Eylemlerde 9. gün: Üniversiteler kaynıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan ve tutuklaması ile devam eden hareketlerin 9. gününde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve öğretim üyeleri ve daha birçok vilayette protestolar devam etti.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve öğretim vazifelileri, son günlerdeki gözaltı ve tutuklamalara karşı hareket yaptı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Vazifelisi Prof. Dr. Orhan Odabaşı, “Üniversiteler, fakülteler öğrencilerin gelişimlerini desteklemek için vardır. Halbuki yaratılan, sunulan gündem geleceğe dair umutları gölgeliyor. Belirsizlikleri pekiştiriyor. Kazanılmış haklarının ellerinden çarçabuk alınabileceğinin örneğini ortaya koyuyor. Artık daha fazla doktorumuzu, öğrencimizi kaybetmek istemiyoruz” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve öğretim vazifelileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolardaki gözaltılara reaksiyon gösterdi.

Fakültede düzenlenen aksiyonda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Yaşasın öğrenci dayanışması”, “Her yer ODTÜ her yer direniş” sloganları atılarak, yürüyüş yapıldı. Öğrenciler, yürüyüşün akabinde “Öğrenci Andı”nı okudu.

Basın açıklamasını okuyan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Vazifelisi Prof. Dr. Odabaşı, şunları kaydetti:

“Üniversitemizde, akademik özgürlük ve bilimsel çalışma ortamında eğitim vermek, bilimsel araştırmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Akademinin aktüel siyasetin içine çekilerek, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecek stilde taraf olmaya zorlanmasından telaş duyuyoruz. İtiraz ediyoruz.

Üniversiteler, fakülteler öğrencilerin gelişimlerini desteklemek için vardır. Meğer yaratılan, sunulan gündem geleceğe dair umutları gölgeliyor. Belirsizlikleri pekiştiriyor. Kazanılmış haklarının ellerinden çarçabuk alınabileceğinin örneğini ortaya koyuyor. Artık daha fazla doktorumuzu, öğrencimizi kaybetmek istemiyoruz. Ülkemizin geleceği açısından tedirginlik yaşıyoruz.

İstanbul’da başlayan, akabinde tüm ülkeye yayılan süreç, gözaltılar toplumsal barış ortamını zedeliyor. Üniversiteler, özgür niyet ve telaffuz ile demokratik ömrün, etik davranışın, liyakatin yaşandığı örnek kurumlardır. Ayrım olmaksızın hak ve hukukun en üst perdeden istendiği, adaletin ön şartsız yaşandığı kurumlardır.

Değerli öğrencilerimiz, göz bebeklerimiz, düne, bugüne ait görüşlerini, tasalarını birlikte söylüyorlar. Hak, hukuk, adalet istiyorlar. Niyet ve isteklerini çağdaş, demokratik haklarını baskılara rağmen, kullanarak lisana getiriyorlar. Birlikte yürüyorlar. Kararlılar. Özenliler. Kimseye ziyan vermeden, hakaret etmeden, haklarını, geleceklerini arıyorlar. Üniversitede eğitim almak, hak ettikleri pahası görmek istiyorlar. İstedikleri lütuf değil, en temel hakları. Hepimiz çok düzgün biliyoruz: İstediklerinden çok daha fazlasını hak ediyorlar.

“SAĞLIKLI VE İNANÇTA YAŞAMAK İSTİYORUZ”

Bizler de öğrencilerimizle birlikte, demokrasinin olduğu, hukukun işlediği, anayasal hakların garantisi altında bir ülkede, halkımıza sıhhat sunmak, sağlıklı ve inançta yaşamak istiyoruz.

Demokrasi ve hukukun işlemesi için, özgür ve özerk üniversiteler için daha çok birlikte düşünmek, tasarlamak, önermek, istemek, eylemek, en kıymetlisi öz tenkit yapmak gerektiğinin farkındayız.

Hukuk ve demokrasi herkes içindir. Demokrasi ve hukuk ziyadesiyle hak ettikleri inançlı, huzurlu, adaletli, liyakatlı bir gelecek istemleri için gençlerde gördüğümüz kararlılığı ve umudu çok sevdiğimizi, hatta imrendiğimizi belirtiyor, yürekten, samimiyetle, kutluyoruz.”