Türkiye ilk kez yüksek gelirli ülke sınıfına giriyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Ankara’da bulunan İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda “TOBB Türkiye 100-Türkiye’nin En Süratli Büyüyen 100 Şirketi” programında konuştu.
Yılmaz açıklamalarında Türkiye iktisadına dair kıymetli açıklamalarda bulundu.
Yılmaz konuşmasında enflasyon, büyüme ve ihracata ait datalara yer verdi. Yeni OVP amaçlarına ait de konuşan Yılmaz, “2028 yılı amaçlarımız nettir: Enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneye indireceğiz” dedi.
“İLK KEZ YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER SINIFINA GİRECEĞİMİZİ ÖNGÖRÜYORUZ”
Cevdet Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkanlar şunlar:
– Çatışmaların ağırlaştığı, belirsizliklerin arttığı ve krizlerin derinleştiği global ortamda Türkiye, siyasi istikrarı, güçlü kurumları ve kararlı siyasetleriyle süreci faal biçimde yönetmektedir.
– Bugün geldiğimiz noktada, 2025 sonunda ulusal gelirimizin 1,5 trilyon doları aşmasını, kişi başına gelirin 17 bin doların üzerine çıkmasını ve Türkiye’nin Dünya Bankası’nın yapmış olduğu sınıflandırmaya nazaran tarihinde birinci kere yüksek gelirli ülkeler sınıfına gireceğini öngörüyoruz.
– 2023’te yüzde 65 olan enflasyonu, 2024 sonunda yüzde 44’e indirdik. Haziran 2024’ten itibaren kesintisiz düşüş trendi yakalayarak toplamda 42,5 puanlık değerli bir düzgünleşme sağladık.
– Bu seyir 2025 yılında da devam edecek ve enflasyonu kalıcı biçimde yüzde 30’un altına çekeceğiz.
– 2024’te yüzde 3,3; 2025’in birinci yarısında yüzde 3,6 büyüme kaydedildi. Böylelikle 15 yıllık kesintisiz büyüme süreci amaçlarımızla uyumlu halde sürdürülmüş, birebir vakitte milletimizin iradesi, çabası ve azmi bir kere daha tescillenmiştir.
BÜTÇE AÇIĞININ GERİLEYECEĞİ ÖNGÖRÜLÜYOR
– Büyümenin yanında ihracatta da tarihi başarılara imza atıyoruz. Temmuz ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirdik. Yılın birinci sekiz ayında 178 milyar doları aşan ihracat, yıllık bazda 269 milyar dolara ulaştı.
– TL’ye itimat güçlenmiş, Merkez Bankası rezervleri 12 Eylül 2025 prestijiyle 177,9 milyar dolara yükselmiştir.
– Global risklerin tesiriyle 379 baz puana kadar çıkan CDS risk primimiz 19 Eylül prestijiyle 240 baz puan düzeyine gerilemiştir
– Bu süreçte Türk lirasına olan inanç artmış; kurdaki oynaklık sınırlanmış, yabancı para mevduat talebi dengelenmiş ve 23 Ağustos 2025 prestijiyle Kur Muhafazalı Mevduat uygulaması kademeli biçimde sonlandırılmıştır.
– 2025’te bütçe açığının ulusal gelire oranının yüzde 3,6’ya; sarsıntı harcamaları hariç tutulduğunda ise bu oranın yüzde 2,8’e gerilemesini öngörüyoruz.
ENFLASYONDA TEK HANE HEDEFİ
– 2028 yılı amaçlarımız nettir: Enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneye indireceğiz.
– Cari süreçler açığını yüzde 1,0 düzeyinde tutacağız. Program devri boyunca 2,5 milyon ek istihdam oluşturacağız. İşsizlik oranını yüzde 8’in altına düşüreceğiz.
– Mal ihracatımızı 300 milyar doların üzerine çıkarırken, 75 milyar doları turizm geliri olmak üzere hizmet ihracatımızı da 150 milyar dolara ulaştıracağız
– Verimliliği artıracak yapısal ıslahatları hızlandıracak, üretim kapasitemizi enflasyonist baskı oluşturmadan genişleteceğiz.
– Yeşil ve dijital dönüşümü kalkınma sürecimizin merkezine alacağız.
– Daha şeffaf ve öngörülebilir bir düzenleyici çerçeveyle, kolaylaşan iş süreçleriyle, rekabetçi yatırım fırsatlarıyla ve yeşil-dijital dönüşüm odaklı yatırımlarla Türkiye’yi nitelikli yatırımların inançlı merkezi haline getireceğiz.
İLK 100’E GİREN ANADOLU ŞİRKETLERİ DİKKAT ÇEKTİ
– Türkiye’nin daha müreffeh bir geleceğe ulaşabilmesi, global iktisatla entegrasyonunu derinleştirmesine, dış pazarlara erişimini genişletmesine ve memleketler arası sermaye ile iş birliğini artırmasına bağlıdır.
– TOBB Türkiye 100 listesinde sadece büyükşehirlerimiz değil, Anadolu’nun yükselen kentlerinden de çok sayıda şirketin yer alması bizler için farklı bir gurur vesilesidir.
– Bu tablo, girişimcilik ruhunun ve üretim kabiliyetinin sırf Ankara, İstanbul ve İzmir’le sonlu olmadığını; Anadolu’nun dört bir yanında da güçlü bir biçimde filizlendiğini göstermektedir.
– Birinci 100 ortasına giren şirketlerin çoğunlukla dijital alanda hizmet verdiği, devlet takviyelerinden yararlandığı ve yarısından fazlasının ihracat yaptığını görmek manalıdır.
