1️.Bir ayda ne değişti?

2️.Mesnetsiz iftiraları boşverin de, TSK’da hala vazife yapan subayları asmakla tehdit edenlerle, teğmenlerin namuslarına lisan uzatanlarla ilgilenin !

3️. Yoksa niyet vatandaşın temel sorunu “Asgari Ücret” gündemini mi değiştirmek ?

Bunun üzerine Bağcıoğlu, iktidar medyasının ve birtakım toplumsal medya trollerinin gayesine oturdu.

EMEKLİ AMİRAL’İN SAVUNMASI

Bağcıoğlu’nun savunmasının tam metni şöyle:

1. Harp Okulu mezuniyet merasimlerinde uzun yıllara dayalı bir geleneğin devamı olan ve Anayasa’mızın temel hususları ile ülkemizin kurucusu ve ebedi başkomutanı Atatürk’e bağlılık yeminlerini, 30 Ağustos 2024 günü resmi merasim sona erdikten sonra kendi ortalarında toplanarak icra eden Teğmenlerin, bu aksiyonları nedeniyle “TSK’dan İlişiklerinin Kesilmesi” talebiyle Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Şurası’na sevk edilmeleri Kamuoyunda uzun müddettir önemli tartışmalara neden olmuştur ve hala de bu tartışmalar devam etmektedir. Aslında çok daha fazla sayıda teğmen ve onların kumandanlarının disiplin süreçleri ile başlayan bu süreç son olarak 5 Teğmenin K.K.K. Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ile, sıralı kumandanları olan 3 subayın da MSB YDK ile ihraçları ile devam etmektedir.

2. TSK’nın en genç rütbesi olan teğmenler hakkında yapılan ve aslında olmayan bir disiplinsizliğe verilen bu ağır yaptırım tüm kamuoyunu rahatsız etmiştir. Elbette ki uzun yıllar TSK’da vazife yaptıktan sonra emekliliğe ayrılan binlerce emekli asker üzere ben de bu durumdan büyük rahatsızlık duydum.

3. Halihazırda CHP Savunma ve Güvenlik Siyasetlerinden sorumlu Genel Lider Yardımcısıyım. Teğmenlere yönelik bu haksız olaylar ve bilhassa toplumsal medyada bir kısım organize olmuş hesapların Teğmenlere yönelik haksız, mesnetsiz ve ahlak hudutlarını aşan savları ve telaffuzları hakkında kendi toplumsal medyamda, katılmış olduğum canlı yayınlarda bu haksız ve aslında kabahat oluşturan sözlere karşı yansımı gösterdim. Yetkili makamları ve savcıları da teğmenlerin gurur ve haysiyetine yönelik yapılan bu hücumlara müdahale etmesini ve gerekli yasal süreçlerin başlatılmasını talep ettim. Fakat ne yazık ki bu mevzuda ne siyaseten ne de yargı makamlarınca gerekli dayanak verilmedi yada süreç yapılmadı.

4. Bunun üzerine kendilerini yazılı-yada kelamlı olarak söz etmeleri yada savunmaları 211 sayılı İç Hizmet Kanunu başta olmak üzere ilgili yasal mevzuat yeterince mümkün olmayan TSK mensubu genç teğmenlere dayanak maksadıyla bir çok vilayette basın toplantıları düzenlenmiştir. Bahse husus toplantılara o kentlerde yaşayan emekli askeri işçi ile hassas vatandaşlar da katılmıştır.

5. Ben de bahse bahis basın toplantılarına siyasi misyonumu ve siyasetçi kimliğimi farklı tutarak büsbütün bir emekli asker olarak katıldım. Vakit zaman bu hususa ait yaptığım açıklamalarda da her vakit TSK’nın ve TSK işçisinin, İç Hizmet Kanunu’nun 43’ncü unsuru mucibince “siyaset dışı” kalması gerektiğine vurgu yaptım.

6. Düzenlenen basın toplantılarına da siyasi kimliğin dışında büsbütün emekli bir asker olarak iştirak sağladım. Keza bahse husus basın açıklamalarının hiç birisinde tek bir muvazzaf asker yoktur. Esasen davet de edilmemişlerdir. Yalnızca emekli askerler ve vatandaşlar iştirak etmiştir. Türk bayrağı dışında rastgele bir siyasi pankart, broşür vs. getirilmemiştir.

7. Bahse husus basın toplantıları öncesinde yetkili mülki yönetim amirliklerine bildirim yapıldığını biliyorum. Ben faal olarak düzenleme komitesinde yer almadım fakat örneğin Ankara vilayetinde 14/01/2025 tarihinde düzenlenen son basın toplantısının bildirim çizelgesini avukatım Av.Ümit ERCAN temin etmiştir ve talep edilmesi halinde evraka sunabilecektir.

8.Dolayısıyla tarafıma 2911 sayılı Kanun’a muhalefete ait bir suçlama yapılmasını mutlaka kabul etmiyorum. Keza 2911 sayılı Kanun kapsamında mülki yönetimler tarafından yada isimli makamlar tarafından yapılan iş ve süreçler ile yasaklama kararlarına ait Yüksek Yargı Mahkemelerinin verdiği kararlar ile Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararları mevcuttur. (Avukatım tarafından belgeye ayrıyeten sunulacaktır.)

9. Öteki yandan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 95’nci hususuna karşıt rastgele bir fiil yada aksiyon kelam konusu değildir. Benim şahsen katıldığım yada katılmadığım “Teğmenlere Destek” gayeli basın toplantılarının hiç birisine vazifedeki asker şahıslar çağrılmamıştır, iştirak eden de olmamıştır. İştirakçiler büsbütün sivil vatandaşlardır. Buradaki açıklamalar kendilerine yönelik taarruzlara karşı karşılık verme hakkı olmayan teğmenlere yönelik akınların kınanması amaçlıdır. Milli Savunma Bakanlığı yada Adalet Bakanlığı bu genç subaylara yönelik tenkit boyutunu aşan ve artık ahlak dışı bir boyuta dönüşen hücumlara karşı sessiz kalmıştır. Toplanan vatandaşlar da Anayasa’nın 34’ncü hususunun kendilerine şahidi ve demokratik tüm ülkelerde hür olan bir hakkı kullanmıştır.

10. 1632 sayılı Kanun’un 95’nci hususunda sayılı olan hareketlerin hiç birisi gerçekleşmediği üzere bu Kanun’a tabi tek bir işçi de bu faaliyetlere iştirak etmemiştir. Bu husustaki suçlamayı mutlaka kabul etmiyorum.

11. Savcılığınızın soruşturma belgesi muhteviyatında yer alan ve işbu soruşturmanın res’en başlatılmasına neden olan “whatsap” bildirisini ben kendi emekli asker arkadaşlarımdan 8-9 bireye gönderdim. Tıpkı metnin daha sonra başka bir parti sözcüsü tarafından askeri vesayet daveti olarak tanımlanması nedeniyle buna da reaksiyon olarak birebir metni de kendi x hesabımda paylaştım. İleti metni açıktır ve nettir.

“Bizden ne darbeci çıkar ne vesayetçi,

Sayın Komutanım, değerli silah arkadaşlarım, K.K.K.lığı YDK’da durumları pahalandırılacak teğmenlerimize silah arkadaşlığı ruhu ile dayanak sağlamak amacıyla hiçbir siyasi mülahaza ve niyet olmadan 11 Ocak 2025 günü saat 11.00’da mümkün olan tüm kentlerimizde belirlenecek meydan/alanlarda bir basın açıklaması yapmak ve sesimizi duyurmak istiyoruz. Bu mevzuda bulunduğunuz vilayetlerde desteklerinizi ve planlama çalışmalarına katkınızı gönülden istirham ediyoruz. Basın açıklamalarına emekli askerlerin yanı sıra Türk Bayrağı ve Atatürk posterleri ile tüm yurtsever vatandaşlarımızı bekliyoruz. Yankı BAĞCIOĞLU, Emekli Tümamiral”

12. İletiden da anlaşılacağı üzere;

a. Bu davet yalnızca emekli askerlere ve yurtsever vatandaşlara yöneliktir.

b. Yalnızca Türk bayrakları ve Atatürk posterleri bulunacaktır.

c. Emel, asimetrik bir biçimde akına uğrayan Teğmenlere dayanak açıklaması yapmaktır.

d. Açıklamada parti genel yardımcısı sıfatı bilhassa kullanılmamış bunun yerine emekli amiral unvanı tercih edilmiştir.

13. Ayrıyeten şunu da tabir etmek gerekir ki, askerlik bir meslek olmanın ötesinde bir hayat üslubudur. Askerler emekli olsalar da silah arkadaşlığı ve muvazzaflık periyoduna münasebet hürmet sözleri hala devam eder. Bu sebeple iletinin yazıldığı kümede emekli olsa dahi yaş ve kıdem itibariyle daha büyük olanlara “Komutanım” daha genç yada ast rütbeli olanlara ise “silah arkadaşım” ibaresi kullanılmaya devam edilir. Bildirinin başında yazılan “Sayın Komutanım, değerli silah arkadaşlarım” ibaresi emekli olunsa dahi askerliğin örf, adet ve gelenekleri itibariyle kullanılan bir ibaredir, bu hitaptan vazifedeki askerlerin de davet edildiği manası çıkarılmamalıdır.

14. Sonuç olarak, Anayasamızın 34’ncü unsurunda açık olarak tanımlanmış ve 2911 sayılı Kanun mucibince gerekli bildirimlerin yapıldığı (mülki makam görevlendirmesi ile kolluk kuvvetlerince gerekli emniyet önlemlerinin alındığı) basın açıklaması sebebiyle hakkımda yürütülen soruşturmayı kabul etmiyorum. Keza zorlama bir biçimde büsbütün sivillerin katıldığı bu basın açıklaması nedeniyle Askeri Ceza Kanunu’nun 95’nci hususu kapsamında kanun da öngörülen ögelerin oluşmadığı açık olan durum ile ilgili soruşturma yapılmasını kabul etmiyorum.

15. Üstte yazılı olan beyanlarım ve savcılık makamınca res’en belirlenecek münasebetlerle hakkımda Kovuşturmaya Yer Olmadığına kararı verilmesini talep ediyorum.