Mehmet Çek Odatv’ye yazdı: Nedir bu Alevi raporu

AK Partili yıllarda, 2009 Haziran başından 2010 Ocak sonuna kadar gerçekleştirilen 7 çalıştay Alevilikle ilgili belirli başlı sıkıntıların kamuoyu tarafından tüm taraflarıyla tartışılmasına yardımcı olsa da o dönemki Türkiye şartlarında kamuoyu aktörleri ortasında hayli olumlu karşılansa da kayda paha bir sonuç alınamamıştır.

Bu çalıştaylarda hükümet hayli devrimci bir yaklaşımla soruna ait somut tahlil tekliflerini almak gayeli bir tartışma açsa da maalesef iştirakçiler tarihte birinci sefer yakalanmış bu fırsatı hoyratça bir vıdı vıdıcılığa kurban ettiler.

GENİŞ İŞTİRAK

Katılımcı sayısındaki çeşitlilik ve farklı alanların tıpkı anda toplantılarda temsili demokratik irtibat bakımından olumlu görünse de tartışmaların gereksiz yere uzamasına, polemik ve şahsî atışmalara, iştirakçileri bilgi seviyelerindeki farklılık nedeniyle yanlış anlamalara ve birbirini tekrar eden sayısız konuşmaya yol açmıştır. Yani şu tespit rahatlıkla yapılabilir: Geniş iştirak demokratik meşruiyet açısından olumlu, toplantıların verimliliği bakımından ise olumsuz sonuçlar doğurmuştur.

Çalıştaylarda bir öbür sorun, hükümetin somut tahlil tekliflerini tartışmaya açmak yerine iştirakçilerinin özgür kanıları çerçevesinde çalıştayın şekillenmesine müsaade vermesi olmuştur. Bu yol, yani somut sıkıntıların somut tahlil teklifleriyle birlikte tartışılmaması söylenen kelamların havada kalmasına ve kendini tekrar etmesine yol açmıştır.

Yani AK Parti’nin 2009 ortalarında başlattığı fakat saydığım ve farklı sebeplerden yarıda kalan Alevi açılımı, o periyotta Türkiye’nin içine girdiği kaotik süreç nedeniyle tamamlanamadı.

Araya vakit girdi.

15 Temmuz’dan sonra doruktan tırnağa yenilenen devlet girdi.

2018’den itibaren Süleyman Soylu döneminde İçişleri Bakanlığı bünyesinde yeni bir yapılanmayla bu alanda çalışmalar yine başlatıldı.

2018-2023 ortası Alevi toplumu açısından hiç elbet cumhuriyet tarihindeki en verimli periyot oldu. Toplumsal barış ismine çok değerli adımlar atıldı.

Farklı cinsten bir proje idi.

Doğrudan sorunun kendisini muhatap alarak girilen bir proje.

Ve bu projenin muazzam bir halde sürdürülüp, başarılı olması cumhuriyet tarihinde alevilerin birinci defa resmen tanınıp, sistemin içine dahil edilmeleri manasına gelen alevi başkanlığının kurulmasıyla taçlandırılan bütün o sürecin muvaffakiyetinin sırrı ne idi biliyor musunuz? Davul zurna çalmadan yürütüldü.

Hatırlıyorum Bakan Soylu, bu projenin mühendislik çalışmasının başına getirip, birinci etapta bütün yurdu dolaşmakla görevlendirdiği Ali Arif Özzeybek beyefendiye “Bir derviş gibi” diyordu “sessizce gidip sessizce gelelim, meyyit üzere gidip meyyit üzere gelelim..”

Nakış üzere işlenen bir süreçti.

NELER YAPILDI

Türkiye’nin dört bir yanında köyler, cemevleri, ocaklar tek tek dolaşıldı., Evvel alevi toplumu dinlendi. Sonra toplananlar Ankara’da masaya yatırılıp üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Nereden başlanacaktı? Birinci etapta fiziki talepler doğrultusunda harekete geçilip, iki üç yıl çalışıldı, muazzam işler çıkarıldı ortaya, 51 vilayette 1684 Cemevi elden geçirildi. Binalar yenilendi, su, elektrik, yol problemlerine kadar değerli ölçüde halledildi.

Adeta bahar gelmişti alevi mahallesine..

On yıllar sonra birinci kere yüksek sesle takdir ediyorlardı devleti aleviler.

Cumhurbaşkanı cemevlerini ziyaret etti, muharrem oruçlarını oralarda açtı. Yeni cemevlerinin açılışları cumhurbaşkanı eliyle yapıldı.

Hem devlet hem de AK Parti’nin kendisi bağlantı kurmakta en zorlandıkları toplumsal bölüme ulaşmıştı.

DOĞRUDAN, ARACISIZ ve tekrar ediyorum; Davul zurna çalmadan.

Aksi halde muvaffakiyete ulaşmazdı zati. Nemalanmak icin sıraya girecekler, mani olmak niyetli üzerinde tepişecekler, rol kapmaya çalışacaklar teyyy tey. Sarardık başa.

Zira muhatap diye piyasada görülenlerin değerli kısmı ‘Alevicilik Ticareti’ yaparak geçinenler münasebetiyle sorun ortadan kalksa ekmeksiz kalacaklardan oluşan bir kesim. Bunlarla çözülebilecek bir sorun olacağını düşünmüyorum.

Bakın çok net konuşuyorum;

SESSİZ İHTİLALİN MİMARI

Bu ülkenin yüzyıl boyunca ötelenmişleri sıkıntısında gerçek bir sessiz ihtilalin mimarı olan Erdoğan, bütün ötekiler üzere alevilere de daha birinci günden en üst seviye temsil makamlarında alan açmayı hiç bir periyot ihmal etmedi.

Fakat temsil makamına getirdikleri çokça bu makamları temsil ettikleri toplumsal kısımlar ismine yararlı kullanmak yerine çok çabuk Ankara’nın konformizmine kapılıp, kayboldular. Denilebilir ki tarihi fırsatlar harcandı. İsim tercihlerinde yaşanan sorunlar Erdoğan’ın samimiyetli teşebbüslerinin sonuçlara yansımasına pürüz oldu.

Şimdide üstelik daha rahatsız edici halde tıpkı sorunla karşı karşıyayız. Alevi toplumunun tahminen de en sıkıntılı profilleri alevileri temsil makamlarındalar.

Konumuza devam edersek;

En büyük ihtilal sona saklanmıştı; 9 Kasım 2022 günü Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı resmen kuruldu. En büyük talepte yerine getirilmişti: Devlette kurumsal temsil, varlık.

Tarihsel bir adımdı.

Bundan sonra yeniden ortaya çok olumlanamayacak bir süreç girdi. Bilhassa kamuda alevilere yönelik ayrımcılık konusunda başa sarıldı.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ VURGUSU

Bugün tekrar konuşuyoruz.

Dosya hâlâ masada, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bizi bekliyor. Bu türlü kritik ve siyaseten riskli hususlarda en çok muhtaçlık duyulan şey, yavuz ve yürekli liderliktir. Artık herkesin malumu olduğu üzere, bu cüret ve kararlılık Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Bilge Başkan Devlet Bahçeli’de ziyadesiyle mevcut.

Başka da kimseye gereksiniminiz yok.

Mesela Kürt sorunu bu türlü değil, ortada bir silah olgusu var, şiddet faktörü var, 50 yıllık sistematik terör olayı var. Münasebetiyle muhattaplarıyla temas mecburidir. Alevi sıkıntısı ise direkt problemlerin kendisi tahlile kavuşturulmak suretiyle çözülebilir. Aksi takdirde alevileri temsil savındaki örgütlü yapıların iç iktidar gayretinin bile oyuncağı olabilirsiniz.

Buradan hareketle;

Cumhurbaşkanlığı Toplumsal ve Gençlik Politikaları Kurulu Üyesi ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Kurucu Lideri Dr. Ali Arif Özzeybek ki kendisi 2018 ile 2023 ortası sürecinin de mimarlarındandır. Tekrar kolları sıvadı. Sn. Hasan Doğan’ın kendisine bu alanda açtığı imkanlar ve teşvik ve Sn. Mehmet Uçum ile yaptığı istişarelerin sonucunda yeni bir çalışmanın kapısı açıldı.

Birlikte “Milli Birlik ve Beraberlik Çalışması Alevi-Bektaşi Toplumunun Problemlerini Çözmeye Yönelik Adımlar, Tahlil Teklifleri ve Uygulama Planı” isimli bir çalışmayı birlikte tamamladık.

Daha sonra Ali Arif bey bu çalışmayı MHP Genel Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye, Dem Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan’a ve AK Parti Genel Başkanvekili Sayın Efkan Ala’ya arz etti.

Üç partinin de hayli net ve kararlı dayanakları alındı.

ÖZEL’E REAKSİYON

Yalnızca her fırsatta alevi istismarcılığı ile tanınan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel alevilerin meselelerinin tahlili ismine yapılan bu çalışmaya fırsat ve randevu vermedi.

Rapora dönersek, rapor uzun, ancak raporda da vurgulandığı üzere aleviler açısından öne çıkan 4 temel sorun var;

• Kamuda alevilere yönelik ayrımcılık, ki bana nazaran oburlarının tamamı alevi toplumu için tali en değerli sorun bu. Yani iş, aş. Aleviler çocuklarını okutuyor fakat kamuda göremiyor.

• Cemevlerinin hukuksal statüsü,

• Alevilik ve Bektaşiliğin okullarda seçmeli ders olarak okutulması,

• Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının Cumhurbaşkanlığına bağlanması.

Şimdi!

Sn. Bahçeli’nin Hacı Bektaş’ta ta topraktan bağışlayıp yaptırdığı külliye inşaatı tamamlanmak üzere. Yetiştirildiği takdirde 29 Ekim’de külliyenin açılışı yapılacak ve Sayın Bahçeli burada önemli iletiler verecek ve Alevi toplumu şimdiden Devlet Bahçeli’nin 29 Ekim’de planlanan açıklamalarına kilitlendi bile.

Umarım bu sefer olur.

Mehmet Çek

Odatv.com