Erdoğan’ın ‘Son nefese kadar devam’ sözüne DEM Parti yorumu
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde gündeme ait açıklamalarda bulundu.
Doğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmadaki, “Son ana, son nefese kadar devam” kelamlarının ”yeniden adaylık olarak yorumlanmasına” ait Doğan, “Türkiye’nin gündeminde ne bir seçim var ne de bu seçim gündemiyle ilgili bir husus var. Münasebetiyle ortada bu türlü bir gündem yokken biz bunu adaylık üzerinden değerlendirmiyoruz” dedi.
“BU LİSANDAN VAZGEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Doğan, terör örgütü DSG’nin (YPG/PYD) Suriye ordusuna dahil olmayı geciktirmesine yönelik sözleri nedeniyle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a reaksiyon gösterdi:
“Eş Genel Liderimiz Tuncer Bakırhan’da ‘Dışişleri Bakanı Fidan, bildiğim kadarıyla Suriye kabinesinde yer almıyor’ dedi. Sahiden zaman zaman ‘Dışişleri Bakanı Hakan Fidan acaba Suriye kabinesinde mi?’ diye bir soruyu sordurtmanıza neden olabilecek açıklamalar yapıyor. Vakit zaman demek de biraz fazla olabilir zira çok sıkça yapmaya başladı son vakitlerde. Sürece uygun bir lisan kullanmıyor Dışişleri Bakanı. Sürecin başından bu yana lütfen Dışişleri Bakanının açıklamalarına bakınız; kullandığı lisana, lisan tercihine, daima tehditkar yaklaşımına bilhassa Suriye sıkıntısında aldığı konuma koyduğu aralığa, kimlerle nasıl bir yakınla kurduğuna ortak basın toplantısında kullandığı lisana de dikkat çekerim. Hakan Fidan’ın demagoji yapmayı tercih ettiğini düşünüyoruz. Bu buyurgan ve kibirli lisan, lakin süreç terslerinin elini güçlendirir. Bu lisandan alışılmış ki vazgeçmeye çağırıyoruz.
“KENDİNİ ‘UPTADE ETMELİ”
Çözüm ve sükunet arayan bir lisana muhtaçlığımız var, gerginlik arttıran bir lisana gereksinimimiz yok. Suriye’nin bütünlüğü de ayrıştırıcı bir lisan ile sağlanamaz, bu türlü de korunamaz. İnsanlık tarihinde bu türlü de bir örnek yok. Üstelik Hakan Fidan bu mevzuyu çok da uygun bilen bir isim. Hasebiyle bu türlü bir lisanı tercih ediyorsa ve bu lisanın süreç terslerinin elini güçlendirebilme ihtimalini de bildiğini varsayıyoruz probleme vakıf, bölgeye vakıf mevzuyu bilen birinin bu yaklaşımı rastgele bir yaklaşım olarak kabul edilemez. Sayın Fidan’a ben ayrıca şunu hatırlatmak isterim. DEM Parti olarak siyasi çizgisine daha âlâ hizmet etmek için kendi tabiriyle kendisini ‘update etmesini’ öneriyoruz. Siyasi güncelleme seçeneğini açık tutarsa daha yararlı olur. O yüzden lisanını ve kendisini ‘update etmeli’ (güncellemeli) Dışişleri Bakanı Hakan Fidan.”
İÇİŞLERİ BAKANI VE VALİLERE SESLENEN DOĞAN: “DÖNEME UYGUN BİR HALDE DAVRANMAK DURUMUNDAYIZ”
DEM’li Doğan’ın gayesindeki bir öbür bakan ise İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya oldu:
“Bir yandan komiteler kuruluyor diyalogdan kelam ediliyor diye soruyor beşerler, bir yandan ‘köklü bir paradigma değişikliği kelam konusu o halde bu uygulamalar niçin sokağa yansımıyor’ diye soruyorlar. Bunlar önergelerle Meclis’in gündemine taşınıyor. Lakin ben buradan İçişleri Bakanına, valilere seslenmek istiyorum. Periyoda uygun bir halde davranmak durumundayız. Bu hepimizin ortak sorumluluğu bu sırf partinin sorumluluğu değil. Sırf DEM Parti’nin problemi değil. Bu problem Türkiye’nin sıkıntısı. Birçok Türk ve Kürt genci hayatından oldu. Kürt ya da Türk asker ya da PKK’lı fark etmez. Acıya hürmet duymak gerekir, ortak sorumluluk duymak gerekir. Bugün içinden geçtiğimiz devir ve süreç bu acılar yaşanmasın diye değerli. O yüzden ciddiyet gerektiriyor o yüzden gerçek bir gayret gerektiriyor, o yüzden bir kabul ve tanıma gerektiriyor. Bu nedenle yeni bir dileğe muhtaçlık var bu türlü çelişkiler gerçek bir devlet siyasetiyle örtüşmediği işaretleri içeriyor. Tüm bakanlıklar herkese eşit davranmak durumunda ayrım yapmadan, hukuk ve meşruiyet dışı uygulamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söz ettiği üzere sorunu sırf derinleştirir. Bu bağlamda ilgili tüm kurum ve şahısları hukuka uygun hareket etmeye çağırıyoruz.”
BEYOĞLU BELEDİYESİNE OPERASYON
CHP’li Beyoğlu Belediyesine yapılan operasyona ait kelamlarına başlayan Doğan, “Türkiye’de bir yandan barış demokrasi tahlil ihtimalinin tartışıldığı bu günlerde bir yandan da bu anti demokratik uygulamalara dair konuşmak durumunda kalmaktan hicap duyduğumuzu en başta tabir etmek isterim. Yalnızca hicap da duymuyoruz buna karşı uğraş ediyoruz ve bu tipten operasyonların direkt seçmen iradesine müdahale olduğunu söylemekten artık lisanımızda hakikaten tüy bitti. Yargı eliyle siyasete müdahale etmek ya da siyaseti yargı eliyle dizayn etmeye çalışmak bu ülkenin onlarca yıl kaybetmesine neden oldu. Bir an önce bu hukuksuz uygulamalar son bulmalı” diye reaksiyon gösterdi.
“CHP’NİN DE BU TÜRLÜ YAKLAŞTIĞINI TEMENNİ EDİYORUZ”
Doğan, “CHP’nin Kuruldan muhtemel bir çekilme durumunda DEM Parti’nin tavrı ne olur?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Böyle bir mümkünlük kelam konusu mu bilmiyoruz lakin gördüğümüz kadarıyla bu türlü bir mümkünlük kelam konusu değil. Olmamasını isteriz natürel ki. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Komitede bulunması ve çoğulculuk unsurunun kıymetini defaatle anlattık. Biz aslında burada bilhassa de Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden bulunması gerektiğini de aylarca söyledik. Sadece bu tahlil arayışında değil, bundan evvelki tahlil arayışlarında da ana muhalefet partisinin rolü bu tıp süreçlerde oluşturabileceği olumlu tesir, toplumsallaşmadaki katkılarını çok kıymetli buluyoruz. O yüzden bu türlü bir ihtimal üzerine bir kıymetlendirme yapmak yerine Cumhuriyet Halk Partisi ve öbür siyasi partilerin Komite çalışmalarına daha aktif bir biçimde katılmaları ve bu çalışmaların tekrar öngörülen müddette bitmesi, hukuksal düzenlemelerin yapılması Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönük operasyonları da kayyum uygulamalarını da seçmen iradesine müdahale ihtimallerini de ortadan kaldırmak için aslında bu Komite değerli. İsmiyle müsemma olmalı bu Kurul, toplumsal dayanışmayı arttırmalı, eşit kardeşliği sağlamalı ve elbette adaleti tesis etmeli. O yüzden muhtaçlığımız olan şey masadan çekilmek ya da kuruldan çekilmek değil, orayı güçlendirmek. CHP’nin de bu türlü yaklaştığını düşünüyoruz, temennimiz de bu tarafta.”
