MHP lideri Devlet Bahçeli’den Selahattin Yılmaz açıklaması

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı mali evrak soruşturmasında, itirafçıları susturmak için kiralık katil tuttuğu argüman edilmiş, bunun için oluşturduğu yapının liderliğini de Selahattin Yılmaz’ın yaptığı öne sürülerek 13 kişi gözaltına alınmıştı.

BAHÇELİ’DEN SELAHATTİN YILMAZ AÇIKLAMASI

MHP lideri Devlet Bahçeli bugün yazılı bir açıklama yayınlayarak şunları kaydetti:

“Milliyetçi Hareket Partisi görülen ve yürüyen davaların bir an önce adalet ruhuna muvafık halde sonuçlanmasını, doğal olarak objektif kararın açıklanmasını arzulamaktadır. Uzayan ve uzatılan soruşturma ve kovuşturmaların siyasi istismara maruz kalması, organize yıpratma kampanyalarına uğraması, kutuplaşma dinamiklerini tetiklemesi kaçınılmazdır.

Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini “kiralık katil ve suikastçı” diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir lisanın sonucudur.

Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri legal olarak tanımlanamaz, bu türlü de isimlendirilemez.

Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini sav etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır. Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Ezcümle ve tekraren Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. İnanıyorum ki, pak ve hatasız olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır.

ÖZGÜR ÖZEL’E SERT ELEŞTİRİ

Siyasi dağınıklığın simge ismine dönüşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Aydın Mitingi’nde yaptığı konuşma tek sözle hezeyanname nutku, hezimet ve hüsran numunesidir. CHP Genel Başkanı’nın her kelamı palavra ve yamuk, her sav ve ifşası yaban ve aldatıcıdır. Türk siyaset ve demokrasi kültürü pişkince, daha ötesi pervasızca tahrip edilmektedir.

Önemle ve bilhassa söz etmek gerekirse; CHP’li belediyeler etrafında dönen rüşvet çarkları, işleyen yolsuzluk şantiyeleri, genişleyen kirli ilgiler ağı, çıta yükselten haksız çıkarlar sarmalı, yaygınlaşan gayri legal para trafikleri bütün netliğiyle ortada ve gündemin başköşesindedir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı siyasi ikbal gayesiyle araçsallaştıran, yapılan ihalelerden alınan astronomik rüşvet paralarını ismine “Sistem” denilen düzenekte toplayan şahsın ve çetesinin adeta bir soygun tertibi kurduğu bütün vahametiyle meydandadır.

CHP Genel Başkanı’nın, toplanan maddi kanıtları ve aktif pişmanlıktan istifade eden şahsıların çarpıcı itiraflarını karalayıp onu bunu suçlamak yerine Türk yargısının işleyişine yardımcı olması, CHP’nin düştüğü derin bataklıktan gerçeklerle yüzleşerek ve özeleştiri yaparak çıkmayı denemesi siyasi akıl ve ahlaka en uygun seçenektir.

Suçluların telaşıyla yolsuzluk ve rüşvet müdafaası CHP Genel Başkanı’na hiçbir şey kazandırmayacak, hiçbir şey de katmayacaktır. CHP’nin idarede olduğu belediyelerde aleni biçimde kurulan haram ve hırsızlık saltanatının devlete ve millete karşı açılan şer ve şekavet cephesi olduğu artık inkarı mümkün olmayan bir olgudur.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü her Türk vatandaşı için bağlayıcıdır. Bunun hilafına yahut buna muhalif tutum, tavır ve eylemsel siyasi hareketler elbette yok kararındadır. Güneşin balçıkla sıvanacağını düşünenler, mitinglerle milletimizin aldatılacağını hesap edenler hem ufuksuz bir başın, hem şuursuz bir aklın, hem de huzursuz bir vicdanın tabanındadır.

Milliyetçi Hareket Partisi görülen ve yürüyen davaların bir an önce adalet ruhuna muvafık halde sonuçlanmasını, doğal olarak objektif kararın açıklanmasını arzulamaktadır. Uzayan ve uzatılan soruşturma ve kovuşturmaların siyasi istismara maruz kalması, organize yıpratma kampanyalarına uğraması, kutuplaşma dinamiklerini tetiklemesi kaçınılmazdır.

CHP Genel Başkanı’nın ve CHP menşeli cürüm örgütünün nasıl bir cendereye kapıldığı, nasıl bir çıkmaza sürüklendiği belirlidir, bilinmektedir. Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini “kiralık katil ve suikastçı” diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir lisanın sonucudur.

Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri yasal olarak tanımlanamaz, bu türlü de isimlendirilemez. Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini argüman etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır.

Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Ezcümle ve tekraren Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. İnanıyorum ki, suçsuz ve hatasız olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır.

Özgür Özel’e tavsiyem, dava arkadaşlarımızı lisanına dolamaktan vazgeçip kol ve göz arasında bulunan, hatta hayli kalabalık halde bulunan hırsız yoldaşlarıyla meşgul olması, şayet bir işbirliği içinde değilse bu zevata baş yormasıdır”