Amerikan Komünist Partisi yöneticisi Hinkle Odatv’ye konuştu… MAGA*-Trump destekçisi ‘Avrasyacı’ komünist… Çin ve Rusya temsilcileriyle aynı masada
İki gün süren Doğu Akdeniz – Karadeniz Forumu’ndaydım…
USMER’in düzenlediği tertip büyüktü, 15 ülkeden konuşmacı vardı ve kıymetli isimlerdi.
Çin’den Amerika’ya, Rusya’dan İtalya’ya, İran’dan Mısır’a kadar ülkelerini temsil eden isimler konuştu.
Forumda ABD’yi temsilen katılan kişi, Jackson Hinkle’dı… Kendisi Amerikan Komünist Partisi’nin Merkez Yürütme Kurulu üyesi.
Hinkle, 25 yaşında genç bir siyasetçi, toplumsal medyada epeyce tanınan, X’te 3 milyonun üzerinde takipçisi var.
Bir parantez açalım… ABD’de iki komünist parti var, ikisi zıt cephelerde… Hinkle’ın yöneticisi olduğu komünistler, woke kültürüne karşı, Trump’ın Cumhuriyetçiler Partisi’nin MAGA (Amerikayı yine büyük yapma) akımının destekçisi… Hasebiyle bu komünistlerin seçimlerdeki hali Kamala Harris’e karşı Trump’tan yana oldu. Ancak bunu resmen açıklamadılar. İşin daha enteresan yanı, MAGA komünistleri Çin ve Rusya ile arbededen değil, işbirliğinden yana… İsrail’e karşı Hamas ve Hizbullah’ı destekliyor. Bu türlü olduğu için de Hinkle tutuklanma telaşıyla ABD’ye dönmüyor.
Hinkle’la konferans ortasında sohbet ettik, ona birkaç soru yönettim. İşte Amerikan’ın genç komünist başkanlarından Jackson Hinkle’la kısa röportajımız…
– ABD’ye komünizmi yahut sosyalizmi getirmeyi mi hedefliyorsunuz, günümüz kaidelerinde bu nasıl olabilir?
– Evet, Amerika’ya komünizmi getirmek istiyoruz. Bence bu, ülkemizin tarihi geleneğinin bir modülü. Ülkemizin tarihindeki, Amerika tarihindeki en büyük ekonomistlere bakarsanız, onlar Amerikan Komünist Partisi’nde savunduğumuz temel unsurları somutlaştırıyorlar. Ancak elbette, komünizmi geliştirdiğiniz rastgele bir ülkede, o ülkenin tarihi geleneğine hürmet duymak zorundasınız. Bu yüzden Çin’de Çin özelliklerine sahip komünizm var. Amerika’da da Amerikan özelliklerine sahip komünizm olmalı. Ulusumuzun tarihine, kıymetlerimize hürmet duymalı ve nihayetinde ABD’ye özgün bir komünist sistem oluşturmalıyız.
-Trump’ı eleştiriyorsunuz ancak seçimlerde Cumhuriyetçileri yani Trump’ı destekliyorsunuz, bu çelişki değil mi?
-Biz MAGA (“Amerikayı tekrar büyük yap” akımı) seçmenlerini destekliyoruz ve onların Trump hakkında bir görüşü olduğunu düşünüyoruz. Şayet Trump makus şeyler yaparsa, kendi hareketinden onu terk edeceklerini düşünüyoruz. Bu yüzden Trump’a oy vermedim. Trump’ı desteklemedim. Lakin MAGA hareketi bence çok enteresan… Ve haklı olduğumuzu kanıtladık zira Trump şu anda Ukrayna’ya silah gönderiyor, Gazze’deki soykırımı sürdürüyor, İran’ı bombaladı, Epstein evraklarını örtbas etti. Ayrıyeten ulusal borca 3 trilyon dolar ekledi. Ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yasadışı göçmen problemini çözmüyor. Birçok destekçisi çok öfkeli. Yani MAGA, Amerika’da kendi başına bir varlık ve hâkim. Amerika’daki tek hâkim varlık. Ve Trump kendini sattığı için, MAGA artık Trump’ı geride bırakıyor.
Jackson Hinkle’ın yanındaki konuşmacı, Filistin temsilcisi Dr. Mohammad Makram Balawi
– Size nazaran Trump’ın gücü İsrail saldırganlığını durdurmaya yetmiyor mu, yoksa zati o denli bir niyeti yok mu?
– Doğal ki güçsüz değil. İsteseydi, bunu bugün yapabilirdi. Ancak Mao’nun ve Stalin’in benimsediği ilkeyi benimsemiyor, yani ulusun tehdit altındaysa, egemenliği için her şeyi feda etmeye hazır olmalısın, yoksa hiçbir şeyi savunmaya hazır değilsindir. Trump hiçbir şeyi savunmaya hazır değil, zira İsrail’in yaptığı her şey ahlaka ters olmakla kalmıyor, tıpkı vakitte ABD’nin çıkarlarına da muhalif. 600, 700, 100.000 evsiz insan varken onlara para ve silah göndermek ülkemizin çıkarlarına alışılmamış. Ayrıyeten İsrail temelde Hıristiyanlık aykırısı bir ülkedir. Hıristiyanların ülkelerine girmesini yasaklıyorlar ve girenler Yahudi ve Siyonist yerleşimciler tarafından yüzlerine tükürülüyor. Ayrıyeten İsrail en eşcinsel ülke olarak sıralanmıştır. Güya gezegendeki en fazla eşcinsel bu ülkedeymiş üzere. Bu Amerikan pahaları değildir. Bu yüzden neden onları desteklediğimizi anlamıyorum.
–Neden Amerika Birleşik Devletleri’ne girişiniz yasaklandı?
-Yasaklandığımdan yüzde yüz emin değilim. Lakin Rusya, Yemen, İran, Hamas ve Hizbullah hakkındaki görüş ve fikirlerim, bu önderlerin birçoklarıyla tanışmış olmam… Onlar hakkında övgü dolu kelamlar söylemiş olmam, oradaki insanları ziyaret etmiş olmam ve onlara dayanağımı sunmuş olmam nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri’ne tekrar girmeye çalışırsam hayatımı zorlaştırmaya çalışacaklarını kestirim ediyorum. Beni tutuklayıp tutuklayamayacaklarını bilmiyorum, ancak mutlaka bunu deneyebilirler ve pasaportumu alıp Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılmamı yasaklayabilirler, ki bu çok makûs olur.
ABD – RUSYA – ÇİN BİREBİR MASADA
Hinkle, Doğu Akdeniz – Karadeniz Forumu’nda 2’inci oturum konuşmacısıydı. Tıpkı oturumda yanındaki isim, Çin Halk Cumhuriyeti Global Yönetim Enstitüsü Kurucu Başkanı Tian Shichen’di. Çevrimiçi olarak oturumda konuşan öbür kişi de Rusya Beşeri Bilimler Devlet Üniversitesi Yüksek Siyaset Okulu Müdürü Aleksandr Dugin’di.
Üç ismin de konuşmalarındaki ortak nokta, ABD yayılmacılığına ve İsrail saldırganlığına karşı, bölge ve dünya ülkelerinin ortak tavır sergilemesinin gerekliliğiydi.
Konferansın açıklanan sonuç bildirgesi de çok net çizgilerle NATO’nun genişlemesine, ABD ve İsrail merkezli saldırganlığa karşı, bombalanan ülkeler İran’ın, Suriye’nin, Yemen’in yanında konumlanan, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de emperyalist projelere hal almaya davet eden, Kafkaslara Atlantik müdahalelerini reddeden bir perspektifi içeriyor. Kelam konusu sonuç bildirgesine ABD’den, Çin’den ve Rusya’dan katılan konuşmacılar öbür ülkelerin temsilcileri ile birlikte onay verdi.
USMER Başkanı Şule Perinçek ve Akademisyen Doç Dr. Erdem İlker Mutlu sonuç bildirgesini açıklıyor.
KONFERANSIN SONUÇ BİLDİRGESİ
1) Günümüzde Karadeniz ve Doğu Akdeniz, global çelişmelerin odağı haline gelmiştir. İnsanlığın geleceğini belirleyen meydan okumalar ve hesaplaşmalar, vatanlarımızın bulunduğu bu bölgede ağırlaşıyor.
2) Hazar Denizi, Kafkaslar ve Karadeniz’in kuzeyinden Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’e, Mısır, Libya ve Kıbrıs’tan Filistin üzerinden Lübnan, Suriye, Türkiye, Irak, İran, Hürmüz Boğazı, Yemen ve Umman Denizi’ne kadar, Küreselci Batı’nın ABD ve İsrail merkezli tehdidine karşı tek bir cephe oluşmuştur. Bu cephe, bölge devletlerinin ve halklarının ortak cephesi olmanın ötesinde insanlık cephesidir. Devletlerimizin bağımsızlığı ve egemenliği, vatanlarımızın bütünlüğü, halklarımızın özgürlüğü ve refahı için, Atlantik emperyalizmine karşı bölgemizin tek tek her cephesinde birlikteyiz ve uğraş kararlılığımızı bütün insanlığa ilan ediyoruz. Atlantik emperyalistlerinin güvenliğin karşısına özgürlük safsatasını getirme teşebbüsü, doğmadan ölmüştür. Batı Asya’daki etnik, dinî, mezhepsel farkları bir bölünme nedeni değil, zenginlik kaynağı olarak görüyoruz.
3) Karadeniz’in kuzeyinde NATO’yu doğuya hakikat genişletme teşebbüsü, Bütün Karadeniz ve Akdeniz ülkelerini ve halklarını maksat almaktadır. Avrupalı Küreselcilerin bu cephedeki uydurma düşmanlık histerilerini saptıyor ve Avrupa’nın bütün vatanseverlerini ve işçilerini Berlin, Paris ve Londra’nın savaş baronlarına karşı çabaya çağırıyoruz. Bu cephede Rusya’nın ve herkesin direnişi hepimizin geleceği içindir. Doğuya yanlışsız genişleyen NATO, vefatına yürüyen NATO’dur.
4) ABD ve Avrupa küreselcilerinin Kafkaslar’da bölge ülkeleri ortasına duvarlar çekme ve birbirine düşürme teşebbüslerine karşı birlik ve dayanışma davetimizi değerle vurguluyoruz. Güney Kafkasya ülkeleri Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın NATO’ya alınması bölgede düşmanlıkları kışkırtır ve bütün Karadeniz ile Doğu Akdeniz ülkeleri üzerindeki tehdidi ağırlaştırır. Türkiye, bu taraftaki bir teşebbüse karşı veto hakkını kullanmalıdır.
5) ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin 1991 yılından bu yana “Kürdistan” ismi altında İkinci İsrail devleti kurmak için, Irak’a ve Suriye’ye silahla saldıran, Türkiye ve İran’ı tehdit eden, bölücü ve yobaz terör örgütlerini üzerimize süren, milyonlarca kardeşimizin kanına giren saldırganlığını mahkûm ediyoruz. İran’ın son 12 gün savaşında İsrail ve ABD’yi pes ettirmesi, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’in savunmasına kıymetli bir katkıdır. İran’ın nükleer güç çalışmalarını bastırmaya ve İran’ı bölmeye yönelik teşebbüsleri kınıyoruz. En son İsrail taarruzlarına karşı Suriye’nin devlet ve toprak bütünlüğü için verdiği çaba, hepimizin ortak uğraşıdır.
6) Bütün bölge devletlerini, Filistin devleti ve halkının Gazze ve Batı Şeria’da İsrail işgaline karşı kahramanlık destanı yazan çabasına lafla değil, silahlı kararlılıkla dayanak olmaya çağırıyoruz. Kelamda İbrahim Antlaşmaları’nın Suriye’ye dayatılmasını kınıyoruz. Suriye ve öbür bölge ülkelerinin İsrail ve ABD vaatlerine kanmamaları istikametinde davet yapıyoruz ve bağımsız bir Filistin’in oluşturulmasını destekliyoruz. Kalıcı barış için, başşehri Doğu Kudüs olan, bağımsız Filistin Devletinin kesin zaferi için birlikteyiz. Hepimiz Filistinliyiz.
7) Karadeniz, Ege kıyıları ve Kıbrıs’tan Doğu Anadolu’ya kadar Batı Asya’da barışı, istikrarı ve gelişmeyi tehdit eden ABD ve NATO üslerine el koymak, bölgemiz devletlerinin hem ulusal mecburiyetleridir, hem de komşularına ve insanlığa karşı sorumluluklarıdır.
8) Doğu Akdeniz’de ABD ve İsrail’in kimi Doğu Akdeniz ülkeleriyle birlikte Noble Dina ve Nemesis isimleri altında donanma tatbikatları yapmalarını bütün bölge ülkelerinin “mavi vatanlarına” ve karasal vatanlarına karşı tehdit olarak saptıyoruz ve bu tehdide karşı ortak vatanlarımız olan Karadeniz ve Akdeniz’i ve kaynaklarımızı savunma kararlılığımızı ilan ediyoruz.
9) Batı’nın küreselci saldırganlığına karşı direnme kalelerini güçlendirmek emeliyle Kırım’ın Rusya toprağı olarak kabulünü, Abhazya Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını, başta bölgemiz devletleri olmak üzere bütün dünya devletlerine öneriyoruz.
10) Başta Çin ve Rusya’nın içinde bulunduğu Batılı olmayan ülkelerle bölge ülkelerine hassas güvenlik işbirliği yapılması istikametinde davette bulunuyoruz. Türkiye’nin ve Rusya’nın, Suriye Devleti ile işbirliği halinde oluşturacağı askeri varlık ABD ve NATO’ya karşı istikrar oluşturacak ve tansiyonu azaltacaktır. Çin’le birlikte yakın askeri işbirliği Basra Körfezi’nden İstanbul Boğazı’na kadar ticari deniz yollarını Batı’nın baskısından bağımsız hale getirecektir.
11) Libya’ya ABD merkezli müdahaleye son verilmeli, Libya’nın yasal hükümeti desteklenmeli ve toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Libya’nın BM tarafından tanınan legal hükümetinin kendi vatanını her yoldan birleştirme uğraşı, hem hakkıdır, hem de Akdeniz’de barış için biricik tahlildir. Libya petrolü, Libya devleti ve milletinindir. Libya Hükümeti’ne ve bölgedeki başka ülkelere, sığınmacılar ve göçmenleri hudut dışı etme istikametindeki Batı planlarından kaçınması tarafında davette bulunuyoruz. Şayet ki göçmenlerin geniş kitleler halinde Güney Akdeniz Devletleri’ne yönelik nüfus hareketleri gerçekleşirse ekonomik zorluklar, yüksek cürüm oranları, bölgesel topluluklara göçmenlerin tekrar eklemlenmesi ile ilgili yeni siyasal meydan okumalar ortaya çıkacaktır. Bölge ülkeleri, göçmenlerin geri dönüşüyle istikrarsızlığın ortaya çıkması sonucunu doğuracak ABD ve Avrupa teşebbüslerine karşı blok halinde hareket etmelidir.
12) İran, Rusya, Suriye, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Venezuela ve Küba’ya yönelik yalıtım, yaptırım ve resmi ve fiilî ambargoların kaldırılması için ortak çaba yürütülmeli, ülkeler ortasında hür ticaret ve ekonomik işbirliği şartları oluşturulmalıdır. Dolar saltanatına son verilmesi ve dünya halklarının refahı için, Ulusal Paralarla Ticaret geliştirilmelidir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Nesil Yol Girişimi’yle ticaret ve üretimin gelişmesine yönelik uğraşlarını paylaşıyoruz. Jenerasyon Yol Girişimi’nin Doğu Akdeniz ve Karadeniz havzasındaki ortaklarıyız.
13) Batı’nın küreselci sistemi, artık insanı ve doğayı yıkıma uğratan bir karakter kazanmıştır. Batı sistemi, bayanı erkek ve erkeği bayan yapmaya kalkışan, uyuşturucuyu ve intiharları olağanlaştıran, bayanı ezen, aileyi zayıflatan, toplumu paramparça eden, insanî olan her şeyi yok eden bir çürüme periyoduna girmiştir. Bu sistem çökmektedir. İnsanlık, artık özel çıkarcılıkla, bencillikle çözemeyeceği meselelerle karşı karşıyadır. İşte bu şartlarda devletlerin bağımsızlığını öngören, hümanist, paylaşmacı, kamucu, aydınlanmacı yepisyeni bir uygarlığın kuruluşu, insanlığın ufkundadır.
14) ABD emperyalizminin dünyanın tek efendisi olma savı batağa saplanmıştır. Çok Kutuplu Dünya, bir umut değil, artık objektif bir gerçektir. Çöken Batı sistemine karşı dünya ülkelerinin BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü, Afrika ve Latin Amerika Birliği, ASEAN, İslam Ülkeleri Birliği, Arap Birliği, Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) ve Türk Devletleri Teşkilatı üzere bölgesel birliklerde kuvvetlerini birleştirmeleri ve Birleşmiş Milletler’in Batı diktasından kurtarılarak, bağımsızlık isteyen devletlerin ve özgürlük isteyen milletlerin taleplerine karşılık vermesi için her çabayı paylaşıyor ve selamlıyoruz.
15) Yepisyeni bir dünya kuruluyor. Karadeniz ve Akdeniz dalgaları, insanlığın büyük geleceği için ayaklanmaktadır. Bu büyük gelecek için gayret ve dayanışma hepimizin insanlık vazifesidir. Bu hedefle Doğu Akdeniz Karadeniz Konferansı’nı iki yılda bir denizlerimizin limanlarında toplama kararımızı dünya kamuoyuna bildiriyoruz.
Mavi vatanlarımız, bizim Batı Emperyalizmi ile aramızdaki sınırdır.
Bu hududun ortak nöbetçileriyiz.
Akdeniz ve Karadeniz, Akdeniz ve Karadenizlilerindir.
Okyanus ötesinden gelen müdahaleler Akdeniz ve Karadeniz sularında boğulacaktır.
Gelecek ellerimizdedir.
* MAGA: Amerikayı yine büyük yapma akımı.
Osman Erbil
Odatv.com
