Günün haberi: Akın Gürlek dolandırılmak istendi, Başsavcılık doğruladı

“Skandal bir olaya ulaştım. Savcıları dolandırmaya çalışan birilerinden yahut bir çeteden bahsetmek istiyorum size. Dolandırılmak istenen isimler ortasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek bile var.

Sayın başsavcıyla da konuştum, doğruladı.

Bu köşeyi okuyan okurlarım hatırlayacaklardır. Eskişehir’de emekli bir yurttaşımızın borsa yatırımı için dolandırıldığı ve şikâyeti ile başlayan soruşturmanın ardından İstanbul Maltepe’de son bulan dolandırıcılık evrakını yazmıştım.

Savcılık bu şahısların yeniden ilişkili olduğu Ramazan Erkul ve Mine Cengizgibi isimlerin önderliğini yaptığı yasadışı bahis parasını aklayan bir yapıyı da ortaya çıkardı ve yargılama başladı.

Bu belgedeki gelişmeleri de yazacağım lakin bu soruşturma sürerken ortaya çok çarpıcı bir durum çıktı.

Soruşturmayı yürüten savcıyı, dahili sınırdan 1 Temmuz 2025 tarihinde saat 10.13’te kendisini “Berlin büyükelçisi” olarak tanıtan bir kişi arıyor. Yasadışı bahis finansı savı ile soruşturulan Ramazan Erkul’u tanıdığını, bu şahsın temiz olduğunu ailesi tarafından kendisine iletildiğini, bu konuda lehte bir kıymetlendirme yapılıp yapılmayacağını, ayrıyeten MASAK raporu geldiğinde isimli denetim düşünüp düşünmeyeceğini soruyor.

Savcı şaşırıyor ancak ketum bir formda belgede zımnilik kararı olduğunu, bilgi vermeyeceğini söylüyor. Sonrasında kendini büyükelçi olarak tanıtan kişi savcının cep telefonunu istiyor. Savcı tekrar arayacağını düşünerek cep telefonu numarasını veriyor. Çabucak ardından Berlin İsimli Müşavirliği’nde misyonlu hâkim aranıyor ve bilgi veriliyor.

Berlin isimli müşaviri, 3-4 ay evvel Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da birebir halde arandığını bildirmiş.

Ertesi gün yani 2 Temmuz’da bu sefer saat 16.07’de +49 ile başlayan bir numaradan savcının cep telefonu aranıyor. Savcı hoparlörü açıyor ve yanındaki meslektaşının da duymasını sağlıyor. Arayan kişi tekrar Ramazan Erkul hakkında hata kuşkusunun olup olmadığı, kabahat vasfının değişme ihtimalinin olup olmadığını soruyor. Görüşme sonrasında çabucak Berlin İsimli Müşavirliği’ndeki hâkim aranıyor ve numara soruluyor.

İşin enteresanı arayan numara Berlin Büyükelçiliği çıkıyor. Yani numara taklit edilerek aranıyor.

Bunun üzerine savcı olayları tutanak altına alıyor.

Bu durum diğer adliyelerde yaşanmış mı diye soruşturduğumda Bakırköy Adliyesi’nde de yaşandığı, hatta İstanbul Başsavcılığı’nda da gibisi bir durumun kelam konusu olduğu bildirildi.

İstanbul Başsavcılığı ile görüştüm ve durumu sordum.

Aynı durum kelam konusu. Berlin Büyükelçiliği’nden arıyorum diye bir kişi arıyor ve Başsavcı Akın Gürlek ile görüşmek istiyor. Gürlek bu durumdan şüpheleniyor ve çabucak Berlin Büyükelçiliği’ndeki hâkim ile görüşüyor, durumun dolandırıcılık olduğunu anlıyor.

Yine bir argümana nazaran bu kişi ya da bireyler bir şebeke halinde çalışıyor. Hatta davalara müdahil oluyorlar. Kabahat örgütündeki bireyler hakkında bilgi alıyor yahut cürüm örgütündeki bireyler lehine savcı yahut yargıçlar üzerinde büyükelçi rolü ile baskı kurmaya çalışıyorlar.

Doğrulatamadığım savları köşeme taşımıyorum.

Ancak kesin olan durum şu:

Bu şebeke “Büyükelçilikten arıyoruz” diye klonlanmış numaralardan arayarak savcı ve yargıçları tesir altına almaya çalışıyorlar. Bu şahıslar kimdir, kaç olay gerçekleşmiştir netleştiremedim. Bulabildiklerimi yazdım. Lakin varsayımım çok daha fazla olduğu istikametinde. Bu bireylerin kim olduğu ortaya çıkarıldığında büyük skandallar ile karşı karşıya kalabiliriz.

Kanun tanımazların cüretine bakar mısınız?

Savcıları bile dolandırmaya çalışabilecek yürekteki beşerler sıradan vatandaşlara neler yapar!

Bugün yaşananlar bize gösteriyor ki hangi usulle olursa olsun, adaletin terazisini yanıltmaya çalışanlar, eninde sonunda kendi kurdukları yanılsamanın altında kalacaklar.

Çünkü adalet, gecikse de er geç hakikati bulur. Kâfi ki bizler, düzmece seslere ve kurgulanmış gölgelere teslim olmadan, hakikatin izini sürmeye devam edelim”