Deniz Uğur: Sektör şişirilmiş balon dolu
Oyuncu Deniz Uğur, Bahar Şahin’in “Zalim İstanbul” dizisindeki annesi rolündeydi ve Bahar’ın sette yaşadığı mobbing savlarıyla ilgili Posta Gazetesine konuşan Uğur, “Bahar’ın kıskanıldığını düşünüyorum. Çok başarılıydı ve sonuçta çocuk, her vakit haklıdır. Küçücük bir ergen çocuktan bahsediyoruz kimi şeyler tolere edilebilirdi.” tabirlerini kullandı.
“ASIL YORUCU OLAN YETENEĞİ OLMADAN POPÜLERLİK KAZANMIŞ KİŞİLER”
Sanatçı verdiği röportajda, oyunculukta zorlukların yetenekten fazla kesimde öne çıkan isimlerle ilgili olduğunu belirtti. “Oyunculuk, yetenekli biri için sıkıntı değil. Lakin yeteneği olmadan popülerlik kazanmış şahısların kendini daha düzgün oyuncu sanması asıl yorucu olan,” tabirlerini kullandı. Bayan olmanın zorluklarına değinirken ise öncelikle bayanlara yönelik tenkitlerde bulundu.
“SETLERDE MOBBİNG MUHAKKAK VARDIR”
Setlerde hâlâ mobbing yaygın mı sorusuna oyuncu, uzun müddettir ana akım projelerde yer almadığını belirterek, “Ben epeydir ana akımda dizi çekmiyorum, setlerdeki son durumları bilemem. Ayrıyeten yaş ve pozisyon prestijiyle esasen kimse bana mobbing yapmaya kalkışamaz. Fakat hem genç oyuncuların hem de teknik grupların karşılaştığı mobbinge tekraren şahit oldum. Evet. Setlerde mobbing katiyen vardır, doğrudur ve maalesef gerçektir.”
“YETERİNCE ŞİŞME BALON VAR SEKTÖRDE”
Uğur, bölümün gereğince popülerlik üzerinden şekillenen örnekler barındırdığına dikkat çekerek şu tabirleri kullandı: “Korkuyorsan sakın girme” derim. İnsan gerçek ömür emelini keşfettiyse “şu mesleğe mi gireyim yoksa şu işi mi yapayım” diye tereddüt etmez. O iş için doğduysa tutku hisseder zati, yapmadan duramaz. Fakat yeteneği olmadığı halde oyunculuğa özenenler lütfen uzak dursun. Gereğince şişme balon var bölümde.”
“YAŞAM EMELİMİ KAVRAMAYI BAŞARDIĞIM BİR DÖNEMDEYİM”
Hayatın kendisi için daha da mana kazandığını söz eden Uğur, “Kim olduğumu ve ömür hedefimi daha düzgün kavramayı başardığım bir dönemdeyim. Bu herhalde olgunluğa adım atmak manasına geliyor. Kendini bulmak da diyebiliriz. Gerçekçi hayaller kurmak, niyetleri aksiyona dönüştürmek, gaye belirleyip projelendirmek ve gerçekleştirmekle ilgili bir “bilinç kazanma” hali. Tahminen de bir uyanış. Artık hayat çok daha anlamlı” dedi.
“HER ROLDE KENDİMDEN BİR KESİM VAR”
Oyuncu, “Hangi rolünüzde gerçek Deniz’i buldunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi, “Canlandırdığım her karakterde kesinlikle kendimden bir modül vardır. Faziletli taraflarım yahut gölge taraflarım… Sonuçta bir rolü herkes farklı halde canlandırır. O yaratım sürecinde kendi benliğimiz ve kendi malzememizden faydalanıyoruz zira. Hasebiyle her oyuncunun performansı biriciktir.”
“DOĞRU DURUŞ BEDEL ÖDEMEDEN OLMUYOR”
Oyuncu, ekranlardan uzak kalmasının hem şahsî tercih hem de sektörel dinamiklerle ilgili olduğunu belirtti. Uğur, “Artık ne isteyip ne istemediğimi daha âlâ biliyorum. Açık açık eleştirdiğim çeşitten senaryolar geldiğinde kabul edip oynarsam kendimle çelişirim. Bir de insan olgunluğa erdiğinde daha yürekli oluyor. “Dizi seyircisine olumlu katkı sağlayacak, daha derin düşünmeye sevk edecek, zıt köşe, zekice, ustalıkla bir senaryo yazın da oynayayım” diyebiliyorsun. Bunun dışında, dışlanma da kelam konusu natürel fakat bu esasen benim aktivizme soyunmadan evvel göze aldığım bir şeydi. Global sömürü sistemini ve zalimleri eleştirirsen seni suyun başını tuttukları bir kesimde öne çıkarmazlar doğal. Hakikat duruş, bedel ödemeden olmuyor.” dedi.
“ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN EVVEL KENDİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ”
Uğur, “Mesela bayana şiddet kelam konusu olduğunda, güya tılsımlı bir tesiri olacakmış üzere, kağıt üzerinde yazılı birtakım kanunların peşinden koşuyorlar lakin o şiddetin asıl gerçekleşmeden engellenmesi gerektiğini atlıyorlar. Alışılmış ki şiddete karşı en ağır cezalar verilsin, hele çocuğa karşı işlenen cürümler için bence idam gelsin. Fakat şiddeti kökten çözmenin yolunun evvel kendimizi değiştirmekten geçtiğini artık kabul edelim. Bakın, dizilerden bahsettik. Diziler toplumu yansıtmıyor mu? Görüyoruz, bayanlar kendilerine zenginlik sunacak parlak görünümlü erkekler için birbirinin gözünü oyuyor. Sen hemcinsini hırsınla yok etmek isterken bayan haklarını nasıl savunacaksın? Erkeğe hudut çizmek yerine egosunu daha fazla nasıl şişirebilirsin sanki? Onun yanıtı yok işte” dedi.
Odatv.com
