Gazze’deki çocuğun hikayesi Venedik’te büyük jüri ödülünü kazandı
Baba Anne Kız Kardeş’ sinemasıyla Amerikan zaferi ve İsrail’in elinde altı yaşında bir Gazzeli kızın gerçek hayattaki cinayetinin Kaouther Ben Hania tarafından sinemaya alınan yine canlandırması Büyük Heyet Ödülü’nü kazandı. ‘La Gracia’ sinemasıyla Toni Servillo ve ‘The Sun Rises on Us All’ sinemasıyla Xin Zhilei en yeterli performans gösteren isimler oldu.
El Pais’te cumartesi günü tamamlanan Venedik Sinema Şenliği ve verilen ödüllerle ilgili bir yorum yazısı yayımlandı. Şenliğe damgasını vuran sinema, İsrail’in Gazze’deki soykırımının bir öyküsüydü. “İsrail ordusunun elinde Filistinli bir kızın gerçek cinayetini anlatan Kaouther Ben Hania’nın ‘Hind’in Sesi’ sineması, Büyük Heyet Ödülü’nü kazandı. Nitekim de şenliğin sinemasıydı. Tahminen de yılın. Muhakkak, anın” sözleriyle aktarıldı.
JURİ LİDERİ’NDEN TARİHİ SÖZLER
“El Pais” sineması değerlendirirken şu satırlara yer verdi: “İkinci en yüksek mükafatı kazandı, böylelikle küçük kızın çığlıkları, şayet varsa, hâlâ dinlemek istemeyenlerin bile kulaklarında yankılanacaktı” Haberde sinemanın çekim kalitesinin de üst seviye olduğunun altı çizildi: “Asıl takdiri gerektiren yalnızca iki H’li (Tunuslu sinema imalcisi ve Filistinli kızın isimlerinin baş harfi) kıssası değildi. Sinema kalitesiyle de bunu hak etti.”
Gazetede yer alan haberde heyet lideri Alexander Payne’in şu sözleri de dikkat çekti: “Eşit oy veremeyiz. Bir gün evvel yahut sonra oy kullansaydık farklı olabilirdi. Onları kalbimizde eşit halde saklıyor, bedel veriyor ve koruyoruz.” Bu kelamlar, sinemanın Altın Aslan’ı alamamasının bir yerde özrü üzereydi.
“BU MÜKAFATI GAZZE’DE HAYAT KURTARANLARA İTHAF EDİYORUM”
“El Pais”, akşamın en büyük alkışının sahnede Kaouther Ben Hania’yı karşıladığını yazdı. Tunuslu direktör sahnede şunları söyledi:
“Bunu Kızılay’a ve Gazze’de hayat kurtarmak için her şeylerini riske atanlara ithaf ediyorum. Sinema onu geri getiremez. Ancak sesini koruyabilir, hudutların ötesinde yankılanmasını sağlayabilir. Bu yalnızca onun öyküsü değil, tıpkı vakitte İsrail’in cani rejiminin soykırımına maruz kalan bir halkın öyküsü. Bu yalnızca hafızayla ilgili değil, birebir vakitte aciliyetle ilgili.”
FİLME HUSUS OLAN OLAY NEYDİ
29 Ocak 2024’te, İsrail birlikleri Gazze’nin kuzeyindeki bir akaryakıt istasyonunda bir arabayı kurşun yağmuruna tuttu. En küçüğü hariç tüm yolcular öldürüldü. Hind Rajab, Kızılay ile cep telefonundan temasa geçti. Küçük kız, kurtarılmaları için tekraren yalvardı; takımlar ellerinden geleni yapacaklarına kelam verdi. Lakin vakit ve binlerce mahzur karşısında Hind de hayatını kaybetti. Gazete, “Haberi okumayanlar bile sonunu iddia edebilir: Binlerce Filistinli çocuğun sonuyla aynı” yorumunu yaptı.
BÜYÜK MÜKAFATI ALAN DİREKTÖRDEN SERT MESAJ
82’inci Venedik Sinema Festivali’nde “Altın Aslan” mükafatını Amerikalı direktör Jim Jarmusch’un “Baba Anne Kız Kardeş” üçlemesi aldı. Yönetmenin basın toplantısındaki sözleri net bir duruş sergiliyordu:
“Yönetmen, İsrail hükümetinden fon alan hiçbir kuruluşta ‘Baba Anne Kız Kardeş’in gösterilmesine müsaade vermeyeceğini açıkladı. Ayrıyeten ABD’yi Gazze’deki yıkımı finanse etmekle suçladı” tabirlerine yer verildi.
