Eski AKP’li vekil Mehmet Ocaktan: ‘İktidar Müslümanları’ sanki başka bir dine inanıyorlar
Eski AKP Milletvekili, bir periyot iktidar medyasının önde gelen isimlerinden Karar müellifi Mehmet Ocaktan, “Dava diye diye adaleti yok ettik” başlıklı yazısında dindar kısımların kıymetli bir kısmının AKP iktidarı devrinde hem dindarlık şuuru hem de kültürel manada önemli bir erozyona uğradığını söyleyerek, “İçimiz yanarak söylemek gerekiyor ki bilhassa ‘iktidar Müslümanları’, güya öteki bir dine inanıyorlar gibi…” dedi.
Köşesinde, dindar bölümler açısından değerli olduğunu tabir ettiği “dava” kavramını ele alan Ocaktan, şöyle yazdı:
Hayatımızın neredeyse her basamağında bize daima büyük bir davadan kelam edildi. Aslında bu davadan kastedilen ‘İslam davası’ydı ancak birçok vakit güya erişilmesi mümkün olmayan bir hayal üzere anlatıldı. Neredeyse bütün okumuş dindar bölümler, her vesileyle bu davanın bir ‘adalet davası’ olduğunu, dindarların adaletli, merhametli, vicdanlı beşerler olmak zorunda olduklarını anlattılar bize. Bu ‘dava’ retoriğinin birinci cümlesi Hz. Ömer’in adaleti ile başlıyordu. Bugün her ne kadar ‘adalet’, dindarların çok uzağında kalmış olsa da onlar hala dava peşinde koşmaya devam ediyorlar…
“EĞER GERÇEK MANADA BİR DİNDARLIK ŞUURUNA SAHİP OLSALARDI”
Şunu içimiz yanarak söylemek gerekiyor ki bilhassa ‘iktidar Müslümanları’ güya öbür bir dine inanıyorlar gibi… Şayet hakikaten Allah’ın vazettiği dine inanmış olsalardı, hiçbir hukuk kuralına ve hakkaniyete riayet etmeden adeta Kur’an’ın adalet teklifine isyan edercesine, insanları haksız yere cezaevlerine tıkmaktan, özgürlüklerini ellerinden almaktan haya ederlerdi. Şayet gerçek manada bir dindarlık şuuruna sahip olsalardı, Kur’an’ın şu ikazları onlara kesinlikle bir şey söylerdi: “Kendinizin yahut anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun” (Nisa/135)
“İMAMOĞLU MAHZUR TEŞKİL EDİYORSA…”
Ama görüyoruz ki ne Kur’an’ın önerisi ne de Hz. Peygamberin sünneti onlar için hiçbir örneklik oluşturmamış. Zira onlar, Kur’an’ın öncelediği insan haklarına kapalı olan ve kimsenin ne olduğunu bilmediği bir ‘büyük dava’ya inanıyorlar… Münasebetiyle onlar için yüzlerce gencin tutuklanması, belediye liderlerinin, siyasetçilerin, gazetecilerin mahpusa atılması hiç değerli değil. Şayet Ekrem İmamoğlu ya da diğerleri o ‘büyük dava’nın önünde mani teşkil ediyorsa, davanın selameti için yoldan çekilmeleri mubahtır…
