Erdoğan ziyareti panikletti: Aparat Rubin’den İsrail kışkırtması. Eski Pentagon casusu haddini aştı

“Başkan Donald Trump, 19 Eylül 2025’te, Türk mevkidaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlamakla kalmayıp, birebir vakitte modernize edilmiş F-16 ve F-35 Müşterek Taarruz Uçaklarının satışı da dahil olmak üzere çeşitli askeri mutabakatları da görüşeceğini duyurdu.

Trump’ın Erdoğan’a bu cins platformları satma dileği ne finansal ne de stratejik açıdan mantıklı.

Trump ve uçak üreticileri milyarlarca dolarlık kontrata işaret etse de, Türkiye’nin bu tıp bir teknolojiyi kendi askeri endüstrisine entegre etmek için bilakis mühendislik yapma eğilimi, Lockheed Martin’in rakibinin endüstrisini canlandırmak için kendi geleceğini satması manasına geliyor.

Trump’ın Türkiye ordusuna yardım etmesi, geriye dönüp bakıldığında, Lider Bill Clinton’ın Çin Halk Cumhuriyeti’ne son teknoloji uydu teknolojisi satma isteği kadar stratejik açıdan geri kalmış bir hareket.

TRUMP’IN BÜYÜK TÜRKİYE HATASI

Trump’ın Erdoğan’ı kucaklaması, Erdoğan’ın daha evvel Türkiye’nin F-16’larını kullanması ve bölgeye yönelik tehditleri göz önüne alındığında stratejik açıdan daha da sıhhatsiz.

Türk F-16’ları ve insansız hava araçları, Suriye ve Irak’taki Kürt köylerini tertipli olarak bombalıyor ve Kıbrıs egemenliğini neredeyse her gün ihlal ediyor.

Türk F-16’larının ayrıyeten Azerbaycan’ın 2020’deki Dağlık Karabağ işgali sırasında Ermeni mevzilerine saldırdığı bildiriliyor.

Ancak Trump’ın Türkiye’yi gelişmiş silahlarla donatması, Erdoğan’ın terörizmi daima kışkırtıp İsrail’i tehdit ettiği bir devirde, Erdoğan’ın davranışlarına yeşil ışık yakıp onu cesaretlendirmesi manasına geliyor. Bu, Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı kimyasal silah kullanıp Kuveyt’in bağımsız bir devlet olarak var olma hakkını sorgulamaya başlamasının akabinde ona silah satmaya benziyor.

Erdoğan’ın İsrail’i tehdit etmesi, Hamas’a konut sahipliği yapması ve artık de dünyanın en gelişmiş uçaklarından kimileriyle silahlanması ve Trump’ın bu durumların farkında olmaması yahut bundan çıkar sağlamaya çalışmasıyla, İsrailli önderler artık on yıllardır sürdürdükleri nükleer belirsizlik siyasetini benimsememeli.

İSRAİL NE YAPMALI

Soğuk Savaş boyunca ABD, İsrail’e, stratejik derinliği olmamasına karşın bir Arap işgaline dayanabilmesi için niteliksel bir askeri üstünlük sağladı.

Trump artık, İsrail’in Türkiye’de nüfusunun neredeyse on katı büyüklüğünde bir düşmanla karşı karşıya kalmasını sağlıyor.

Erdoğan, İsrail’in yok edilmesine Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır ve İran’ın Yüce Lideri Ruhullah Humeyni kadar kararlı.

Hem Nasır hem de Humeyni, seçmenlerine İsrail’e duydukları nefretin hiçbir bedeli olmayacağı yanılsamasını aşıladılar.

Barış ismine, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İsrail’e yönelik rastgele bir direkt yahut dolaylı atağın maliyetinin çok büyük olabileceğini Türk halkına açıkça belirtmelidir.

TUTUM VE İÇERİKTE BÜYÜK BİR DEĞİŞİKLİK

İsrail’in Türkiye’nin nükleer silah geliştirmesine asla müsaade vermeyeceğini açıkça belirtmekle kalmamalı, tıpkı vakitte Türkiye’nin Yahudi devletine saldırmak için Türk askeri amaçlarına ve üslerine nükleer silahlarla karşılık verme hakkını gizli tuttuğunu da belirtmelidir.

Türkler ve Amerikalılar, Merzifon, Konya ve İncirlik Hava Üsleri etrafındaki bölgelerden uzak durmalıdır.

Amerika’nın nükleer avantajı II. Dünya Savaşı’nı kısalttı ve nükleer caydırıcılık, Soğuk Savaş sırasında ABD ile Sovyetler Birliği ve Avrupa uyduları ortasında direkt bir savaşı engelledi.

Trump, Türkiye’ye silah satışlarını sürdürmek isterse, İsrail’in nükleer kartını ilan etmekten ve Türkiye’nin bilinmeyen bir nükleer silah geliştirmeye çalışması yahut topraklarında depolanan ABD nükleer silahlarına el koyması durumunda Türkiye’ye tek taraflı olarak saldırmaktan öteki seçeneği kalmayacaktır”