Ekrem İmamoğlu resti çekti: Cezamı onayın

Özellikle hakimlik ve savcılık mesleklerine atama yapılırken liyakat değil de siyasal mülahazalar öne çıkıyor. Bu hakim ve savcılardan tarafsız olmasını beklediğimiz o insanlarda beklentilerimiz çok aşağı düşmeye başladı. Bu sorun ülkemizin en kıymetli beka probleminden biri diyebiliriz. Ülkenin işleyişini çürütüyor bu sorun. Biz de İstanbul’da adil ve tarafsız olmayan br başsavcılıkla karşı karşıyayız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve takımı ile bu adaletsizliği yaşıyoruz. Gözaltı önlemi lakin tarafların sözlerinin olağan kurallarda alınamadığı durumlarda uygulanan bir önlemdir. Ancak uygulama güya olağan bir durummuş üzere belediye liderleri şafak vakti operasyonla gözaltına alınıyor. İstek kardeşimin şafak vakti konutundan gözaltına alınması hukuktan değilse hangi kaynaktan geliyor? Şehvetle yaptığınız bu uygulamanın maksadı nedir? Bunun maksadını açıklayayım: Seçim mevzuatımıza nazaran, hakim ve savcılar 1 siyasi partiden aday olmak için istifa ederse seçimi kazanamadıkları halde misyonlarına geri dönemiyorlar. Adalet Bakan Yardımcısı olarak görev yapan bu beyefendi artık Cumhuriyet Başsavcısı olarak vazife yapıyor. Cumhurbaşkanı Bakan yardımcılarının hükümetle gelip hükümetle gideceğini söylüyor. Yani bir manada siyasi müsteşar vazifesi yapacağını söylüyor. Adalet Bakan Yardımcısı olarak görevde kaldığı 28 ay boyunca siyasi müsteşarlık vazifesi yapmıştır. Ekrem İmamoğlu ile görüşemeyecek kadar kendisini siyasi erke teslim etmiştir. Cumhuriyetin savcısı olmak bu değildir.

İstanbul’da yaşanan bu hukuksuz gözaltı ve kayyım ataması Esenyurt ile başladı. Bir profesör 65 yaşında bir gecede terörist ilan edilip şafak operasyonuyla mahpusa atıldı. Ahmet hocanın selam verdiği kim varsa tutuklandı. Kimi gazetelere ‘Esenyurt evrakında çok şey’ var haberi salan savcılar 80 gündür iddianame yazamadı. Cumhuriyet tarihinin en büyük yargı operasyonu altındayız.

Şimdi Beşiktaş Belediye Liderimiz gözaltında. Sebep ne? Bir iş insanı varmış, ancak aslında o kişi suç örgütü lideri imiş. İBB’nin bazı şirketlerinin de olduğu CHP’li belediyeler o bireye ihale vermiş, burada istismar olabilirmiş. Evrak bize bâtın lakin malum medyaya açık. Bu firma TBMM’den Yargıtay’dan THY’den kamu hastanelerinden pek çok AK Partili belediyeden de ihale almış. CHP’li belediyelere ve İBB’ye yaptığınız süreçleri bu kurumlara da yapacak mısınız? Bunu sordum fakat hala yanıt yok. Biz de tıpkı yasaya tabiyiz, onlar da. Yoksa İstanbul’dan öbür bir yeri gözünüz görmüyor mu?

Aynı kişi AK Partili Isparta Belediye Liderine çok lüks kategorisine giren Audi A8 marka makam arabası ikram etmiş, hibe etmiş. Bunu araştıracak mısınız? Bunlar savcı beyefendilerin neden dikkatini çekmiyor? Çok heyecanlı, şehvetlisiniz. Neden gözünüz daima İstanbul’da? Nedeni siyasi müsteşarlıkta kapalı?

Benim yaşadıklarım var bir de… ‘Ahmak davasını’ çıkıp birine anlatsak gülerler. Davamın hakimi hukuka uygun olmayan bir biçimde değiştirildi. Sürülen hakim bana 2 yıldan fazla ceza verilmesi için tehdit edildiğini kendisi söyledi. 2 sefer HSK’ya başvurdu. Hepimiz yargılanabiliriz, yargıya hesap vermek zorundayız lakin bunun bir kuralı var. Yeni hakim şıp diye bana ceza verdi. Büyükçekmece’deki davada mahkemelerde davayı bitirme maksadı olarak 409 gün duyuruldu, hala bitmedi. 11 Nisan’a ertelendi çok merak ediyorum, neden 11 Nisan? Ne olacak o gün? Adrese teslim bir gün mü sanki? 826. gününe girecek. Bu keyfi bekletmenin sebebi ne? Vakit ayarı mı yapılıyor?

Bu bahis artık sadece CHP’nin sorunu olmaktan çıkmıştır. Bunu yalnızca bizim belediye liderlerimizin sorunu olarak görenlerin yarın kendi başına, dokunulmazlığı olan milletvekillerinin başına gelecek. Sanatkarlar, sportmenler, iş dünyası yarın sizin de başınıza gelecek. Bunu yapan sizin malınıza el koyar. Ya bekleyeceğiz ve hepimizin başına gelecek ya da birlikte gayret edeceğiz. 16 milyon insanın seçtiği bir insanın hakkını elinden aldılar. Bana hayatı dar etmeye çalışanlara hodri meydan.