İtalya’da on binler Gazze ile dayanışma için sokaklarda
22 Eylül Pazartesi günü Roma’da 20 binden fazla kişi toplandı. Valiliğin datalarına nazaran iştirakçilerin kıymetli kısmını Filistin bayrakları taşıyan lise öğrencileri oluşturdu.
Milano, Bologna, Torino, Floransa, Cenova ve Livorno’da da şovlar yapıldı. Liman kenti Cenova’da çalışanlar, İsrail’e silah taşıdığı belirtilen gemilerin yüklenmesini engelledi.
Milano’da merkezi tren garı yakınlarında göstericilerle polis ortasında çatışmalar yaşandı. Göstericiler taş, sandalye üzere cisimler fırlattı ve kısa müddetliğine garın içine girmeyi başardı. Polis ise biber gazı kullanarak kalabalığı dağıttı.
Eylemler, Fransa ve birtakım ülkelerin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladığı günlere denk geldi. İngiltere, Avustralya, Kanada ve Portekiz pazar günü misal açıklamalar yaptı.
Ancak İtalya, Giorgia Meloni liderliğindeki çok muhafazakar hükümetin tavrı nedeniyle bu teşebbüse katılmadı. Meloni yönetimi, eski ABD Başkanı Donald Trump ile ideolojik yakınlığıyla biliniyor.
Başbakan Meloni, İsrail’in kara operasyonuna dair “endişe” lisana getirse de, Filistin’i tanımayı reddediyor ve AB’nin önerdiği yaptırımlara uzaklıklı duruyor.
Venedik ve Cenova’daki liman aksiyonlarında aktivistler, İsrail’e silah sevkiyatının durdurulmasını talep etti. Turin’de öğrenciler genel greve katıldı, “Her şeyi durdurun” pankartlarıyla yürüyüş yaptı.
FRANSA’DA NE OLDU
Fransa’daki “Block Everything” (Her Şeyi Durdur) protestoları, hükümetin açıkladığı bütçe kesintileri ve toplumsal siyasetlere reaksiyon olarak 10 Eylül’de başladı.
Hükümet 2026 yılı için kamu harcamalarında 43,8 milyar avroluk kesinti planlıyordu. Bu durum, bilhassa eğitim, sıhhat ve öbür toplumsal hizmetlerde önemli kısıtlamalar olacağı telaşını doğurdu. Halk, bu siyasetlerin fakir ve orta sınıf üzerindeki yükü artıracağını, güçlü kesitlerin ise korunduğunu düşündü. Ayrıyeten siyasi istikrarsızlık da hareketi körükledi. Başbakan François Bayrou’nun güvenoyu alamayıp vazifeden düşmesi, yerine Sébastien Lecornu’nun getirilmesiyle belirsizlik büyüdü. Yeni hükümetin de birebir kemer sıkma siyasetlerini sürdüreceği algısı, sokaktaki öfkeyi daha da artırdı. Bu kaideler altında sendikalar, öğrenciler ve farklı toplumsal kümeler birleşerek “Block Everything” daveti yaptı. Ülke genelinde grevler, yol kapatma hareketleri, ulaşımın ve kamu hizmetlerinin durmasıyla hayat adeta felç oldu.
