Türk iş dünyası ‘küresel rekabetçilik’ için bir araya geldi
Ramazan ayının klâsik sahur programı, Türk iş dünyasını bir ortaya getirdi. Programda “Küresel Ölçekte Rekabetçiliği Nasıl Sağlarız?” başlığıyla bir de panel düzenlendi. Nasıl Bir İktisat Genel Koordinatörü ve Müellifi Vahap Munyar’ın moderatörlüğündeki panelde, Sanayi, Ticaret, Güç, Natürel Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve önceki dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Lideri Talha Özger, EVSİD Lider Vekili Oğuzhan Durmuş ve EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, önceki periyot TİM Lideri İsmail Gülle ve İktisat Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Recep Erçin konuşmacı olarak yer aldı.
EVSİD Başkanı Talha Özger, artık klâsik hale gelen iş dünyası ile sahur buluşmalarının kendilerini çok keyifli ettiğini tabir etti.
“ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ”
Özger, “Bu gece iş dünyamızın kıymetli temsilcileri ile global ölçekte rekabetçilik konusunu tüm tarafları ile ele alacağız. Bütün sıkıntılarımızı ve mevzularımızı lisana getirme marifetini sağlarsak, bu problemlerin üstesinden de gelebiliriz. Günümüz dünyasında global rekabetçilik, ülkelerin ve şirketlerin yenilikçilik, verimlilik ve sürdürülebilir büyüme bahislerindeki yetkinlikleriyle direkt bağlantılı. Dijital dönüşüm, yeşil iktisat ve teknoloji odaklı üretim üzere faktörler, rekabet gücünü artıran en değerli ögeler ortasında yer alıyor. Rekabetçilik konusunda en kıymetli geliştirici özel bölüm olsa da kamunun da dayanak vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Global rekabetçilik endeksinde üst sıralarda yer almak isteyen ülkeler, yenilikçiliği teşvik eden siyasetler geliştirerek özel kesimi desteklemeli. Rekabetçilik dediğimizde bunu yalnızca fiyat odaklı değil, kalite, inovasyon ve sürdürülebilirlik ekseninde kıymetlendirmemiz gerekiyor.” dedi.
KÜRESEL REKABET LAKİN EKOSİSTEMLE OLUR
Ekonomilerin büyümesinde sanayi ve ihracatın çok değerli olduğuna dikkat çeken EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, orta gelir tuzağından çıkabilen ülkelere bakıldığında bunun değerinin çok daha net bir halde görülebileceğini kaydetti. Türkiye’nin bu noktada global rekabetçiliği sağlaması gerektiğini lakin bunun yalnızca kur yahut faiz üzere tekil enstrümanlarla yapılamayacağını söz eden Başkan, “Bizim bu olaya bir ekosistem olarak bakmamız gerekiyor. Özel dal içerisindeki tüm paydaşlar ve kamu tarafı bu bahislere daima birlikte biraz daha eğilmeliyiz ve iş dünyasının dikkatini biraz daha çekmeliyiz.” dedi.
Dünyada global rekabetçilik denince akla birinci gelen ülkelerden biri olan Çin’in hem kendisini geliştirdiğini hem de fiyat konusunda çok agresif olduğunu vurgulayan Başkan, ABD’nin kendilerine uyguladığı vergilere karşın bu pazarı kaybetmemek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Bilhassa dijitalleşmeye büyük yatırımlar yaptıklarını ve dijital kaslarını çok geliştirdiklerini anlatan Başkan, “Küresel rekabette avantaj sağlamanın yolunun yalnızca kur, faiz ve enflasyondan geçmediğini çok düzgün anlamışlar. Yan endüstrinin değerinin farkındalar ve tek bir noktadan tüm üretimi yapabiliyorlar. Örneğin biz cam üretiyoruz ve bu cama softtouch yapacağımız vakit fabrikadan aşikâr uzaklıkta bir yere gönderiyoruz. Çin’de ise yan sanayi gelişince fabrikaların içinde yer açmışlar. Bu firmalar fabrikaya geliyor ve fabrikanın içinde o boyama yahut softtouch sürecini yapabiliyor. Böylelikle lojistik maliyetlerinde baştan öne geçmiş oluyorlar, daha uygun maliyetle üretim yapabiliyorlar. Ayrıyeten Çin’den Los Angeles’a yirmi günde 1800 dolara navlun yaparken, biz bunu fakat iki ayda ve 4500 dolara gerçekleştirebiliyoruz.” diye konuştu.
REKABETİN ALTIN KURALI VERİMLİLİK
EVSİD Lider Vekili Oğuzhan Durmuş da rekabetçilik denince akla genel olarak uygun fiyat siyasetinin geldiğini, lakin rekabetçiliği yalnızca bununla sınırlamanın yanlışsız olmadığını kaydetti. Rekabetçiliğin, verimlilik, düzgün mal üretme, kalite, markalaşma, süratli teslim ve yeni eserler üzere çok fazla boyutu olduğunu vurgulayan Durmuş, şunları söyledi:
“Fakat bana nazaran rekabetin bir tane altın kuralı var, o da verimlilik. Başkalarını yapmak tahminen bütün firmalar için çok kolay olmuyor. Markalaşmayı hepimiz konuşuyoruz lakin bir vakit istiyor, bir bedel istiyor. Çoklukla Türkiye’deki firmalarımız sermaye yapısı çok güçlü firmalar değil, kendi yağıyla kavrulan firmalar. Münasebetiyle rekabetçilikteki birçok maddeyi ansızın yapmaları çok kolay değil. Lakin verimliliği başkalarına nazaran çok masraf ve vakit gerektirmeyen ve biraz daha işin başlangıcı noktası olarak düşünebiliriz. Birinci sıraya verimliliği alıp bunun üzerine şayet yanlışsız bir çalışma yaparsak, gerçek yerden başlamış oluruz, daha sonra da şu anda şimdi gücümüzün yetmediği markalaşma, kaliteli eser, teknolojik yatırımlara yönelebiliriz.”
