Ortada bir mahkeme kararı yokken hakim, soruşturma evrağında ‘hüküm’ verdi: İmamoğlu’na suç örgütü lideri

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı, iki kişinin de isimli denetim kuralıyla özgür bırakıldığı üç kuşkulu hakkındaki İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinin kararına ulaşıldı.

Gazeteci Selahattin Günday, Ekrem İmamoğlu için tutuklama kararında “suç örgütü lideri” olarak tanımlandığını, kararda İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu hakkında “kaçma ve saklanma ihtimali yüksek” değerlendirmesi yapıldığını aktardı.

Kararı veren sulh ceza yargıcının, daha şimdi bir yargılama olmadan ve bir mahkeme kararı çıkarılmadan İmamoğlu için “suç örgütü lideri” nitelendirmesi hükmetmesi dikkatlerden kaçmadı.

SULH CEZA HAKİMLİĞİNİN VAZİFE TANIMI

Sulh Ceza Hakimliğinin misyon alanı içinde; yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek bulunuyor.

Hakimliğin kararında, İmamoğlu’nun “hukuka alışılmamış olarak şahsî dataları kaydetmek”, “rüşvet almak”, “kamu kurum yahut kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak” ve “suç işlemek maksadıyla örgüt kurmak” cürümlerinden tutuklanmasının talep edildiği belirtildi.

KENDİ EKİBİYİLE ÇALIŞMASI KABAHAT SAYILDI

Kararda, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı periyodundan beri yanında bulunan ve kendisine yakın kişileri, İBB Başkanı olduktan sonra belediyenin ünitelerinin ve iştiraklerinin başına getirmesi üzerinden cürüm isnat edildi.

Çıkar gayeli cürüm örgütü başkanının, örgüt içerisinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek kelam sahibi olduğu belirtilen kararda, örgüt lideri ve yöneticisi tarafından verilen talimatların, öbür örgüt yöneticilerinin altında yer alan örgüt üyeleri eliyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

İmamoğlu’na “suç örgütü lideri” sözünün kullanıldığı kararın ilgili kısmı şöyle:

“Suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin buyruk ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içerisinde daima işlendiği ve kabahat örgütünün bu fiillere özgülendiği, MASAK raporları, şahit ve müşteki beyanları, HTS kayıtları, kolluk tutanakları ve tüm belge kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı kabahatleri işlediği konusunda kuvvetli hata kuşkusunun bulunduğu, atılı cürmün katalog cürümlerden olması münasebetiyle tutuklama sebeplerinin mevcut olduğunun varsayılması, atılı cürümlerin vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst hududu nedeniyle, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedene bu etapta isimli denetim kararlarının uygulanmasının yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, şüphelinin tutuklanmasına karar verilmiştir.”