Ünlü yönetmen Shekhar Kapur’dan Mevlana ve Türkiye sözleri: ‘Mevlana’yı çekmek isterim’

44. İstanbul Sinema Festivali’nin Altın Lale Yarışması jüri başkanı Hintli yönetmen Shekhar Kapur, şenlik kapsamında Türk sinemasına dair ilham verici açıklamalarda bulundu. Bilhassa Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayatını beyaz perdeye aktarmak istediğini vurgulayan Kapur, “Türkiye’de her adımda Mevlana’nın izleri var. Bu projeyi Türk yapımcılarla hayata geçirmek en büyük hayalim” sözlerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE RUMİ’NİN RUHU HER YERDE”

Türkiye’de geçirdiği mühlet boyunca Mevlana’nın kültürel tesirine dikkat çeken Kapur, “Sağa dönüyorum Rumi’yi duyuyorum, sola dönüyorum Rumi’yi görüyorum. Her yerde gözüküyor üzere değil fakat rüzgârın içinde hatta her şeyin gerisinde bunu hissedebiliyorsunuz” dedi. Mevlana temalı bir sinema için şimdi somut bir proje olmadığını lakin Türkiye’den bir yapımcıyla muahede sağlanırsa bu fikri gerçekleştirmek istediğini söyledi.

DOĞU VE BATI ORTASINDAKİ KÜLTÜREL KÖPRÜ: MEVLANA

Hint ve Türk sineması ortasındaki benzerliklere de değinen Kapur, “Dünyanın dört bir yanındaki kıssaları yaratan mitlere baktığınızda, neredeyse birebir miti yapıyoruz. Lakin Batı’da durum biraz farklı zira orada kişisellik ön planda. Türkiye ve Hindistan üzere ülkelerde bahta biraz daha fazla inanıyoruz. Öykülerimizde kültürel benzerliği görüyorum. Tıpkı ahlak, tıpkı kültür, emsal meseleler farklı biçimlerde anlatılıyor.” açıklamasını yaptı.

YILMAZ GÜNEY’İN ‘YOL’ SİNEMASI SİNEMA TUTKUNU BAŞLATTI

Sinema mesleğine başlamasında Türk sinemalarının tesirli olduğunu belirten Kapur, Yılmaz Güney ve Şerif Gören’in ‘Yol’ sinemasını izledikten sonra sinemaya adım attığını söyledi. Kapur, “Gerçekten hoş sinemalar izledik. Birbirimizle bağlantı kurabilmek ve birbirimizi tanıyabilmek için sinemayı kullanıyoruz ve bu insanlık için gereken bir şey” dedi.

YAPAY ZEKA SİNEMANIN YERİNİ ALAMAZ

Yapay zeka tartışmalarına da değinen usta direktör, “İnsanların yalnızca yüzde 10’u sinemaya gidiyor, yüzde 90’ı sinema izlemiyor. Bunun yanında yapay zekanın sinemacıların yerini alıp almaması soru bile değil” kelamlarıyla teknolojiye karşın sinemanın ehemmiyetini vurguladı.