Yeni Şafak’ın dilinin altındaki bakla: Faturayı vatandaş ödesin
Gazete, “Dövizden vergi neden alınmıyor” başlıklı haberinde Anayasa’nın 73. unsurunu hatırlatarak “Herkes mali gücüne nazaran vergi öder” prensibini hatırlatıyor. Haberde, bireylerin döviz alım-satımıyla elde ettikleri karların vergilendirilmemesi eleştirilirken, bu durumun yüksek montanlı süreçlerde önemli bir vergi kaybına yol açtığı savunuldu. Şirketlerin döviz süreçleri üzerinden yüzde 25 oranında vergi ödediği fakat bireylerin muaf tutulduğu hatırlatıldı. Bu durumun vergi adaletini zedelediği ve spekülatif süreçleri cesaretlendirdiği belirtiliyor.
HABERLER PEŞ PEŞE GELİYOR
Yeni Şafak Gazetesi’nin bir süredir Maliye Bakanı Şimşek’i hedef alan manşetler hazırlaması dikkatlerden kaçmadı.
SONER YALÇIN GEÇEN HAFTA YAZDI
Gazeteci Soner Yalçın, 8 Temmuz 2025 tarihli köşe yazısında Yeni Şafak’ın tavrını ele alarak 24 Temmuz’u işaret etmiş ve şunları yazmıştı:
“Yeni Şafak’tan Türkiye gazetesine kadar iktidara yakın yayınların amacında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek var. Gazeteler, faizlerin süratle düşürülmesini istiyor. Sanırım yeni faiz kararının açıklanacağı 24 Temmuz’a kadar sürecek bu muhalif yayınlar…
Burada da Alesina-Drazen çalışması karşımıza çıkıyor; ekonomik krizin faturasını kimler ödeyecek? AKP iktidarının zenginleri “biz ödemeyiz” diyor…
Eee kim ödeyecek? AKP iktidarını sıkıştıran da bu soru: Farklı toplumsal bölümler -emekçiler, sermaye sahipleri, kamu çalışanları, emekliler- ıslahatların maliyetinin kendi sırtlarına yüklenmesini haklı olarak istemiyor.
Siyasi iktidar ise bu kısımların isteğini kaybetmekten korktuğu için radikal kararlar alamıyor. O denli ya sürecin sonunda seçim sandığı var.
İktidar bunun yerine kısa vadeli tedbirlerle vakit kazanmaya çalışıyor: Artırımlar, süreksiz vergi artışları, faiz üzere araçlarla “istikrar” manzarası vermeye çalışıyor. Lakin bu, sürdürülebilir değil.
Ekonomi kötüleştikçe, sonunda bir taraf pes etmek zorunda kalacak: AKP zenginleri üzere halk da yükü omuzlamak istemiyor!
Evet, AKP iktidarı sıkıştı, çaresiz kaldı; enflasyon, büyüme sayıları istenilen seviyeye gelmiyor, Türk lirası gerçek olarak paha kaybediyor, piyasada güvensizlik sürerken buna sokakların, meydanların politik muhalefeti eklendi.
AKP iktidarı ağır ekonomik sorunu çözemediği üzere bir de buna CHP ve belediyeler ile yaşadığı siyasi krizi ekledi!
Keza: Problemleri lisana getiren Fatih Altaylı’dan Timur Soykan’a gazetecilere ağır baskı uyguluyor…
Tüm bunlar tam da Alesina ve Drazen’in tanımladığı cinsten siyasal tıkanmaya işaret ediyor…”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz:
BÜTÇE AÇIĞI AÇIKLANDI
Öta yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılı Haziran ayına ait bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna nazaran, bütçe haziranda 330,2 milyar lira açık verirken, birinci altı aylık toplam açık ise 980,5 milyar liraya ulaştı. Haziran ayında bütçe gelirleri 909,4 milyar lira, sarfiyatları ise 1 trilyon 239,6 milyar lira olarak gerçekleşti. Açıklanan sayılar, bütçe açığının yılın birinci yarısında 1 trilyon sonuna dayanarak alarm düzeyine ulaştığını ortaya koydu.
