Disney’in yeni nesil Pamuk Prenses’i eleştirilerin hedefi oldu
Cücelerden başrol oyuncusunun politik çıkışlarına, set kazalarından stüdyonun kriz idaresine kadar her adımı tartışmalarla dolu olan üretim, Disney tarihinin en sıkıntılı projelerinden biri olarak kayda geçti.
‘WOKE’ SAVAŞINA DÖNÜŞTÜ
2019’da “Aladdin”, “Güzel ve Çirkin” üzere yine çevrimlerle milyarlar kazanan Disney, Pamuk Prenses için misal bir muvaffakiyet umuyordu. Lakin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (D.E.I.) siyasetleri ve Amerikan toplumundaki kültürel kırılmalar, projeyi bir çeşit vekalet savaşına dönüştürdü.
Başrol Rachel Zegler’in Latin kökenli olması, sinema açıklanır açıklanmaz muhafazakâr çevrelerden reaksiyon çekti. “Snow Woke” etiketiyle toplumsal medyada alay konusu olan sinema, politik doğruculuk tenkitlerinin odağına yerleşti.
Zegler’in daha sonra Filistin iletisi paylaşması ve Trump seçmenlerine küfür etmesi ise yangına körükle gitti. İsrailli oyuncu Gal Gadot’la yaşanan tansiyon de krizi büyüttü.
Disney’in en büyük çıkmazlarından biri “cüce” karakterler oldu. Peter Dinklage’ın “Bu kıssa hala mağarada yaşayan cüceler üzerinden mi anlatılıyor?” eleştirisiyle başlayan tartışmalar, setten sızan fotoğraflarla büyüdü. Fotoğraflarda cücelerin yerine farklı ırklardan oyuncular görünüyordu.
Disney, CGI teknolojisiyle yaratılan cüceler kullanacağını açıklayınca cüce bireyler ayağa kalktı. “Dopey’i oynamak için doğdum” diyen Matt McCarthy’nin öncülüğünde Burbank’taki Disney merkezi önünde protesto düzenlendi.
Film çekimleri boyunca şanssızlıklar peş peşe geldi:
-Set yandı,
-Gal Gadot’un hamileliği çekimleri erteledi,
-Kovid patladı,
-Aktörler grevi çekimleri durdurdu,
-Zegler’in perukları toplumsal medyada alay konusu oldu.
-270 milyon dolarlık dev bütçeye karşın yapım, tekrar çekimlere ve görsel efekt düzeltmelerine mahkûm oldu.
Tüm krizlere karşın Disney, sineması direkt Disney+’a göndermedi. Şirket yöneticileri, sinemanın toparlandığını düşündükleri özel gösterimlerle morali yükseltmeye çalıştı. CGI cüceler düzeltildi, sorunlu sahneler çıkarıldı.
Ancak ön satışlar, sinemanın ABD’de hafta sonunu 45-50 milyon dolar hasılatla açabileceğini gösterdi ki bu sayı, şirketin geçmiş canlı aksiyon uyarlamalarına nazaran hayal kırıklığı yarattı.
Film daha vizyona girmeden New York Post başta olmak üzere sağcı medya “Disney felaketi” başlıklarıyla yüklenirken, Elon Musk üzere isimler projeyi direkt gaye aldı. Disney’in, Ron DeSantis ile olan siyasi tansiyonlarının çabucak akabinde Zegler’in açıklamaları, şirketi uygunca köşeye sıkıştırdı.
Uzmanlar, bu hadiseyi Hollywood için bir kırılma noktası olarak görüyor. “Hayalet Avcıları” yahut “Star Wars” üzere büyük markalarda daha evvel de yaşanan “woke savaşı”, bu sefer Pamuk Prenses üzerinden patladı.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden Martin Kaplan, “Bir vakitler gurur verici olan kararlar, ansızın Amerikan aykırısı üzere gösteriliyor” derken, Disney’in her jenerasyona hitap eden proje üretme hayali bir kere daha sorgulanır hale geldi.
WOKE KÜLTÜRÜ NEDİR
Woke kültürü, toplumsal adalet, eşitlik ve insan hakları üzere bahislerde farkındalık geliştirmeyi amaçlayan bir toplumsal hareket. Bu kültür, bilhassa ırkçılık, cinsiyetçilik, LGBTQ+ hakları ve etraf sıkıntıları üzere toplumsal problemler üzerine şuurlu olmayı teşvik eder. Eleştirmenler, woke hareketinin çoka kaçtığını ve niyet özgürlüğünü sınırladığını savunarak, bu kültürün bazen toplumsal baskı ve iptal kültürüne (cancel culture) yol açtığını argüman ediyor. Bu nedenle, woke kültürü hem destekçileri hem de aykırıları tarafından tartışılan bir husus.
Gözde Sula
