Milli Çözüm sürecini başlatan Bahçeli’den açıklama: Demokratikleşmeye varız

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin açıklaması şöyle:

Siyasi çalkantıların, silahlı çatışmaların, sistemik çatlakların ve sivrilen başka pek çok çarpıklığın insanlığın barış, huzur ve güvenlik atmosferini zehirlediği herkesin malumudur.

İstikrarı zedelenmiş, iradesi zincirlenmiş bir dünya tablosu tüm risk ve belirsizlikleriyle karşımızdadır.

Çok bilinmeyenli global siyaset denkleminin hangi vasıtalarla çözüleceği, çözülse bile sonunun ve sonuçlarının nasıl olacağı meçhuldür, ayrıyeten üzerinde baş yorulması gereken de karmaşık bir muammadır.

Ahlaki, manevi ve hukuksal krizlerin yükselen çıtasına eşzamanlı olarak yaygınlaşan jeopolitik çekişmeler, ekonomik restleşmeler ve stratejik cepheleşmeler devamlı yeni mevziler elde edip farklı boyutlar kazanmaktadır.

Böylesi kaotik ortam ve kaidelerde Türkiye için tarihi bir fırsat kapısı aralanmıştır.

Bölgesel ve global tehditlere karşı varisi olduğumuz medeniyet müktesebatı ve muazzez millet varlığı yegane teminatımızdır.

Türk milleti bin yıldır Anadolu coğrafyasını yurt tutmuştur.

Elbette bu bin yıllık süreçte ağır bedeller ödenmiştir.

Mukadderatımızın gururu, mukaddesatımızın simgesi olan aziz vatan tıpkı vakitte üzerinde yaşayan beşeri cevherin birlik ve kardeşliğiyle gerçek mana ve muhtevasını bulmuştur.

Anadolu coğrafyasında gelip süreksiz, konargöçer, dönemsel kiracı ve ziyaretçi olmadığımız asırların müşahitliğiyle tescil ve tevsik edilmiştir.

Türk milleti devasa mahiyetli ve kökleri derinlere tutunan muazzam bir kardeşlik şuurunun mecmuu ve medarı iftiharıdır.

Bugüne kadar yaşanan kaç acı birlikte yaşama inancına ve isteğine gölge düşürememiştir.

Küresel emperyalizmin şirret oyunları ulusal dayanışmanın emsalsiz azmiyle berhava edilmiştir.

Türk milletine kan, renk, ruh ve beden veren her insanımız kısmi nitelikli yöresel, dilsel ve kültürel farklılıkların çok üstünde temerküz eden soylu bir kucaklaşmanın neferleri olmuşlardır.

Türkiye Cumhuriyeti 1984 yılından buyana bölücü terör örgütü PKK’yla çaba etmiştir.
Bu gayret haklıdır, yasaldır, hukuksaldır, elbette takdir ve tazime en üst düzeyde layıktır.

Nihayet yeni yüzyılda terörsüz Türkiye’nin seher vaktine gelinmiş ve bu suretle ulusal huzur ve sükûnetin gün doğumuna ramak kalmıştır.

27 Şubat 2025 tarihinde DEM heyeti tarafından kamuoyuna okunan ve İmralı’da kaleme alınan açıklama baştan sona pahalı ve kıymetlidir.

27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi Fis Köyü’nde birinci kongresini yaparak Marksist-Leninist çerçevede büyük Kürdistan’ın kurulmasını hedefleyen PKK terör örgütü, 47 yıl sonra kurucu lideri tarafından örgütsel yapısını lağvetmeye çağrılmıştır.

Kandil’den yapılan açıklamalar bu çağrıyı destekleyici ve tamamlayıcı özelliktedir, hakikaten memnuniyet vericidir.

PKK terör örgütünün Kandil’deki elebaşları İmralı’nın etrafında kenetlenerek 27 Şubat davetine sahip çıkmaları geldiğimiz bu etapta örgütsel tutarlılık olup herkesin faydasınadır.

Terörle sonuç alınması ham bir hayaldir.

Türk-Kürt kardeşliğinin kundaklanmasına ve kurcalanmasına müsamaha gösterilmesi bundan sonra hem imkansız hem de böylesi bir yanlışın peşine düşmek beyhude bir fikirdir.

Çağrı bölücü örgütün bütün bileşenlerine yapılmıştır, riayet ve muvaffakiyeti yeni yüzyılda Türkiye’nin gücüne güç katacak, bin yıllık kardeşliği bir yanda çevikleştirip öteki yanda çelikleştirecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi terörsüz Türkiye maksadına samimi katkı sağlayan, demokratikleşme sürecine önşartsız omuz veren kim olursa aziz Türk milleti namına müteşekkirdir.

Medyaya yuvalanmış kimi arka niyetlilerin 27 Şubat davetini karalamaya, barış ve huzur adımlarını baltalamaya çalışmaları sinsi bir tertiptir.

Terörsüz Türkiye hasretini sulandırmaya, ihtiyatlı optimistlik ortamını bulandırmaya efor harcayanlar bilinmesini isterim ki, bölücülüğün değirmenine su taşıyan, terörün kanlı akınlarının devamından çıkar ikmali yapan taşeronlaşmış gayri ulusal zihniyetlerdir.

“Ne verildi? Ne alındı” sorularını gündeme taşıyarak yüzlerini buruşturanların, müspet iklimi karıştıranların masumiyetinden ve makuliyetinden bahsetmek mümkün değildir.

PKK’nın kendini feshedecek olmasından ötürü kaygıya kapılanların istismar kaynağı kuruyacak, Türkiye yeni yüzyılın rotasında süper bir uyanışa geçecektir.

Provokasyonlara azami dikkat ederek, marjinalleşmiş kümelerin tahriklerine karşı uyanık durarak, mücavir bölgelerimizde gözü ve maksadı olan ülkelerin senaryolarına vaktinde ve hazırlık içinde müdahalede bulunarak şiddet ve ihanetle ihata edilmiş bir devrin kapıları bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır.

Terörle çabadan de ödün verilmemesi asıldır.

Devletin pazarlık yapmayacağını bilmeyecek kadar fikren, kalben, aklen ve vicdanen kurumuş ve kokuşmuş çevrelerin absürt hamaset tuzaklarına düşmeden Türk ve Türkiye Yüzyılı elbirliğiyle, güç birliğiyle tesis ve temin edilecektir.

Türk milleti yeni bir tarih yazmaktadır.

Bu tarih sayfalarında da vatan ve millet muhaliflerine asla yer olmayacaktır.

Aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin mübarek Ramazan ayını bir defa daha kutluyor, Rabbim’den birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi her daim koruma buyurmasını niyaz ediyorum.

Terörsüz Türkiye, huzurlu Türkiye, üstün güç Türkiye yarın değil, çabucak ulaşılacak bir amaçtır ve bizim de siyasi onurumuza emanettir.