CHP Genel Lider Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Merkez Bankası rezervlerinin arttığı açıklamasını eleştirdi.

Karabat, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yine en âlâ yaptığı şeyi yapıyor ve kamuoyunu yanıltıyor. Merkez Bankası rezervlerinin arttığını söyleyen Şimşek aslında neyi gizliyor, tek tek anlatalım. Şimşek, TCMB rezervlerini eksi 61 milyar dolardan 65 milyar dolara çıkardığını söz ederek bununla övünüyor. Fakat bu rezervin nasıl arttığından bahsetmiyor. Halbuki bu rezerv pamuk ipliğine bağlıdır.

Mayıs 2023 sonrası yüksek faiz siyasetine geçen Mehmet Şimşek, faizin yüzde 50’ye çıkarıldığı Mart 2024’ten itibaren carry trade’in önünü açtı. Bu süreçte net rezervlerde 120 milyar dolar civarında bir artış kelam konusu.

Carry trade ölçüsü açıklanmıyor. Lakin bunun en az 100 milyar dolar olduğu piyasa uzmanları tarafından tabir ediliyor. Bunun 40 milyar dolarını yabancılar, kalanının ise Türkiye’deki sermaye sahipleri tarafından sisteme sokulduğu belirtiliyor.

Carry trade ile döviz bazında yıllık yüzde 30-40 ortasında getiri sağlanıyor. Yani geçen 1 yıllık müddet içinde tefecilere 40 milyar dolarlık tefeci faizi ödendi. Bu paralar sistemde şu an TL konumlarında süreç görüyor. Gelen ana para döviz ise TCMB’de emanet duruyor.

Gördüğünüz üzere TCMB’nin rezervleri üretimle, ihracatla, yatırımla, Türkiye’ye itimatla birikmiş bir rezerv değildir. Bu nedenle Mehmet Şimşek kamuoyunu açık bir biçimde yanıltmaktadır.

Carry trade için yabancılar konuşuluyor lakin en büyük faizi yiyenler maalesef Türkler. Personel, emekli, memurun maaşları enflasyon artmasın diye küçültüldü fakat bu bir avuç carry trade milyarderine dokunulmadı. Enflasyonun temel sebebi işte bu rantçılar ve onların besleyicisi AKP’dir.

“2028’E KADAR EN AZ 150-160 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDEMESİ YAPMAK GEREKİR”

Türkiye iktisadı her yıl 40 milyar dolar faiz ödeyecek güçte değil. Enflasyonun ve faizlerin önemli ölçüde gerilemeyeceği bu senaryo ile 2028’e kadar en az 150-160 milyar dolar faiz ödemesi yapmak gerekir. Bu yükü Türkiye’nin kaldırması imkansız.

Esas tehlike karşımızda… Faize çalışan sistem kısa müddette patlar ve Türkiye’yi ödemeler istikrarı krizine dahi sokabilir. Devalüasyon ve IMF borçlanmaları ile reçete hazırlanır lakin bu da deva olmaz. AKP’nin Türkiye’yi sürüklediği karanlık senaryo işte budur.

İşte bu nedenle Türkiye AKP ile bir adım dahi yola gidemez. Bir an evvel erken seçime gidip, üretim iktisadı, hukukun üstünlüğü ve itimat iklimi ile yeni bir sistem inşa edilmelidir. Bunu yapacak olan da bizleriz.”