29 yıl evvel, ‘nine donu’ giyen otuzlu yaşlarında bekar bir bayan olarak tanıdığımız, arkadaşlarına mavi çorba servis eden Bridget tekrar karşımızda.

Eserin yaratıcısı 66 yaşındaki Helen Fielding ise insanların kaotik hayatlarını onun yapıtlarında bulduğunu söylemesinden hiç bıkmışa benzemiyor. Hatta Fielding The Times’a verdiği röportajda şunları söylüyor:

“Hayır, kendimi biraz Papa üzere hissediyorum: ‘Tanrı seni korusun çocuğum, sen Bridget’sin.’ Tüm uygun, düzgün Bridget latifeleri gerçek bir olaydan esinlenildi”

Bridget’in kızının oyun alanına NHS bel soğukluğu broşürlerini dağıttığı yeni sinemadaki bir sahneye atıfta bulunan Fielding kelamlarına şöyle devam ediyor:

“Bu hakikaten bir öğretmenin önünde başıma geldi ve tıpkı sinemada olduğu üzere nitekim de ismi Bay Walliker’dı”

Dört Bridget Jones kitabı dünya çapında 40 milyondan fazla kopya sattı, sinemalar ise 600 milyon sterlinden fazla hasılat elde etti. Devam sinemaları orijinalin komik harikalığına asla ulaşamamış olsa da, her sinemada senarist ve üretimci olarak yer alan Fielding, yeniden de her birini eğlenceli hale getirmeyi başardı.

2013 yılında yayımlanan romanından uyarlanan Mad About The Boy’da Bridget (Renée Zellweger), bir daha asla seks yapmaması durumunda arkadaşları tarafından “dudak yapışması” yaşayacağı konusunda uyardığı ellili yaşlarında dul bir bekar anne olarak karşımızda. Bridget ise 28 yaşındaki Roxster (Leo Woodall) ile bir münasebet yaşayarak onları harika bir formda haksız çıkarıyor.

Helen Fielding gazeteye verdiği röportajda serinin dördüncü sineması hakkında şunları söylüyor:

“Bu sinemayla, bayanlar için cinsel bir son kullanma tarihi olduğu ve erkekler için olmadığı fikrini sahiden yıkmak ve bunu ‘cougar’ (İngilizce’de çoklukla 40 yaşını aşmış ve genç erkeklerle bağlantı yaşayan kadın) olarak bilinen klişesine yapıştırmak istedim. Bana, oğlumun bir arkadaşını süzerek “Şeri ister misin canım” diyen leopar desenli elbise giymiş bir bayanı hatırlattı”

“Buna bir son verilmesi gerek zira gerçekleri yansıtmıyor. Yıllarca Hollywood’da, partnerlerinden 40 yaş büyük erkekler gösterildi ve bu hiç tartışılmadı bile. Artık sinemalar sonunda genç erkeklerle yaşlı bayanlar ortasında karşılıklı olan, taktik, entrika içermeyen bir arzuyu ele alıyor. Bridget ve Roxster, ikisi de birbirlerinde istedikleri bir şey görüyorlar ve Bridget’in seks yapması ve seksi olması bence kutlanacak bir şey”

Ancak sinemanın gerçek aşk öyküsü Bridget’in sevgililerinden (yaşına uygun Chiwetel Ejiofor üstte bahsedilen Bay Walliker’ı canlandırıyor) daha çok eski dostları, Sally Phillips, Shirley Henderson ve James Callis tarafından canlandırılıyor, hala kadeh tokuşturuyorlar ve birlikte geçirdikleri on yılları hüzünlenerek anıyorlar. Fielding, “İnsanların birebir konutta çekirdek ailelerde yaşaması epeyce yeni bir gelişme. Herkesin bir çift olarak yaşamaya çalıştığı fikri hakikat değil” diyor: Bridget’in yine evlenmek isteyip istemediğinden emin değil..

“İnsanların hesaba katmadığı şey şu: Mesela dört çocuk yetiştirmiş, yaşlı ebeveynleri olan ve ömrü boyunca bir kocaya bakan bir kadın şimdi kesinlikle öbür birini mi almak istiyor.. Yoksa bayanlar artık bir özgürlük alanının tadını mı çıkarıyor… Annem harikaydı – mükemmel bir aşçıydı, komikti – babam öldüğünde beşerler güveçlerini yemek için kapısına dayandılar, ancak o çok şey yapmıştı. Arkadaş edinmekten hoşlanıyordu ama… Keyifli sonlar, kıssayı durdurmayı seçtiğiniz yerdir’”

Ellili yaşlardakiler hakkındaki bir sinemada vefat ve acı temaları nasıl kaçınılmazsa, bu güldürü sinemasında de bol ölçüde var…

Yazar Helen Fielding 9 yıl boyunca Los Angeles’ta yaşadı: Simpsons’ta müelliflik yaptı, 20 yaşındaki Dashiell ve 18 yaşındaki Romy isimli çocuklarının babası olan Kevin Curran ile yaşadı. 2009’da ayrıldılar ve Fielding çocuklarıyla birlikte Londra’ya döndü.

2016’da, uzun bir hastalıktan sonra eşi Curran 59 yaşında hayatını kaybetti. Sinema, Bridget ve kızlarının, Fielding’in çocuklarıyla yaptığı üzere, ıstıraplarıyla mizahla başa çıkmalarını gösteriyor.

“Çok şahsî olmaktan her vakit çekinirim lakin çocukların babası öldü ve The Simpsons için yazıyordu, bu yüzden hiçbir latife çok karanlık değildi. Bu bana kaybımız için oturup üzülmek zorunda olmadığımızı gösterdi. Beşerler makus bir şey olduğunda bile birebir kişi olarak kalır. Birinin bana acı hakkında söylediği en uygun şeylerden biri, çamurlu bir su birikintisi üzere karanlık bir yere girdiğiniz ve sonra dışarı çıkıp öbür bir su birikintisine girmeden evvel o anın tadını çıkarmanız gerektiğiydi. Fakat su birikintileri giderek birbirinden uzaklaşıyor ve yine yaşamaya başlıyorsunuz”

Filmde aile, Mark Darcy’nin doğum gününde ona mesken imali kartlar gönderiyor ve vefat yıldönümünde balonlar bırakıyor. “Babalarının başına gelenleri onunla birlikte daima olarak işliyorlar. Bu tabu bir alan değil. Çocukların şöyle bir huyu vardır: Apansız, ‘Neden XYZ üzere olağan bir ailede yaşayamıyoruz?’ derler ve bu kalbe saplanan bir hançer üzeredir, evet, XYZ’nin bir babası var diye düşünürler. Lakin hayır, bunun nedeniXYZ’nin hafta içinde Minecraft oynamasına müsaade verilmesidir. Çocuklarım çok şey yaşadı, bu yüzden duygusal zekaları epeyce yüksek. Her şeyin eksiksiz olduğunu argüman etmek istemiyorum zira birçok saçma senaryo yaşanıyor fakat dürüst olmak gerekirse bunlardan hakikaten keyif alıyorum”

Fielding’in sigara içme, çok içki içme ve iş yerinde flört etme üzere baby boomer ve X jenerasyonu uygulamalarına dair birinci elden tasvirleri, feminist olmayan kalori sayımı ve erkek çılgınlığı hakkında öfke patlamaları yaşayan karakteri milenyum jenerasyonundan reaksiyon aldı. Bunun bilakis, Z Nesli anneleriyle birebir yaşta bir karakteri benimsedi: “Frazzled English woman” isimli, Bridget Jones’tan esinlenen müziklerin yer aldığı bir Spotify çalma listesi 20 bin’den fazla kayda sahip.

Fielding, “Z Nesli, [pandemi sırasında] dünyanın parçalandığını gören birinci kuşak, bu yüzden bu sinema çok vaktinde görünüyor zira her şey bir şeyler aksi gittiğinde ne yapacağınızla ilgili” diyor.

TikTok ve Instagram rötuşlarının hakim olduğu bir kültürde, 18 ila 25 yaşındakilerin Bridget’le alaka kurabildiğini zira onu rahatlatıcı bulduğunu düşünüyor:

“Onun duygusal dürüstlüğüne, toplumsal medyayla birlikte giderek büyüyen, olmanız beklenen şeyle gerçekte olduğunuz ortasındaki boşluğa reaksiyon veriyorlar. Onlara hiçbir karşılığın ve kusursuz bir yolun olmadığını bilmeleri itimat veriyor – zira kabuğu kırdığınızda hiç kimsenin hayatı harika değildir”

Mad About The Uzunluk, artık 55 yaşında olan Zellweger, 64 yaşındaki Hugh Grant ve birebir yaştaki Colin Firth’ü bir ortaya getiriyor. Fielding üçüne de yakın. “Bu serinin harikulâde yanı, patlayan hiçbir şey, büyücülük yahut harika kahraman olmaması. Yalnızca bir bayanın ve arkadaşlarının bakış açısı. Bu yüzden üçünün tüm bu yıllardan sonra tekrar bir ortaya geldiğini görmek beni oldukça duygusallaştırıyor. İlk kitabı yazdığımda Bridget’i kimsenin oynayacağını hayal edemiyordum – lakin artık Renée için yazıyorum ve karakteri o kadar güzel tanıyor ki kendi repliklerini uydursa da umursamıyorum. Hugh için de birebir şey geçerli – Daniel’in sahiden yeterli repliklerinin birden fazla ona ilişkin. Renée’yi onunla görmek komik: Daniel’e gülüyor fakat birebir vakitte Hugh’a da gülüyor. Hepsi birbirine karışmış”

Bir dokumacılık fabrikası müdürünün kızı olan Fielding, Oxford Üniversitesi’nde İngilizce okudu. The Independent kendisinden, “araba ve daire sahibi olmak için bir erkeğe gereksinim duymayan” lakin yeniden de yerleşmek için ağır toplumsal baskılara katlanan birinci kuşak bayanları anlatan anonim bir köşe yazısı yazmasını istediğinde özgür gazeteciydi.

“1990’larda, otuzlu yaşlarında bekar bir bayansanız, Bayan Havisham olduğunuzu ve bir çeşit kusur yaptığınızı hissederdiniz. Beşerler daima neden evlenmediğinizi sorar ve bu çok acı verici”

Bridget olmayan iki (çok uygun lakin çok satan olmayan) roman yazmış olan Fielding, şu anda Los Angeles’ta geçen üçüncü roman üzerinde çalışıyor. Yalnızca hayatında söyleyecek bir şeyi olsaydı diğer bir Bridget romanı yazacağını söylüyor.

“Asla asla demeyin, lakin bu hususta alaycı da olmazdım. Para kazanmak için roman yazmıyorum yahut bu sinemaları yapmıyorum. Fakat Bridget ile ilgili sorun şu ki, komik şeyler olmaya devam ediyor ve ben de bunları bir kitapta kullanmak üzere bir günlük tutuyorum. Bu yüzden manalı göründüğü sürece Bridget’in bir sonraki evresinde kullanacağım”

Bridget Jones: Mad About the Uzunluk 14 Şubat’ta vizyona girecek.