Fatih Altaylı ilk kez hakim karşısına çıktı… Savunmasında ne dedi… Karar verildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı hakkında 20 Haziran 2025 tarihinde toplumsal medya üzerinden yayımladığı bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerdiği öne sürülen sözler nedeniyle resen soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında, 21 Haziran Pazar akşamı gözaltına alınan Altaylı, adliyeye sevk edilmesinin akabinde tutuklanmıştı.

İLK KERE HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla en az 5 yıl mahpus cezası talep edilmişti. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı birinci defa hakim karşısına çıktı.

SAVUNMASINDA NE DEDİ: “CUMHURBAŞKANI DUYSA ‘FATİH BENİ TEHDİT EDİYOR’ DEMEZ”

-Değerli mahkeme heyeti, bu türlü bir gazetecilik ya da yayıncılık yaptığım için bana ‘muhalif gazeteci’ diyenler var. Bu tanımlama bana ilişkin değil. Eşim beni eleştirir, bana muhalefet midir bu? Ya da kızımın eleştirileri… Gençliğimizde, çocukluğumuzda anne babamız bizi eleştirirken bize muhalif miydiler?

-Ben muhalif değilim, ben yalnızca ve yalnızca hayal etme özgürlüğünü savunuyorum, farklı hayaller kurabilme özgürlüğünü. Zira hayal kuramayanlar, ileri gidemez biliyorum. Demiri eritip, birinci demir kılıcı yapan Hitit Hükümdarı da bir hayal kuruyordu, Arşimet de… İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet de, Galileo Galilei de, Atatürk de, Einstein da, Marie Curie de… Hepsi hayalperestlerdi.

-Kendisini muhalif tanımlamayı bir tercih olarak ve özgürlük kapsamında değerlendirmekle birlikte ben kendimi muhalif değil, Türkiye’nin toplumsal hissinin merkezinde duran, durmaya çalışan biri olarak gördüm. Toplumun en ortak hislerini hissetmeye ve seslendirmeye uğraş gösterdim. Hiçbir vakit lal olmadım. O yüzden de kimse beni bir ideolojinin, bir kampın, bir mahallenin adamı, temsilcisi ya da sözcüsü olarak görmedi, göremedi. Olamazdım da esasen.

-Hep farklı hayaller görme hakkını savundum. İdeolojisi ne olursa olsun her iktidara makul bir müddet sonra farklı hayaller de kurabileceğimizi göstermeye çalıştım. Hepsi de kızdılar bana. Yarın farklı bir iktidar gelse ve ben hala hayal kurabiliyorsam ya da hala varsam onlar da kızacak bana eminim.

-Bu yüzden de bugün, Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiğim savıyla yargılanmak üzere karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor.

-Bugün burada bulunmamın nedeni, bu salonda bulunan ya da bu ülkenin en ücra köyünde yaşayan çocukları, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi kızım kadar seviyor, kendi kızım üzereymişçesine düşünüyor, önemsiyor, onlar için de kendi kızımmış üzere, hatta onun için kaygılandığımdan daha fazla kaygılanıyor olmam Şanslı olmayan çocukların da benim kızım kadar, etrafımdaki insanların çocukları kadar talihi olabilsin istediğim için buradayım. Onların da rastgele bir mensubiyetten, aidiyetten ötürü değil, ana babalarının kim ya da kimlerden olduğuna bakılmaksızın hayata eşit kaidelerde başlamasını savunmak istediğim için, hoş, müreffeh, fırsat eşitliği olan, liyakate kıymet verilen bir ülkede yaşamalarını istediğim için buradayım.

-Ben Sayın Cumhurbaşkanı’nın müşteki olduğuna inanmıyorum. Ben tarihi bir örnek veriyorum. Benim konuşmamı eksik aktarıyorlar. Ben Türk halkı demokrasiyi, sandığı sever diyorum. Sözlerimin çarpıtılmasından rahatsızlık duyuyorum. Ben tarihi bir olay anlattım diye Sayın Cumhurbaşkanı rahatsız mı olmuş oluyor? Tarih kitabı okuduğunda da mı birebiri olacak? O görüntünün tamamını dinlediğinizde bir tehdidin kelam konusu olmadığını göreceksiniz. Cumhurbaşkanı duyduğu vakit ‘Eyvah Fatih beni tehdit ediyor’ demez bence.

ARA KARAR ÇIKTI

Fatih Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

İDDİANAMEDE NELER YER ALDI

İddianamede yer verilen bilgilere nazaran, Altaylı emniyet ve savcılık tabirlerinde Cumhurbaşkanına yönelik rastgele bir tehdit ya da hakaret kastı taşımadığını savundu. Yayında, Türk halkının Tanzimat devrinden bu yana devlet idaresinde oy yoluyla kelam sahibi olmayı önemsediğini, bireylerin kendi iradeleri dışında devlet kademelerinde misyon almasına sıcak bakmadığını anlattığını belirtti. Ayrıyeten, toplumun yöneticilere karşı eleştirel bir tavır takınmasının tarihi bir özellik olduğunu, Osmanlı devrinde dahi padişahların eleştirildiğini söz ettiğini; konuşmasında ne direkt ne de dolaylı bir tehdit ögesi bulunmadığını söyledi. Altaylı, tarihi bir perspektiften kıymetlendirme yaptığını vurgulayarak suçlamaları reddetti.