Fahrettin Altun’dan Harvard’a tepki
Harvard Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Merkezi (Center for Middle Eastern Studies-CMES) ) Müdürü Prof. Dr. Cemal Kafadar ile yardımcısı Rosie Bsheer, merkezdeki misyonlarından Toplumsal Bilimler Süreksiz Dekanı David Cutler tarafından istifaya zorlandı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun,sosyal medya hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, antisemitizm iftirasıyla Filistin’de insan hayatına ve onuruna hürmet gösteren sesleri susturmaya çalışan İsrail yanlısı odakların yürüttüğü sistematik teşebbüslerin günden güne arttığını belirtti.
“Netanyahu hükümetinin Batı’daki müttefikleri, bu entelektüel cüret karşısında adeta bir cadı avı başlattı”
Bu tıp faaliyetlerin artık Harvard, Columbia, Tufts üzere Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli akademik kurumlarına kadar ulaştığına dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
“Tüm dünya, Filistin’de yaşanan bir soykırıma tanıklık etmektedir. Öğrenciler, akademisyenler ve vicdan sahibi beşerler; etnik paklık, işgal ve savaşa karşı seslerini yükseltmektedir. Lakin Netanyahu hükümetinin Batı’daki müttefikleri, bu entelektüel yürek karşısında adeta bir cadı avı başlatmıştır. Siyonist McCarthycilik’in son maksadı, Harvard Üniversitesi’nden dünyaca ünlü Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Sayın Cemal Kafadar olmuştur. Prof. Dr. Kafadar, antisemitizm suçlaması ismi altında, büsbütün mesnetsiz ve ölçüsüz argümanlarla, Harvard Ortadoğu Araştırmaları Merkezi başkanlığından uzaklaştırılmıştır.”
Altun, Amerikan üniversitelerinin uzun yıllar boyunca akademik özgürlük ve tabir hürriyeti bahislerinde ahlaki bir üstünlük argümanında bulunduğunu belirterek, yaşanan bu hadisenin, soykırımcı İsrail hükümetinin siyasetlerine yönelik en ufak bir tenkidin dahi bu kıymetleri nasıl geçersiz kıldığını açıkça ortaya koyduğunu tabir etti.
“ADALET VE BARIŞ GALİP GELECEK. FİLİSTİN ÖZGÜR OLACAK”
Amerikan hükümetinin üniversiteler üzerindeki baskısı ve Filistin yanlısı görüş ve aksiyonları sebebiyle kimi bireylerin ABD’den hudut dışı edilmesinin, Amerika’nın uzun müddettir savunduğu temel bedellere karşıt olduğunu vurgulayan Altun, “Filistin’e dayanak veren her türlü faaliyeti antisemitizmle özdeşleştirmeye yönelik teşebbüsleri tümüyle reddediyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, antisemitizm, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’ye karşı her vakit uğraş ettik, etmeye de devam edeceğiz. Bizim toplumumuzda asla nefrete yer yoktur.” açıklamalarında bulundu.
Uluslararası öğrenci ve akademisyenlerin, kanıları ya da faaliyetleri sebebiyle maksat alınmasına yönelik akıldışı ve aşırılıkçı talepler karşısında ABD ve Avrupa’daki akademik kurumları unsurlu bir duruş sergilemeye davet eden Altun, şunları tabir etti:
“Bugün insanların ulusal kimliklerine bakmaksızın üniversal bedelleri savunmanın tam vaktidir. Siyonist kümeler, kamuoyunun vicdanında kalpleri ve zihinleri kazanma çabasını çoktan kaybettiklerinin farkındadır. Bu nedenle artık barışçıl aktivizmi ve haklı tenkitleri susturmak için aşağılık usullere başvurmaktadırlar. Şayet bu gayretlerinde muvaffak olurlarsa, bu durum temel insani bedellerin açıkça inkarı manasına gelecektir. Neyse ki, her şeye karşın dünyada hakikati haykırmaktan vazgeçmeyen gözü pek yürekler var. Adalet ve barış galip gelecek. Filistin özgür olacak.”
