AKP’de üçlü çatlak: Külliye, Parti, TBMM Grubu
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi en çok AKP milletvekillerini vurdu. Nefes gazetesi muharriri Nuray Babacan’ın “Saray’da neler oluyor?” başlıklı yazısına nazaran, kendilerini, atanan bürokratlardan daha güçsüz hisseden milletvekillerinin şikayetleri giderek arttı.
Babacan, “Altı yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne geri dönülmesi, AKP’deki ‘üçlü yapı’ tartışmalarını güncelledi. Saray, genel merkez ve parti kümesi ortasında ‘karar vericinin kim olduğu’ konusundaki çekişmeyi bilmeyen yok. Artık, kulislerde bu yine yapılanmanın devamı konuşuluyor” dedi.
Babacan, bu tartışmalar sürerken Resmi Gazete’de yayınlanan ve yine genel sekreter yapılanmasına dönülme kararının, kimi partililer tarafından “değişimin başlangıcı” olarak yorumlandığını aktardı.
Nuray Babacan’ın yazısı şöyle:
“Cumhurbaşkanlığındaki dokuz Konsey, TBMM’ye gönderilecek taslak metinler üzerinde başka bir çalışma yapıyordu. İlgili bakanı çağırıp, metin baştan yazılıyordu. Bu çalışma daha sonra parti kümesine gönderiliyordu.
Bu defa de Küme başkanvekillerinden birinin başkanlığında ikinci bir çalışma yapılıyor. Önemli bir vakit kaybı ve bürokrasi yarattığı gerçeğini bir tarafa bırakırsanız, sorun burada başladı.
Doğal olarak siyasi sorumluluğu olan milletvekili takımı, Saray takımının müdahale ettiği metni değiştirebiliyordu. Cumhurbaşkanlığı heyet üyelerinin, ‘Bizim hazırladığımız metinleri değiştiriyorlar, bu gerçek değil” diye itiraz ettikleri ortaya çıktı.
Aylarca devam eden bu durum, sistemdeki birinci çatlak oldu. Küme ve genel merkez idaresi, atanan bürokratların yeni bir ‘ara mekanizma’ yaratarak, kendilerine iş buyurmalarından hoşlanmadı.”
“BÜROKRATİK YAPI’ YENİ BİR GÜÇ MERKEZİ HALİNE GELDİ”
Yaşanan başka sorun ise siyasi. Saray’da 40 başdanışman, bir o kadar danışman ve 9 şurayla oluşturulan bu ‘bürokratik yapı’ yeni bir güç merkezi haline geldi.
AKP milletvekilleri, “Seçim bölgelerimizde yahut Ankara’da bize problemlerini ileten seçmen için ilgili kurumlarda devreye giriyoruz. Sonra fark ettik ki; ‘milletvekilleri iş yapamıyor, Saray’dan danışmanlara ulaşalım. Onların kelamı daha çok geçiyor’ halinde bir arayış başlamış…” üzere değişik öyküler anlatmaya başladılar.
Kendilerini, atanan bürokratlardan daha güçsüz hisseden milletvekillerinin şikayetleri giderek arttı.
Bu tartışmalar sürerken, Resmi Gazete’de yayınlanan ve yine genel sekreter yapılanmasına dönülme kararı, kimi AKP’liler tarafından değişimin başlangıcı olarak yorumlandı.
Kararname ile ‘Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’ yerine ‘Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ getirildi. İdari İşler Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘en yüksek devlet memuru’ sıfatını taşıyor.
İlk lider şu an Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi olan Metin Kıratlı’ydı. Mevcut ‘Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı’ ise Kıratlı’nın yerine getirilen Hakkı Suzmaz. Hakkı Suzmaz tüm misyon ve sorumluluklarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri vazifesini üstlendi.
İktidar kulislerine nazaran bu gelişme, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda oluşan takımlar ve çok başlı manzaranın ortadan kaldırılmasının birinci adımı. Yapısal değişikliğin, Saray’ın içinden gerçekleşeceğini, gereksiz orta düzeneklerin ortadan kaldırılacağı, siyasete müdahalenin azalacağı sav ediliyor.
ESKİSİ ÜZERE ETKİN DEĞİL
Bu süreçte, parti idaresiyle vakit zaman çatışma yaşayan Saray’daki 9 şuranın kaldırılacağı argümanları ‘şimdilik’ mümkün görünmüyor. Lakin, bu konseylerin yasama üzerindeki baskısının azaldığı,, Hukuk Kurulu Lideri Mehmet Uçum’un şahsî çıkışları dışında, bu yapıların eskisi üzere etkin olmadığı aktarılıyor.
Geçen sene, 9 heyete ek olarak üç yeni konsey oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar yapıldığı, AKP idaresinin buna karşı çıktığı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da buna müsaade vermediği anlatılanlar ortasında.
Bir örnek daha, AKP Genel Merkezi’nde sessiz ve sedasız halde yeni anayasa çalışmaları yapılıyor. Genel Lider Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın kurduğu bir takım, tüm eski taslakları göz önünde bulundurarak, yeni bir anayasanın ‘alt yapısını’ oluşturuyor. Saray grubunun, çalışmanın dışında kalmaktan rahatsız olduğu da aktaralım.
Bütün bunlar, vakit zaman gündeme gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan istikametlerinin reforme edilmesine ait tekliflerin içini dolduruyor. Aksayan çok istikamet var. Bunların büyük bir kısmı anayasa değişikliği gerektiriyor. Fakat, yasa ve kararnamelerle yapılabileceklerle ilgili küçük adımlar atıldığı kesin.
Bunun yetmeyeceği düşünülmüş ki; AKP Genel Merkezi’nde yapılan hem anayasa çalışmaları hem de strateji grubu tarafından yapılan ıslahat çalışmalarının içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ıslahatı var.
Dolayısıyla, güç savaşının birinci raundunu AKP idaresi kazanmış gibi…
