hiç dolduramadığı meydanları dolduruyor. Konya mitinginde Erdoğan’ın en güçlü olduğu devirde doldurduğu bir meydan var. Artık oradan kaçıyor. Biz o meydanı doldurduk. Trabzon’daki meydanı bir tek o doldurmuş, 65 bin bireyle. Biz 120 bin bireye katladık. Yani bu türlü özgüvenli ilerliyoruz.”
“BU DAVADAN HİÇBİR ŞEY ÇIKMAZ”
– Eylülde partiye kayyum atanması ya da Kılıçdaroğlu’nun idareye gelmesi durumunda nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Kurultayla ilgili olumsuz karar çıkmaz. Bu, sonuç değil süreç odaklı bir dava. CHP’yi tartıştırmaya açmaya yönelik. Dikkat ederseniz ben bu tartışmayı hiç yapmıyorum. Zira konuşulunca emeline ulaşıyor. Sorun birinin partinin başına gelmesi değil. Sıkıntı bu ihtimalin konuşulması ve partinin tartışılması. Bu partiye asla ne kayyum atanır, ne butlan gelir. Olacak olan şudur: Ertelenir ve parti tartışılmaya devam eder. O vakit doğrusu tartışmamak.
– Pekala baskın seçim hazırlığı yapılıyor olabilir mi? Butlan ya da kayyum getirilmek suretiyle…
Tayyip Erdoğan şayet bizim partiye kayyum (butlan) atayıp, akabinde da partiyi karıştırıp, bir baskın seçim hayal ediyorsa o hangi kaideleri talep ediyorsa o kuralları sağlayayım kâfi ki o erken seçim yapsın. Yapılacak o seçimi biz kazanacağız.
“YETER Kİ SANDIĞI GETİRSİN”
– Kasımda seçim mümkün mü?
Hangi kuralları istiyorsa Tayyip Bey bildirsin, o kurallarda erken seçime razıyız. İstedikleri kadar karıştırsınlar karışmayız. Cumhurbaşkanı adayımızı en yüksek oyla seçtiririz. Tayyip Bey kâfi ki sandığı getirsin.
“SEÇİME KADAR DEVAM”
– Meydanlar size ne söylüyor?
Açıkçası, ‘Kurtuluş yok tek başına ya daima birlikte ya hiçbirimiz’ diyor. Bu çok değerli bir şey. Sonra ‘Yiğidim Aslanım’ diyor. Yani haram yemediler, cana kıymadılar. Meydanların iletisi net: Bu palavralara inanmıyoruz. Teslim olmuyoruz. Direneceğiz. Ve tek başımıza kurtulamayacağız. Bu aksiyonlar sonuç alınana kadar devam edecek. Diyorlar ki, ‘Sonuç alamazsan!..’ O vakit seçime kadar sürecek.
– Sonuç nedir?
Arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanması kazanımı kıymetli bir sonuçtur. Yani tutuklamalar biter, Ekrem İmamoğlu, belediye liderlerimiz işinin başına dönerse… Kimse ‘yargılanmasınlar’ demiyor. Adil, şeffaf, tutuksuz yargılansınlar. Bırakın hizmet etsinler, işlerini güçlerini yapsınlar. Sen yeterli hizmeti neden engelliyorsun? Cumhurbaşkanı adayımız tutuksuz yargılandığında, o (isterse), mitinglere ‘iktidara yürüyüş mitingi’ ismi koyar ve devam eder.
“YAVAŞ BU KURALLARDA YADSINAMAZ SEÇENEK”
– Mansur Yavaş “Özgür Bey parlıyor, o olur, ben olurum. Birimiz yapsın da kim yaparsa yapsın” dedi. Cumhurbaşkanlığına aday olmayı düşünüyorsunuz?
Ben kendimi adaylaştırmanın adil bir seçimin önüne geçeceğini düşünüyorum. Zira beşerler, kendilerinin adaylık ihtimali olduğu vakit birazcık objektif bakış açısını kaybeder. Ben daha evvel de söylemiştim ve bu sözümü bir kere yerine getirdim. Mümkün olan en geniş iştirakte en hakikat adayı belirleyeceğiz, demiştik. 23 Mart günü 15.5 milyon kişi oy kullandı. Yani Ekrem İmamoğlu ne benim ne partinin, resmen Türkiye’nin adayı oldu. Ben kendimi bir seçenek olarak tutup başka formüllerin önünü tıkamak istemem. Mümkün olan en iştirakçi, en gerçek metotla, bu bazen illa yine sandık koymak değildir. Bir anket yaparsınız, seçimi kazanacak bir kişi ortaya çıkıyordur. O bireyle seçime masraf alırsınız. Mansur Bey de bu koşullar altında yadsınmayacak seçenektir.
“SAVAŞI KAZANAN KUMANDAN OLMAK İSTİYORUM”
– Kendiniz için hiçbir şey istemiyor musunuz?
Seçimi kazanan genel lider olmak, geleceğe bırakabileceğim en büyük miras. AK Parti’yi gönderen, seçim akşamı zafer konuşmasını yapan genel lider olmak istiyorum. Bülent Ecevit, girdiği iki mahallî, iki genel seçimden partiyi birinci çıkarmıştı. Ben de partiyi birinci çıkarmayı taahhüt ediyorum. Çıkaramazsam istifa ederim demiştim. Lokal seçimde partiyi birinci parti yaptım. Birinci genel seçimde de partiyi birinci parti yaparsam, Tayyip Erdoğan gitmiş oluyor. Bu, Türkiye’de 25 yıllık kabusun bitmesi demek. Bunu başaran kişi olmaktan daha büyük bir gurur yok. Mesela Atatürk’ün yaşadığı en büyük gurur, Türkiye’nin birinci Cumhurbaşkanı olmak değil ki, Türkiye’yi kurtaran kişi olmak. Ben de ‘Büyük Taarruz’un buyruğunu veren, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan’ kişi olmak istiyorum. Bana diyorsunuz ya ‘Kendiniz için ne istiyorsun?’ Daha ne isteyeyim, savaşı kazanan kumandan olmak istiyorum. Cumhurbaşkanlığı da hangi partilimize düşerse bu onur, onun yaşayacağı bir onur. Onun için de en sakin ve en gerçek kararı verebileceğim konumda olmam lazım. Objektif bir konum.
