Kapitalizmin tıp ahlakı: Canlı insandan organ almak… Bu bir ‘Kara Kutu’ haberidir
ABD Sıhhat ve Sosyal Hizmetler Bakanı Robert F. Kennedy Jr. Kentucky’deki bir organ bağışı merkezine yönelik federal soruşturma sonrası sistemin tekrar düzenleneceğini açıkladı. Soruşturma sonuçlarına nazaran, birtakım hastaların hayat belirtileri sürerken organ toplama hazırlıkları yapılmış ve 73 hastada organ bağışıyla bağdaşmayan nörolojik bulgular tespit edilmişti.
New York Times’ın haberine nazaran soruşturma, 2021 yılında Kentucky’de beyin mevti gerçekleştiği sanılan bir hastanın ameliyathaneye götürülürken hareket etmesi ve inlemesiyle başlatıldı. Hastanın hayatta olduğunun fark edilmesi üzerine organ nakli operasyonu son anda durduruldu. Hasta kurtuldu, fakat onun üzere öbür hastalar da var.
EN AZ 28 KİŞİ
Soruşturmayı yürüten Sıhhat Kaynakları ve Hizmetleri Yönetimi (HRSA), Louisville merkezli kar gayesi gütmeyen Hope Network isimli kuruluşta bağış onayı alındığı halde tamamlanmamış 351 hadiseyi inceledi. Bu hadiselerden 103’ü için ‘endişe verici’ tabiri kullanıldı. Soruşturma sonuçlarına nazaran, en az 28 hastanın organ toplama süreci başladığında şimdi ölmediği, 73 hastada ise önemli nörolojik aktiviteler görüldüğü kaydedildi.
Bulgular üzerine açıklama yapan RFK Jr., sistemin derinlemesine yine yapılandırılacağını açıkladı ve şunları söyledi:
“Hastanelerin, hastalar hala ömür belirtileri gösterirken organ teminine başlaması dehşetli. Bu sistem baştan aşağıya değişmeli. Organ nakli uyumundan sorumlu tüm kuruluşlar hesap verebilir olacak. Her potansiyel bağışçının hayatı, hak ettiği kutsallıkla ele alınmalı”
KIRSAL BÖLGE HASTANELERİ ALARMDA
Rapor, problemli olayların birçoklarının küçük ve kırsal hastanelerde gerçekleştiğini de ortaya koydu. Öte yandan, HRSA bilgilerine nazaran 2024 yılında 40 binden fazla organ nakli gerçekleştirilmiş durumda ve ABD genelinde yaklaşık 170 milyon kişi kayıtlı organ bağışçısı pozisyonunda. Bu oran, erişkin nüfusun yüzde 60’ına karşılık geliyor.
SONER YALÇIN’IN KİTABI YENİDEN MANŞET BELİRLEDİ
Soner Yalçın’ın 2019 yılında yayımlanan Kara Kutu kitabı, sıhhat kesimindeki kirli oyunları deşifre ediyor. İlaç firmaları başta olmak üzere kapitalizmin tıp ahlağını nasıl hiçe saydığını bir bir ortaya koyuyor.
Kitaptan kısa bir alıntı:
“Meselenin yalnızca para olduğunu vurgulamak istedim. Bu yalnızca Türkiye’ de değil dünya ilaç pazarında bu türlü. Gibisi Hindistan’ da gerçekleşti: Novartis, tekrar “Glivec” ilacı yüzünden Delhi’ deki Hindistan Yüksek Mahkemesi tarafından mahkum edildi. Şirketin patent hakkı iptal edildi . . .
Neoliberal sıhhat siyasetinin temelinde “devlet soygunu” maksattır; sonra vatandaşlar gelir!
…Yani arkadaş!
Biyoeşdeğerlilik neymiş, geçiniz . . .
Farmakokinetik neymiş, geçiniz . . .
Kapitalizm ahlakını savunan idealist Adam Smith bile sağlığın-ilacın ehemmiyetini bilip şöyle dedi:
“Sağlık hizmetleri, piyasaya bırakılamayacak kadar kritik önemdedir!”
