İklim Kanunu iddialarına açıklama

Dezenformasyonla Çaba Merkezi’nden (DMM) yapılan açıklamada, karbon ayak izi ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanmasının kelam konusu olmadığı, karbon ayak izinin azaltılmasının yalnızca üretim yapan tertipler için öngörüldüğü, bireylerle, mülkiyet, seyahat üzere anayasal haklarla en ufak bir ilgisinin bulunmadığı belirtildi.

⁠”Emisyon Ticaret Sistemi ismi altında karbon vergisi vatandaşın cebinden çıkacak” tezinin hakikat olmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Kanunda karbon vergisine yönelik hiçbir karar bulunmamaktadır. Karbon vergisi uygulaması kelam konusu değildir. Kanunda Emisyon Ticaret Sistemi uygulaması kapsamı yalnızca güç ağır üretim tesisleridir. Bireylerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. ‘Tarım yasaklanacak, istenilen eser ekilemeyecek, meyve ağaçlarına el konulacak, hayvancılık yasaklanacak, yapay et yedirilecek, hayvan otlatmak yasaklanacak’ halindeki savlar hakikat değildir. Kanun metninde, sav edildiği üzere yahut bu manaya gelebilecek rastgele bir düzenleme yer almamaktadır. Kanun, argümanların bilakis afet ve kuraklık risklerine karşı, ülkemiz topraklarını, tarımını, hayvancılığını ve doğal kaynaklarını muhafazayı, su ve besin arz güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.”

“Paris Mutabakatı’nda global güçler tarım alanlarınıza el koyacak, toprağınız elinizden alınacak, istediğiniz eseri ekemeyecekseniz, ekseniz de eserler sizin olmayacak” üzere savların da hakikat olmadığı belirtilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Paris Mutabakatı 2021 yılında ‘TBMM’de uygun bulma’ kanunu ile iç hukukumuza aktarılmıştır. Hatta ülkemiz Paris Muahedesi’ni kendi özel şartlarını ve kalkınma amaçlarını önceleyerek ve dikkate alarak imzalamıştır. Paris Muahedesi 2021 yılından beri kanun kararında bir düzenlemedir. 2021 yılından bugüne kadar kısıtlayıcı rastgele bir uygulama olmamıştır, olmayacaktır.”