“TÜSİAD evvelden beri tartışılan bir yapı. Daima vesayeti destekleyen ve ulusal hiçbir bahiste yorum yapmazlar. Mesela siz hiç TÜSİAD’ın 15 Temmuz darbe teşebbüsü ya da FETÖ konusunda konuştuğunu duydunuz mu? Seçilmiş yasal hükûmete e-Muhtıra verildiğinde ağzını açtı mı? ABD ile Türkiye karşı karşıya geldiğinde Türk hükûmetinin yanında bile yer almamıştır.

Askerî darbelere sessiz kalan, FETÖ’ye ses etmeyen, Kobani olaylarında Demirtaş ve öbür DEM’lileri eleştirmemiştir. Artık çıkmış Ümit Özdağ’ı savunuyorlar. Ancak Özdağ’ın ırkçı paylaşımlarına bir kere olsun yanlış dememişlerdir. Millete ve devlete kılıç çeken teğmenlere sahip çıkıyor TÜSİAD. 28 Şubat devrinde dut yemiş bülbül üzereydiler. Seyahat darbe teşebbüsünde hükûmet devrilse güzellerine gidecekti.

TÜSİAD artık eski ayrıcalıklarının bittiğinin farkına varsa uygun olacak. Başlarına nazaran hükûmet devirme ya da istedikleri ihaleyi alma periyotları geride kaldı. Milletin iktidarı var artık. O denli ya, evvelce bunlar dokunulmazdı. Her şeyi yapmaya hakları vardı. O dönem kapandı. Milletin iktidarını, dindar ve muhafazakâr insanları içlerine sindiremiyorlar. Fakat boşuna uğraşıyorlar. Eski Türkiye bitti. Onların dedikleri artık olmayacak.

Ömer Çelik’in dediği üzere “Maalesef Türkiye’de birtakım sivil toplum kuruluşlarının bu mevzudaki sicilleri problemlidir; geçmişlerinde askerî vesayete ve yargı vesayetine verdikleri dayanak hafızalardan silinmemiştir. Ayrıyeten kendi geçmişlerinde alenen yasal hükûmeti gaye alma ve misyondan gönderme faaliyetleri manşetlerde yer bulmuştur.

Bu nedenlerle TÜSİAD idaresi, bu ülkede demokrasi uğraşı verenlerin “güven bunalımı” deyince birinci aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD’ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki makûs sicilini geride bırakmak için gayret göstermelidir.”

Bu ortada Seyahat darbe teşebbüsü ve 28 Şubat darbesinin medya ve sivil ayağına neden hesap sorulması gerektiği de ortadadır. Kimi TÜSİAD’çılar bal üzere Seyahat darbesini ve 28 Şubat’ı desteklemişlerdir. Savcılarımızın bu hesabı sormaları kaidedir. Yoksa fırsatını bulan bu TÜSİAD üzere yapılar anti demokratik uygulamaları daima desteklemişlerdir. Onlara hiç hesap sorulmaması bu keyfî yorumları yapmasına sebep olmaktadır.

Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Kısmı üzere hudut ötesi operasyonlar hakkında bile bir tane takviye açıklayıcı beyanatları yoktur. TÜSİAD maalesef demokrasi dışı aktörlerin legal hükûmeti devirmek için sarıldıkları bir yapı olmuştur. Yargıyı töhmet altında bırakan TÜSİAD ve onun liderine kesinlikle soruşturma açılmalıdır. Zira TÜSİAD millete ve hükûmete kılıç çeken cunta yapılanmalarına sahip çıkmaktadır. TÜSİAD artık pabucun kıymetli olduğunu tüzel yollarla öğrenmelidir”