AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Bütün süreci yakından takip ediyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulunuyor.
Çelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:
Terörsüz Türkiye amacına ulaşmak için gelinen basamakla ilgili değerlendirmelerimizi hassas bir biçimde yapıyoruz. Bütün süreci yakinen takip ediyoruz. Bu tablonun oluşturduğu bildiri, siyasetin kahir ekseriyetinin verdiği bildiriler dünya açısından manalı referans kaynağı olmuştur. Bölgedeki istikrarsızlaştırıcı devletlerin, bölge halklarını birbirine düşürmek, daha çok acı ve gözyaşı yaşatmak için uyguladığı stratejiler dikkate alındığında Türkiye’nin kendi içinde Türk-Kürt-Arap-Alevi-Sünni birlikteliğini pekiştirmek ismine hem bölgedeki terör hareketin emperyalist güçler tarafından ortaya koyması, bütün Ortadoğu’yu kapsayacak bir vizyonun aslında çekirdeğidir.
Ne vakit kendi bölgemizde Irak, Suriye’yi kapsayan yakın bölgemizde terör örgütlerinin silah bırakması, feshedilmesine yönelik adım atılmaya kalkılsa, birtakım devletler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını geçmişte gördük. Bölgede öteki projeler peşinde koşan, bölge halklarının aleyhine olacak, bölgedeki insanların refahlarına, zenginliklerine el koyan, birtakım emperyalist projelerin faydasına olan yaklaşımda bulunan birtakım devletlerin vekil güçlerin bu süreci sabote etmeye dönük adım attıklarını gördük.
Hem kimi devletlerin, örgütlerin, vekil güçlerin siyasi sabotaj teşebbüslerine karşı azami dikkate gösteriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız MYK toplantımızın başlangıcında yaptığı konuşmada terörsüz Türkiye amacına ulaşmak için gerekli titizlik ve itinanın gösterilmesi için bir kere daha altını çizmiştir. Kullanılan lisan, sabotajlara karşı son derece dikkat etmek gerekir. Bu bahiste geniş ve derin deneyimimiz vardır.
Bazı devletlerin, bölgedeki terörün sona ermemesi için, terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye’ye karşı çıkar elde etmeye çalışıp, birtakım vekil güçlerle yapacakları sabotajlara teyakkuz halindeyiz.
Halen MYK toplantısına girerken kimi siyasalların devlet bütün bu süreçlerin karşılığında hangi odunu verdi gibisinden konuştuklarını görüyoruz. Devletin niteliği ve milletimizin bedelleri konusunda rastgele bir pazarlık ve alver süreci yoktur. Devletimizin bedelleri bütün vatandaşlarımızı kapsayacak yüksek bir birikime sahiptir. Temel olan meselelerimizin demokrasi ve siyaset yoluyla çözülmesidir.
Bu problemlerin toplumsal hayatta ortaya çıkmış kimlik meseleleri yahut öbür meseleler olsun bunların tahlili daha çok demokrasi yoluyla gerçekleşebilecektir. Birtakım çevrelerin şehit ailelerine dönük olarak yanlış telaffuzlar kullandıklarını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk iftarını her vakit olduğu üzere şehit ailelerimizle ve gazilerimizle yaptı.
Kardeşliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Vatandaşlarımızın birlikteliğinin, her vakit birlik, kardeşlik içinde yaşamayı, bölge halklarına dönük olarak hakikat bir kardeşlik siyasetini mümkün kıldığını göstermiştir. Bunu Kürdün, Türkün, Alevi, Sünni’nin düşmanı istemez. Ortamıza fitne sokmaya çalışanların yapmaya çalıştığı düşmanlık hepimizi gaye almaktadır. Yağmur herkesi bereketlendirir, güneş herkesi ısıtır. Yüksek demokrasi standartlarıyla çözemediğimiz bir problem yoktur. Bugün de silahların bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesiyle bu sonuca inşallah daima birlikte ulaşacağız. Sabotajlara karşı, birtakım kelamların verilip tutulmamasına karşı olağan ki dikkatimizi koruyacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın iç cephe güçlendirilmesi daveti, sayın Devlet Bahçeli’nin tarihi daveti, bölgedeki şer şebekelerine karşı kardeşlik siyasetini desteklediğimizi gösteren tesirli bir ileti ortaya çıkarmıştır. Bu tarih bilincimizden süzülüp gelen, coğrafya şuurumuzun gereği olan gündemimize gelmiştir.
Bir kısmı maalesef dönüyor devlete hükümete ‘Bu sürecin karşısında ne verdiniz?’ diyor. Bunu söyledik, bu süreç bir alver sıkıntısı değil. Birileri devlete koşullar dayatmaya kalkıyor hukuk ve siyaset alanında. Bu iki yaklaşımı dışarıda tutuyoruz. Bu iki yaklaşım yanlışsız değil. O sebeple Özgür Bey’in birinci yaptıkları yazılı açıklama çok istikrarlı ve sağduyulu gözüküyordu. 24 saat içinde diğer telaffuzlar gelmeye başladı. CHP’nin de bu konunu tahliliyle ilgili yayınladığı raporlar, ileri sözler ve teklifler vardı. Bunu geçmişte tartıştık. Sayın Özel’in AYM’den, Yargıtay’dan üyeler, yüksek yargıçlar bu mevzuyu çalışıyor gibisinden verdiği bilgi yanlışsız değil. 1 ay içerisinde bir şey görüyorum. Özgür Bey mümkün olduğu kadar dikkatli konuşmaya çalışıyordu. 1-1,3 aylık süreçte TSK’da komuta kademesinde, kumandanlarımızın ismini vererek maksat aldığında, bu bilgiye nasıl ulaştığı konusunda ‘Ben duydum, bana söylediler’ diyordu. Bu türlü bir çerçeve olmaz. En kolay akıl yürütme şunu söylüyor; geçmişte orduda yer almış, daha sonra emekli olmuş ve şu anda CHP’de vazife yapan birilerinin sayın Özel’e dedikodu aktardığı, onun da bilgi zannettiği ortaya çıkıyor. Bunu dış siyasetle ilgili olarak da yaşadık. ‘Ben duydum’ diyordu. Muhtemelen emekli diplomatların CHP’de vazife yaparken ürettikleri bir şey. Bu biçimde siyaset olmaz.
Ayrıntılar gelecek…
