Columbia ile Trump anlaştı: 200 milyon dolarlık tazminat
Columbia Üniversitesi, Yahudi öğrencilerini koruyamadığı tezleri nedeniyle Lider Donald Trump idaresine 200 milyon dolar ödemeyi kabul etti.
Üç yıl boyunca federal hükümete ödenecek olan ödeme, üniversite tarafından yapılan bir açıklamayla duyuruldu ve lider tarafından toplumsal medyada doğrulandı.
HİBELERİN BİR KISMINI İADE EDECEK
BBC’nin haberine nazaran, muahede karşılığında hükümet, Mart ayında dondurduğu yahut sonlandırdığı 400 milyon dolarlık federal hibelerin bir kısmını iade etmeyi kabul etti.
Columbia, geçen yıl New York yerleşkesinde İsrail-Gazze savaşı protestoları sırasında antisemitizmi engellemede başarısız olduğu savıyla idarenin maksat aldığı birinci okul oldu. Okul, Mart ayında Beyaz Saray’ın bir dizi talebini kabul etmişti.
Eğitim Bakanı Linda McMahon, Columbia Üniversitesi ile yapılan muahedenin, üniversitelerin hesap vermesini sağlama yolunda “Ülkemizin verdiği uğraşta sismik bir değişim” olduğunu söyledi.
‘BU MUAHEDE DEĞERLİ BİR ADIM NİTELİĞİNDE’
Columbia’nın geçici başkanı Claire Shipman yaptığı açıklamada, “Bu mutabakat, uzun süren federal inceleme ve kurumsal belirsizlik devrinin akabinde kıymetli bir adım niteliğindedir.” dedi.
Columbia, Trump idaresinin İsrail’in Gazze’deki savaş kampanyasına yönelik protestolar ve transgender sportmenler ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) programları üzere öbür bahisler nedeniyle takip ettiği üniversiteler ortasında yer alıyor.
600’DEN FAZLA OKULDA 8 MİLYAR DOLARLIK HİBE SONLANDIRMA HEDEFİ
Liberal fikir kuruluşu Center for American Progress’in araştırmasına nazaran, hükümet ABD genelinde 600’den fazla üniversite ve kolejde toplamda yaklaşık 8 milyar dolar pahasında dört binden fazla hibeyi sonlandırmayı hedefledi.
Trump Çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Columbia ayrıyeten saçma DEI siyasetlerine son vermeyi, öğrencileri yalnızca liyakate dayalı olarak kabul etmeyi ve yerleşkedeki öğrencilerinin uygar haklarını muhafazayı taahhüt etti. Pek çok beşere ziyan veren, adaletsiz ve haksız davranan, çoğunluğu hükümetimizden gelen federal parayı yanlış harcayan çok sayıda başka Yükseköğretim Kurumu da yakında ortadan kalkacak” demişti.
Trump’ın misyona başlamasından bir ay sonra, idaresi antisemitizm tezleri nedeniyle Columbia’nın 400 milyon dolarlık federal fonunu kesti.
Dondurulan fonlar üniversitenin araştırma faaliyetleri için direkt bir tehdit oluşturuyordu ve bu durum Shipman’ın Haziran ayında işlerin “kırılma noktasına” ulaştığını söylemesine yol açtı.
Beyaz Saray’ın kararı, Columbia Üniversitesi’ni idarenin talep ettiği yerleşke kurallarında değişiklikler yapmaya yöneltti. Bu değişiklikler ortasında Orta Doğu çalışmaları kısmının tekrar düzenlenmesi ve öğrencileri yerleşkeden çıkarma ve tutuklama yapma yetkisine sahip “özel görevlilerden” oluşan bir grubun işe alınması da yer alıyordu.
Columbia, nakdî muahedenin bir modülü olarak iptal edilen yahut durdurulan hibelerin büyük çoğunluğunun tekrar yürürlüğe gireceğini söyledi.
Anlaşma, kolejin daha evvel duyurduğu birçok değişikliği düzenliyor ve mutabakatın uygulanmasını pahalandırmak üzere ortaklaşa seçilecek bağımsız bir gözlemcinin atanmasını içeriyor.
DÜZENLEMELER
Bu düzenlemeler ortasında, Gazze protestoları kapsamında üniversite yerleşkesinde kamp kuran öğrencilere disiplin cezası verilmesi, protestocuların yerleşke kimliğini göstermesinin mecburî kılınması, şovlar sırasında yüz maskesi takılmasına müsaade verilmemesi, öğrenci kümeleri üzerinde daha fazla kontrol sağlanması ve yerleşkedeki görevlilerin sayısının artırılması yer alıyor.
SUÇ KABULÜ DEĞİL
Üniversite, mutabakatın bir hata kabulü olmadığını söyledi.
Shipman, “Bu muahede, uzun müddetli federal kontrol ve kurumsal belirsizlik devrinin akabinde kıymetli bir adım niteliğindedir. Muahede, bizi tanımlayan pahaları korumak ve federal hükümetle olan temel araştırma iştirakimizin yine rayına oturmasını sağlamak için dikkatlice hazırlandı.” dedi ve muahedenin kurallarının okulun bağımsızlığını koruyacağını da kelamlarına ekledi.
Columbia Üniversitesi’nin Mart ayında üniversitenin kararını kabul etme isteği, Ivy League kolejinin bağımsızlığını kabul ettiğini düşünen kimi şahıslar tarafından ağır tenkitlerle karşılandı.
HARVARD TAM TERSİ
Öte yandan, Harvard ise tam aksisi bir yaklaşım benimsedi.
Hükümet üniversiteye milyarlarca dolarlık fonu askıya alıp memleketler arası öğrenci kaydı yapma yetkisini sona erdirmesine karşın Harvard idareye dava açıyor.
Ülkenin en güçlü üniversitesi Harvard ile ülkenin en yüksek hükümet organı Beyaz Saray ortasındaki davanın duruşmaları pazartesi günü başladı.
Trump idaresi, okulların Columbia’ya daha fazla yönelmesini umduğunun sinyalini verdi.
McMahon, açıklamasında Columbia Üniversitesi’nin ıslahatlarını “Amerikan halkının itimadını yine kazanmak isteyen seçkin üniversiteler için bir yol haritası. Bunların yükseköğretim bölümünde dalga dalga yayılacağına ve önümüzdeki yıllarda yerleşke kültürünün gidişatını değiştireceğine inanıyorum” dedi.
