Odatv’den kaçmaz… Müsavat Dervişoğlu’ndan Marx esintileri… Sol furya sürüyor
MHP’den ayrılan davacıların kurduğu İYİ Partinin genel başkanı Müsavat Dervişoğlu, 5 Mart Çarşamba günkü küme toplantısına 2 Mart’ta vefat eden solcu sanatçı Edip Akbayram’ın seslendirdiği, sol kitleler tarafından “marş” niyetine dinlenen “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” müziğiyle girmişti.
Odatv, bahisle ilgili “Türkeş ile başladı Dervişoğlu ile devam etti… Davacıların ‘sol’ furyası: Artık kimleri dinliyorlar” başlıklı bir haber de yayımlamıştı.
DERVİŞOĞLU’NDAN MARX ESİNTİSİ
Müsavat Dervişoğlu bugünkü küme toplantısında Karl Marx ve Friedrich Engels’in 1848 tarihli Komünist Manifesto’sunun birinci cümlesinde yer alan “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor — komünizm hayaleti” tabirine göndermede bulundu.
Dervişoğlu şu sözleri kullandı:
“Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor, değişim hayaleti. Herkes bir şeylerin değişmesi gerektiği konusunda hemfikir. Tarihi bir karar ve tarihi bir yol ayrımındayız. Ya Tayyip Erdoğan değişecek, ya vatandaşlık tarifi.
Ya Tayyip Erdoğan değişecek, ya bu milletin mayası. Değiştirilmesi gereken Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yönetemediği ülkenin temsil makamından gitmemek için, milletin ismini bile değiştirmeye kalkan bu zatı değiştireceğiz…”
Dervişoğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:
“1919 karanlığından doğan, güneş çehreli kurdun müsaadeden gideceğiz. Sevdası Türkiye, tasası büyük Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği olan herkesi, ihanete planlarına karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Bu çağrım, Türk milletinin varlığı, birliği ve istikbali için siyaset yapan ve uğraş eden herkesedir: Hangi partiden olursanız olun, gelin. Gelin Cumhuriyet’e sahip çıkalım. Gelin vatandaşlığa sahip çıkalım. Gelin Türklüğe sahip çıkalım. Neyin değişeceğine biz karar vereceğiz. Ne olacağımıza kendimiz karar vereceğiz. 100 yıl evvel olduğu üzere bugün de kendi bahtımızı kendimiz tayin edeceğiz. Türkiye’nin salonları, sokakları, meydanları bizimdir. Gelin, Sultanahmet Meydanı’nı işgalciye inat dolduranlar üzere, bizim olan bu memleketin her köşesini dolduralım. Gelin bu ihanet sürecine karşı güç birliği yapalım. Bu davete iştirak edecek herkesi peşinen yoldaşım ve dava arkadaşım sayıyorum. Ben üzerime düşeni yapmaya hazırım. ‘Ben de varım’ diyen herkesi, önüme, gerime değil, durduğum safa, kazdığım sipere davet ediyorum. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe…”
