‘Avrupa’nın çıkıntı’ lideri yine kızdıracak: Trump kazandı Soros kaybetti
Cuma günü devlet radyosu Kossuth Radyo’ya konuşan Orban, 94 yaşındaki Macar asıllı hayırseverin Demokrat Parti ile temaslı büyük bir “ağ”a sahip olduğunu argüman ederek, bu uğraşların ekonomik çıkarları doğrultusunda küreselci ideolojileri dayatmayı amaçladığını tabir etti.
“GÖÇ KAOSU”
Orban, “Onlar, insanlığı düzeltmenin kendi misyonları olduğuna inanıyorlar. Yani, ülkelere neyin yanlışsız olduğuna dair kendi görüşlerini dayatıyorlar,” diyerek bu uğraşların çoklukla “göç kaosu”na yol açtığını söyledi.
“TRANSGENDER PROBLEMLERİ BAŞLIYOR”
Orban’a nazaran, Demokratların hakimiyeti, woke siyasetlerinin denetimsiz bir formda yayılmasına da neden oldu. Orban, “Amerikalı Demokratlar geliyor ve akabinde Onur Yürüyüşü, gökkuşağı bayrakları ve transgender problemleri başlıyor” tabirlerini kullandı.
“AMERİKA’DA SAVAŞI KAYBETTİ”
Orban, Trump’ın zaferinin bu hususta kıymetli bir değişim başlattığını söyleyerek, “George Soros Amerika’da savaşı kaybetti. Şunu diyebilirim ki, Amerika Donald Trump tarafından kurtarıldı,” dedi ve milyarderin müttefiklerinin Brüksel’e geri çekilmek zorunda kaldığını öne sürdü.
“ONLARI BRÜKSEL’DEN ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR”
Orban, “Biz Avrupalılar, artık Brüksel’de kök salmaya çalıştıkları için çok güç bir periyotla yüzleşmek zorundayız… onları Brüksel’den çıkarmamız gerekiyor” dedi.
“BUNA TOLERANS GÖSTEREMEYİZ”
Orban ayrıyeten, Soros ağının AB bütçesiyle finanse edilmesine öfkesini lisana getirerek, “Buna tolerans gösteremeyiz, bu bizim paramız… Siyasetteki en büyük yolsuzluk skandalı, Brüksel’in George Soros’un cebinde olmasıdır” diye suçlamalarda bulundu.
Orban, uzun vakittir Soros ve Açık Toplum Vakıfları’na (Open Society Foundations – OSF) karşı tenkitlerde bulunarak, bu kuruluşları göç yanlısı siyasetleri finanse etmek, klasik aile bedellerini baltalamak ve küreselci bir gündemi teşvik etmekle suçluyor.
Soros’u eleştirenler ayrıyeten, kendisini birçok “renkli” ihtilal olarak isimlendirilen harekete fon sağlamakla suçluyor ve yüzlerce medya kuruluşuyla mali bağlarının olduğunu, bu nedenle rastgele bir reaksiyona karşı korunduğunu, kamuoyunu şekillendirdiğini ve Orban’ın “LGBT fanatizmi” olarak isimlendirdiği şeyi teşvik ettiğini ileri sürüyorlar.
