Saadet Partili Aydın: İktidar değişikliğin ayak seslerini duydu, yargı eliyle operasyon yapıyor

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, partisinin vilayet ve ilçe teşkilatı mensuplarıyla birlikte Yozgat’ta esnaf ziyaretinde bulundu, vatandaşlarla ayaküstü sohbet edip, hükümetin siyasetlerini kıymetlendirdi. Çamlık’taki toplumsal tesiste gazetecilerle bir ortaya gelen Aydın, ilin meseleleri hakkında fikir alışverişinde bulundu, basın açıklaması yaptı. Aydın, şunları söyledi:

”Tayyip Bey sıklıkla onlar ve biz diye bir kategori yapar, ayrım yapar. Evet şu anda Türkiye’de bir biz var bir de onlar var. Biz biziz, biz milletiz. Biz mahrum ve fakir bırakılmış, her koşul altında adaleti ve hakkı gözeten bir kitle var. Bir de onlar var. Her koşul altında, Türkiye nereye giderse gitsin, toplum nereye giderse gitsin ve ne çekerse çeksin halinden şad olanlar var. Maalesef bugünkü iktidar ve onların şad ettiği bir avuç zümre.

“ENFLASYONU YÜZDE 18 DEDİLER YÜZDE 43 ÇIKTI”

Hükümetin enflasyon amaçlarını tutturamıyor. Okullar açıldı. Bir öğrencinin kırtasiye masrafı 12 bin lira. Üç çocuğu olan bir ailenin bu maliyetin altından nasıl kalkacağı konusuna ait iktidardaki arkadaşların, yöneticilerin hiçbir derdi, hiçbir cümlesi yok. İnsanların, çalışanların, emeklilerin hali ortada. Emeklilerimizin ortalama maaşı 16-17 bin lira. Minimum fiyat 22 bin lira. Kamuda çalışan personelimizin, memurumuzun ortalama maaşı 60 bin lira. Bununla beşerler geçiniyorlar, geçinmeye çalışıyorlar. Enflasyonu yüzde 18 dediler yüzde 43 çıktı. Doları şu dediler dolar 40 binin üzerine çıktı. Avro 50 binin üzerine yanlışsız çıkmaya devam ediyor. Hayat pahalılık almış başını çarşı pazarda gidiyor. Gençlerimiz bu cennet vatanı bırakıp imkân ve fırsat bulunca yurt dışına gitmenin peşine düşmüş.”

“MALİYETLERİNDEN ŞİKÂYET ETMEZDİ”

Saadet Partisi Milletvekili Aydın, Yozgat’ın genç nüfus kaybına maruz kalmış bir vilayet olduğunu, milletvekili sayısının rastgele 4’ten 3’e düşmediğine işaret ederek, şöyle devam etti:

”Yozgat’ta Yozgatlılar, Yozgat’ta gençler bir şey arıyor ve onu bulamıyorlar. Halbuki Yozgatlılar 2002’den bu yana bugünkü iktidara verebileceği ne varsa vermiş. Meğer iktidar da bu aldığının karşısında bir şey vermesi gerekiyordu ancak yüz aldıysa bir vermedi. Her şey yapmacık. Şayet gerçekte Yozgat’tan aldığı takviyenin karşılığını vermiş olsa Yozgat’ın nüfusu azalmaz, Yozgat’ın gençleri, Yozgat’ı terk etmez. Yozgat’ın çiftçisi, Yozgat’ta hayvancılıkla iştigal eden beşerler girdi maliyetlerinden şikayet etmezdi.”

”YARGI ELİYLE MUHALEFETE OPERASYON ÇEKİYOR”

Hükümetin gidici olduğunu kendisinin de bildiğini aktaran Birol Aydın, “Türkiye’de iktisattan dış siyasete, eğitimden, sıhhate, hayvancılığa, tarıma içinde bulunmuş olduğumuz durumdan, girdaptan çıkmanın yolu bir iktidar değişikliğinden geçmektedir. İktidar bu değişikliğin ayak seslerini gördüğü için türlü operasyonlar yapmaktadır. Yargı eliyle muhalefete operasyon çekiyor. Farklı biçimlerde siyasi partilere farklı müdahalelerde bulunuyor. Bugün tıkanmış olduğu oy oranını artıramamanın vermiş olduğu çaresizlikle farklı denemeler içerisine giriyor. Hem Yozgatlılar hem memleketimizin geniş kitleleri bir iktidar değişikliğini, Türkiye için de bir nefes almaya, coğrafyamız ve bölgemiz için de bir nefes almaya vesile olacağına karar vermiş durumda” diye konuştu.

”TÜRKİYE’Yİ ÖNCELEYEN BİR ANLAYIŞIN İKTİDARA GELMESİNE GEREKSİNİM VAR”

Türkiye’nin değişime gereksiniminin bulunduğunu kaydeden Birol Aydın, kelamlarını şöyle tamamladı:

”Biliyorsunuz lavabolar tıkanır. Tıkanınca konut halkı tıkanan lavaboyu açmak için birtakım doğal ya da sentetik uygulamalar yapar. Bu bazen işe fayda üzere gözün lakin geçicidir. Kalıcı tahlil sarfiyatı değiştirmekten geçmektedir. Bunu herkes bilir. Bizim de bir değişikliğe gereksinimimiz var. Verdiğimizi almanın, ektiğimizi biçmenin, akıttığımız tenin karşılığını almaya gereksinimimiz var. Türkiye’nin adalete, Türkiye’nin ahlaka, Türkiye’nin üretime ve ürettiğini adil bölüşmeye muhtaçlığı var. Bunu da kendini değil, iktidarını devam ettirme anlayışı değil, milleti önceleyen, Türkiye’yi önceleyen bir anlayışın iktidara gelmesine gereksinim var. Bu anlayışa sahip olan takımların vazifeye gelmesine muhtaçlık var. Bu uğraş, bu muhtaçlık her zamankinden daha fazla kendini hissettirmektedir. Biz Türkiye’mizin birinci yapılan seçimlerde, bugünkü Türkiye’nin siyasal iklimi ne olursa olsun bugünkü iktidarın gideceğini ve yerine ülkeyi, milleti geniş halk kitlelerini düşünen, yalnızca bir avuç zümreyi, memnun azınlığı değil, geniş kitleleri düşünen bir iktidarın geleceğini biliyor, inanıyor, bunu tabir ediyoruz.”