Çağrı Suriye’yi kapsıyor mu: DEM’de YPG çatlağı
DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın “silah bırakma ve örgütü fesih” davetinin yalnızca PKK’ya yönelik olduğunu, YPG’yi kapsamadığını söyledi.
Haşimoğulları, “Şüphesiz silahların bırakılması ve PKK’nın fesih demokratik siyaset ve hukukun tanınmasını gerektirir sözleri YPG’nin yer almadığını görüyoruz. Hem YPG’den Mazlum Abdi’nin hem de Salih Müslim’in açıklamalarını gördünüz. Bu davet hayli açık ve net. Öcalan’ın bizlerin de olduğu ortamda okumuş olduğu metinin hiçbir yerinde YPG geçmiyor” tabirlerini kullandı.
SIRRI SÜREYYA LİDER KARŞITINI SÖYLEDİ
DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Lider, Habertürk’te katıldığı programda “Öcalan’ın daveti terör örgütü YPG’yi de kapsıyor mu” sorusuna cevap verdi.
Hatimoğulları’nın aksine davetin YPG’yi de kastettiğini tabir eden Başkan, “İlkesel olarak herkesi kapsıyor” dedi.
Nefes Gazetesi muharriri Aytunç Erkin de bugünkü yazısında PKK/YPG’nın İsrail’i teminat gördüğü için açıklamayı üzerine almadığını yazdı.
Erkin şu tabirlere yer verdi:
Neçirvan Barzani iktidarında İsrail’le bağlantılar en üst düzeyde diyebiliriz. 2017 yılında bölgesel parlamento tarafından alınan ve Irak merkezi hükümeti tarafından tanınmayan bağımsızlık yolundaki kararı birinci destekleyen de İsrail’di.
KRİTİK GÖRÜŞME
Uzmanlara nazaran, İsrail aslında Kürtler’i düşmanlarıyla ortasında bir tampon olarak görüyor. Buradan çıkarılan ham petrol, yakıta gereksinimi olan İsrail’in en değerli kaynaklarından biri.
Unutmayalım…,
28 Eylül 2024’te Köln’de Öcalan için düzenlenen bir mitingde İsrail bayrakları açılmıştı. 10 Kasım’da, Erdoğan’ın Suriye ve Irak’ta PKK’ya yönelik yeni bir kara operasyonlarına hazırlanıldığı açıklamasından çabucak sonra İsrail’in yeni Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Kürtler için “Siyasi bağımsızlığı olmayan büyük milletlerden biri” ve “Yahudilerin doğal müttefiki” dedi. Saar, aralık ayında da “İsrail Kürtleri savunmak için askeri bir harekette bulunmamış olsa da onları desteklemek ahlaki ve diplomatik bir zorunluluktur. Kürtler, Batı yanlısı ve dost bir kümedir ve biz onların yanında durmalıyız” dedi.
3 Ocak 2025 tarihli Rudaw’ın şu haberini hatırlatmakta yarar var: “İsrail basını, Dışişleri Bakanı Saar’ın Rojava Özerk İdaresi yetkililerinden İlham Ahmed ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini bildirdi. İsrail’in gazetelerinden İsrael Hayom, İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın Doğu Suriye Özerk İdaresi Dışişleri Ofis Eşbaşkanı İlham Ahmed ortasında kapsamlı bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiğini duyurdu.
Bölgedeki gelişmelerin ele alındığı görüşmede Ahmed, Suriye’deki silahlı kümeler tarafından Kürt vatandaşlara yönelik keyfi tutuklamalar ve infazlar hakkında bilgi verdi.
Bakan Saar ise uluslararası meslektaşlarıyla yaptığı tüm diplomatik görüşmelerde Kürtler hakkındaki tasalarını lisana getirdiğini belirtti.”
25 Şubat’ta da İsrail hükümeti ve Dışişleri Bakanlığının, SDG’nin denetimindeki bölgelerin ve Suriye’de Kürtlerin haklarının desteklenmesi istikametindeki bildirileri sorulan Mazlum Abdi şu cevabı vermişti: “Bu doğruydu ve yerinde bir tavırdı. Bu onların kendi siyasetleriyle ilgili. Lakin bu açıklamalarını takdir ediyoruz.”
Evet; Mazlum Abdi’nin temsil ettiği örgütlenme yani SDG (PKK/YPG) İsrail/ABD’ye güveniyor fakat daha geçen hafta Ukrayna lideri Zelenski neler yaşadı! Amerikan dış siyasetinin ‘ete kemiğe bürünmüş hali’ kabul edilen ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın ünlü “Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ancak dostu olmak ölümcüldür” kelamı de hafızalarda… Ayrıyeten Türkiye şimdi Suriye konusunda Amerika ile masaya oturmadı. Bakalım süreç nereye evrilecek?”
