Emine Erdoğan’dan Melania Trump’a mektup: ‘Gücümüzü birleştirelim’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a bir mektup gönderdi. Emine Erdoğan, Melania Trump’ı içten sevgi ve hürmetle selamlayarak başladığı mektubunda, baş başa yedikleri yemek ve bahçede yaptıkları yürüyüş esnasında Trump’ın aktüel sıkıntılara dair hassasiyet taşıyan bir vicdana sahip olduğunu hissettirdiğini tabir etti. Erdoğan, bu vicdani hassasiyetin yansımasını, Melania Trump’ın geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yazdığı mektubunda da gördüğünü bildirdi.
“UKRAYNA’DA KİMSESİZ ÇOCUKLARA GÖSTERDİĞİNİZ HASSASLIK, KALPLERE UMUT AŞILAYAN BİR GİRİŞİM”
Trump’ın kelam konusu mektubunda yazdıklarının insanlığın ortak hissiyatına tercüman olduğunu ve takdirle karşıladığını kaydeden Emine Erdoğan, şu tabirleri kullandı:
“Sizin de mektubunuzda belirttiğiniz üzere çocukların sevgi dolu ve inançlı bir ortamda büyüme hakkı üniversal ve tartışılmaz bir haktır. Ve bu hak, hiçbir coğrafyanın, ırkın, etnik kimliğin, dini kümenin ya da ideolojinin imtiyazı değildir. Hasebiyle, bu haktan yoksun bırakılan mazlumların yanında yer almak, en başta insanlık ailesine karşı büyük bir sorumluluğu yerine getirmektir. Bu çerçevede, özellikle bir başkan eşi olarak, Ukrayna’daki savaşın yıkıcı tesirleri altında yok olan hayatlara, dağılan ailelere ve kimsesiz kalan çocuklara gösterdiğiniz hassaslık, kalplere umut aşılayan bir teşebbüstür. ‘Sessiz bir kahkahaya mecbur bırakılan’ Ukraynalı çocukların sevinçli gülüşlerinin geri getirilmesi talebiniz çok manalıdır. Savaşta hayatını kaybeden 648 Ukraynalı çocuk için gösterdiğiniz bu değerli hassasiyetinizi daha da güçlü bir biçimde, 2 sene içerisinde 18 bini çocuk olan 62 bin saf sivilin zalimce katledildiği Gazze için de göstereceğinize inanıyorum”
“MEÇHUL ASKER’ KAVRAMINI, BİR GÜN ÇOCUKLAR İÇİN DE KULLANACAĞIMIZ AKLINIZA GELİR MİYDİ?”
Gazze’nin tarihte gibisi görülmemiş bir zalimliğe sahne olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şunları aktardı:
“BM Çocuk Fonu, 45 dakikada 1 çocuğun öldürüldüğü Gazze’de, yerin üstünü çocuklar için bir ‘cehenneme’ yerin altınıysa bir ‘çocuk mezarlığına’ benzetiyor. Savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan ‘meçhul asker’ kavramını, bir gün çocuklar için de kullanacağımız aklınıza gelir miydi? Bugün arkasında kimsesi kalmamış, ismi dahi tespit edilemeyen binlerce Gazzeli çocuğun kefenlerine yazılan ‘meçhul bebek’ ibaresi vicdanlarımızda onulmaz yaralar açıyor. Derin bir ruhsal yıkıma sürüklenen, gülmeyi büsbütün unutan bu çocuklar, uzatılan mikrofonlara ölmek istediklerini haykırıyor ve pak kalplerinde baş edemeyecekleri bir savaşın yorgunluğunu taşıyor. Gazze’de tarih, öksüz ve yetim kalmış küçücük çocukların yaşadıkları tarifsiz acı ve endişelerle saçlarına aklar düştüğünü yazıyor”
Emine Erdoğan, kahkahaları susturulanların sadece Ukraynalı çocuklar olmadığını, Filistin’in çocuklarının da tıpkı neşeyi, tıpkı özgürlüğü, birebir onurlu geleceği hak ettiklerini belirterek “Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü davetinizi içeren bir mektubu da İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece manalı olacaktır. Dünyanın ortak bir uyanışa geçtiği, Filistin’in tanınmasının global bir iradeye dönüştüğü bu günlerde, Gazze ismine sizden gelecek bir davetin, Filistin halkına tarihi bir sorumluluğun da ifası olacağı kanaatindeyim” tabirlerini kullandı.
“ÇARPIK NİZAMA KARŞI SESİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİRMELİYİZ”
Filistin’de yaşananların, bir soykırımın da ötesinde, bir küme insanın çıkarı ve rahatı için kalan herkesin ve her şeyin değersizleştirilebildiği keyfi bir memleketler arası sistemin dayatılması olarak kıymetlendiren Emine Erdoğan, dünyanın birtakım bölgelerindeki çocukların ömrünü, başkalarından daha kıymetsiz gören bu çarpık nizama karşı seslerini ve güçlerini birleştirmeleri davetinde bulundu. Emine Erdoğan, milletlerarası hukuk kurallarını ve ortak insani pahaları savunmak için kenetlenmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Ancak o vakit bu vahşet karşısında günbegün ümitsizliğe sürüklenen sonraki kuşakların umutlarını besleyebiliriz. Lakin o vakit kahkahaları susturulan çocuklara tekrar sevinç kazandırabilmenin, tüm dünyada sürdürülebilir ve kalıcı bir barışın ihtimalinden kelam edebiliriz. Sizin mektubunuzdaki hisleri, bir anne, bir bayan, bir insan olarak derinden paylaşıyor, tıpkı umudu Gazze’nin barışa ve huzura susamış çocukları için de yeşertmenizi diliyorum. 335 kurşunla öldürülen 6 yaşındaki Hind Recep, dedesinin sevinçle gülen gözlerinin içinden öperek veda ettiği 3 yaşındaki Rim üzere kaybettiğimiz 18 bin 885 Gazzeli bebek ve çocuk için artık çok geç. Fakat hayatta kalmayı başarmış 1 milyonu aşan Gazzeli çocuk için hala bir talihimiz var. Vakti çoktan geldi”
