Fatih Altaylı cezaevinden gündem yarattı: CHP’de asıl sorun Selvi Hanım
Fatih Altaylı’nın YouTube kanalı aracılığıyla aktardıklarına göre Kılıçdaroğlu, parti ve seçmeni önemsemeyip ‘koltuk hırsıyla’ hareket ediyor; bu halinde eşi Selvi Hanımın da tesirli olduğu öne sürülüyor.
Mektubu okunan Altaylı, hafta sonunda kimi eski CHP milletvekilleriyle görüştüğünü belirtti. Bu isimlerin bir devir Kılıçdaroğlu’na çok yakın olduklarını vurgulayan gazeteci, onların kelamlarını şöyle aktardı:
“Kemal Bey’i bizim kadar tanımazsınız. Ne kıymetine olursa olsun koltuğa oturmak istiyor.”
“Kemal Bey halkı da partiyi de önemsemez. Bunun işaretini ‘tıpış tıpış’ telaffuzundan anlarsınız.”
“O, koltuğa oturduktan birkaç ay sonra seçmenin her şeyi unutacağını düşünür. CHP seçmeni için koltukta kim varsa ona biat edileceğine inanır.”
“Kemal Kılıçdaroğlu siyasetçi değil, bürokrattır.”
Altaylı, görüştüğü vekillere “Selvi Hanım onu uyarmıyor mu?” diye sorduğunu, aldığı karşılığın ise dikkat cazibeli olduğunu söyledi:
“Selvi Hanım Kemal Bey’i haklı buluyor, bu halini destekliyor. Hatta tahminen de asıl sorumlu o bile olabilir.”
HÜRREM ELMASÇI’NIN YAZDIĞI ‘KILIÇDAROĞLU’NUN BİLİNMEYENLERİ’
Odatv müellifi Hürrem Elmasçı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi ve aile geçmişine dair bilgileri Haziran ayında kaleme aldı. Elmasçı, Kılıçdaroğlu’nun bürokrasi içindeki süratli yükselişinden Dersim geçmişine kadar pek çok kulis bilgisini paylaştığı yazısında, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun perde ardındaki tesirine dair ayrıntılara da yer verdi.
Hürrem Elmasçı’nın 27 Haziran 2025 tarihli yazısı şöyle:
Çocuklar evvel bir merakımı yazayım:
Kılıçdaroğlu, Tunceli-Nazımiye Ballıca Köyü’nden olmasına karşın, genel başkanlığı periyodunda CHP niye bu yörede kâfi oy alamadı?
Bu soru bana kaygı oldu! Ankara’da çok defa Tuncelili tanıdıklarıma bunu sordum. Nihayet öğrendim:
Babası Kamer’in yazılmamış, konuşulmayan hayat kıssası çıktı karşıma:
Askerlik çağındaki Kamer Karabulut, Dersim isyanında babasıyla birlikte itirafçı oldu. Bu sebeple sonra devlet memuru yapıldı. Ve biliyorsunuz babası sonra “Karabulut” soyadını “Kılıçdaroğlu” diye değiştirdi.
Çocuklar bazen ne saf oluyoruz; güya “Köyde çok Karabulut soyadı varmış da o nedenle soy ismini değiştirmiş” Kamer Bey! Umut, resmi telaffuzlara inanmayı kolaylaştırıyor… (Ailede daima bir isim karışıklığı var, annesinin resmi ismi “Yemuş” lakin ailede “Nimet” diyorlardı. Akrabası olan eşinin nüfusuna “Selvi” yazılırken ailede “Sevim” diyorlar. İlginç)
Sonuçta Tuncelilerin, Kılıçdaroğlu ailesine soğukluğunun sebebi buymuş. Hakikat mudur, değil midir bilemem. Gerçi Cumhuriyet lehine itirafçı olmuş lakin kızan kızıyor demek ki…
CHP iktidar olduğunda Kamer Karabulut evrakını kamuoyuna açıklar belki…
ÇAĞLAYANGİL RÖPORTAJI
Çocuklar, Kılıçdaroğlu’nun hayatında bâtın noktalar çok fazla var… Mesela:
Kılıçdaroğlu’nun 1937’de Dersim mahkemesi infazlarında vazifeli İhsan Sabri Çağlayangil ile röportajı vardı. Yıl, 1986.
Devlet memuru Kılıçdaroğlu, 12 Eylül periyodunun baskıları sürerken, PKK teröre başlamışken bu isyanı araştırma gereğini niye duydu? Babasının itirafçı kimliğini saklamak için mi? Bunun cevabı psikolojinin alanına girer.
Biz daha somut bilgilerden devam edelim:
Kılıçdaroğlu’nun Çağlayangil ile görüşmesini kim organize etti; Cavit Çağlar!
Kılıçdaroğlu’nun hayatında Bursa’nın özel bir yeri var. Yalnızca Cavit Çağlar değil.
DYP-SHP koalisyon hükümeti şimdi kurulmadan evvel Kılıçdaroğlu, tekrar bir Bursa milletvekili Ahmet Kurtcebe Alptemoçin’in Maliye ve Gümrük Bakanlığı döneminde bu bakanlığa bağlı Gelirler Genel Müdürlüğü’nde daima taltif edildi; genel müdür yardımcılığına kadar getirildi.
Kılıçdaroğlu, ANAP Hükümeti devrinde Bağ-Kur genel müdürlüğüne getirildiğini de ekleyeyim.
Hükümetler değişiyor, Kılıçdaroğlu bürokraside daima yükseliyor. Şunu da hatırlatayım; Mülkiye mezunuyum, kamuda çalıştım, Maliye bürokrasisi “derin devlettir” çocuklar…
Bir yıl sonra, DYP-SHP koalisyonu periyodunda SSK Genel Müdürü yapıldı. Bunu sağlayan kimdi?
Kılıçdaroğlu’nun resmi açıklamasına nazaran, “Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay!”
Hayır çocuklar, verdiği bu bilgi de yanlış, Moğultay; Kılıçdaroğlu’nu kesinlikle istemedi! Bunu SHP ve CHP’de bilmeyen kaldı mı? SSK Genel Müdürlüğü için ısrar eden Cavit Çağlar ve itibariyle Başbakan Süleyman Demirel oldu!
Şunu da parantez içinde belirteyim, Kılıçdaroğlu genel başkanlık periyodunda ne Moğultay’ı ne de ailesinden birini milletvekili adayı yaptı!
12 EYLÜL DARBESİ MÜKAFATI
Çocuklar, Kılıçdaroğlu’nun gerçek hayatını inanın çok merak ediyorum. Hakkında yazılmış üç kitabı da okudum lakin aradığım cevapları bulamadım…
Mesela, 12 Eylül 1980 askeri darbe idaresi, her Tunceliliden, her Aleviden kuşku ederken, Kılıçdaroğlu’nu nasıl oldu da eşi ve iki kızıyla birlikte Fransa’ya maliye müfettişi kursuna gönderdi?
Devlet memuru Kemal Bey siyasete girdikten sonra Fransa’da askeri darbeye karşı çıktığını ballandıra ballandıra anlattı! İnanan var mı, bilemem….
Hayatında daima bir muamma var… Babası Kamer üzere Kılıçdaroğlu’nun da devletteki belgesini merak ediyorum çocuklar…
OTOMOBİL SEVDASI
Çocuklar, Kılıçdaroğlu hırslı biri. Emekli olunca siyasete girmek istedi, DSP’nin kapısını çaldı. Rahşan Ecevit’in vetosunu yedi. Rahşan Hanım’ı telefonla o kadar aradı ki, azar işitti…
Ankara’da Tuncelilerin kahvesinde sıklıkla hoşkin kağıt oyunu oynarken, arkadaşı maliye hesap uzmanı Selami Şengül’ün 1997’de kurduğu “Vatandaşın Vergisini Muhafaza Derneği/VAVEK”e katıldı. İki yıl sonra da bu derneğin başkanı oldu.
CHP Milletvekili Tuncelili Yılmaz Ateş, kahvede hoşkin oynayan Kılıçdaroğlu’nun dernek başkanlığını duyunca bunun CHP’ye yararlı olacağını düşünüp Kemal Bey’i Deniz Baykal ile tanıştırdı. Kılıçdaroğlu partiye yolsuzluk belgeleri hazırladı.
Ödülünü aldı; önce CHP Parti Meclisi’ne girdi. Akabinde emekli maaşıyla geçinemediği için Baykal tarafından İş Bankası idaresine sokuldu… Daima hayali-sevdası olan araba alabildi buradaki maaş ve ikramiye ile…
Ne örtülü hayatı varmış Kılıçdaroğlu’nun, yazarken yoruldum, kâfi artık…
Zaten sonrasını biliyorsunuz çocuklar…
