28 Şubat’a sebep gösterilen Aczmendiler: Yaptık ama niye yaptık

AKP cephesinin “Postmodern darbe” dediği, 28 Şubat 1997’deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 28 yıl geçti.

28 Şubat’a Aczmendiler ve tarikatın lideri Müslüm Gündüz’ün faaliyetlerinin tesirli olduğu kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak görülürken Aczmendiler, X hesabından hususa ait bir paylaşım yaptı.

Aczmendiler’in sitesinde de bahse ait daha geniş bir kıymetlendirme yer aldı ve o devir çıkan köşe yazıları ve haberler yazıda yer aldı.

“BİR HÜKÜMET DÜŞÜNÜN Kİ”

“28 Şubat Devrinde ve gerekse de hadiselerin üzerinden geçen 25 sene sonrasında Aczmendiler hakkında en ufak şaibeye neden olacak bir kanıt ortada yokken, neden ısrarla Aczmendiler 28 Şubat’ın karanlık tarafı olarak gösterilir?” sözleriyle başlayan paylaşımda şu satırlar yer aldı:

“Bir hükümet düşünün ki; O hükümetin Adalet Bakanı, mağduriyete uğramış milyonlarca vatandaşın şekvasına kulak tıkayıp, halka ve hükümete darbe yapan cuntacı paşalardan taraf vicdan yapar.

Değil mazlumun hakkını savunmak, zalimin aklanmasına çanak meblağ. Bununla da kalmaz, 28 Şubat periyodunda Müslümanları Cami avlusundan toplatıp DGM’de yargılatarak hapsettirmeyi bir beceri olarak askere sunar…

Ve yeniden bir Hükümet düşünün ki; Başdanışmanlarından biri, kendi vehim ve zanlarını hakikatmiş üzere kurgulayıp, bu minvalde Başbakan’a rapor yazarken, bir oburu binlerce gazete ve televizyon yayınıyla duyurulan bir hadiseden bihabermiş üzere yapar ve hadisenin üzerinden 15 yıl geçmesine karşın Aczmendiler’in camii avlusundan toplatılarak hapsedildiği haberinin -kendisine ulaşmadığı gerekçesiyle- utanıp sıkılmadan Aczmendilere iftira atar.

“ISRARLA ACZMENDİLER 28 ŞUBAT’IN KARANLIK TARAFI OLARAK GÖSTERİLİYOR”

İçişleri Bakanlığının imkanları ve MİT teşkilatının istihbaratı elinde olan bir hükümet, Aczmendiler’in zımnî kapaklı bir tarafı varsa, bundan bilgisi olmamak imkânı var mı? Yok… Şu hâlde gerek 28 Şubat Periyodunda ve gerekse de hadiselerin üzerinden geçen 25 sene sonrasında Aczmendiler hakkında en ufak şaibeye neden olacak bir kanıt ortada yokken, neden ısrarla Aczmendiler 28 Şubat’ın karanlık tarafı olarak gösterilir?

Ve neden işin karanlık ve bilinmez tarafı olarak gösterilen Aczmendiler, 28 Şubat Davasında yahut mevzuyla ilgili mecliste oluşturulan komitede sorgulanıp, dinlenilmez?

Son 25 yılda Ergenekon’u ve FETÖ’yü deşifre eden Devlet becerisi, Aczmendiler’in kelamda karanlık tarafını deşifre etmekten neden aciz kalmıştır?

Çünkü, Aczmendiler’in karanlık tarafı olmadığı üzere, tersine Aczmendi hakikatinin anlaşılmasıyla, bir kısım menfaat etraflarının kendi ortalarındaki karanlık bağlantıların ortaya çıkmasından kaygı ediyor.

“KARAKTERİ ZAYIF MÜFTERİLER”

Bu sebepledir ki, savlarını ispat etmek yerine, karakteri zayıf müfteriler marifetiyle, Aczmendiler’i zan altında bırakıp, kendilerini paka çıkarıyorlar.

Öyle olmasa yüzlerce Aczmendi’nin 28 Şubat darbe Davasına katılmak için Ankara Adliyesine yaptıkları müracaata şahsen Devletin resmi memurları vasıtasıyla pürüz korlar mıydı?

Evet yanlış okumadınız; Devlet, şahsen kendi kolluk kuvvetleri vasıtasıyla, Adliye’ye giden vatandaşa mahzur koymuş, adaletin tecellisine mâni olmuştur.

“ACZMENDİLER DİNLENMEDİ”

Ve tekrar bir Hükümet düşünün ki; Başdanışmanlarından biri, kendi vehim ve zanlarını hakikatmiş üzere kurgulayıp, bu minvalde Başbakan’a rapor yazarken, bir oburu binlerce gazete ve televizyon yayınıyla duyurulan bir hadiseden bihabermiş üzere yapar ve hadisenin üzerinden 15 yıl geçmesine karşın Aczmendiler’in camii avlusundan toplatılarak hapsedildiği haberinin -kendisine ulaşmadığı gerekçesiyle- utanıp sıkılmadan Aczmendilere iftira atar.

Ve neden işin karanlık ve bilinmez tarafı olarak gösterilen Aczmendiler, 28 Şubat Davasında yahut hususla ilgili mecliste oluşturulan kurulda sorgulanıp, dinlenilmez?

Son 25 yılda Ergenekon’u ve FETÖ’yü deşifre eden Devlet becerisi, Aczmendiler’in kelamda karanlık tarafını deşifre etmekten neden aciz kalmıştır?

“İNANÇ VE FİKİR HÜRRİYETİ”

sitesinde yer alan değerlendirmede ise “Aczmendilerin yapmış oldukları faaliyetler, külliyen inanç ve fikir hürriyeti kapsamında olup, temel insanî pahaların kazanılması ve koruması ismine son derece masumane ve müspet faaliyetlerdir. Bu faaliyetler katiyetle aksi bir çerçevede gelişmediği üzere verilen uğraş, yalnızca bir zümrenin kendilerine münhasır alandaki menfaati münasebetiyle de değildi. Aksine temel insanî ve İslamî pahaların mücadelesiydi” tabirleri kullanıldı.

“DEVLET ADALETİN TECELLİSİNE MÂNİ OLDU”

Aczmendiler’in karanlık tarafı olmadığı üzere, tersine Aczmendi hakikatinin anlaşılmasıyla, bir kısım menfaat etraflarının kendi ortalarındaki karanlık alakaların ortaya çıkmasından tasa ediyor.

Bu sebepledir ki, tezlerini ispat etmek yerine, karakteri zayıf müfteriler marifetiyle, Aczmendiler’i zan altında bırakıp, kendilerini paka çıkarıyorlar.

Öyle olmasa yüzlerce Aczmendi’nin 28 Şubat darbe Davasına katılmak için Ankara Adliyesine yaptıkları müracaata şahsen Devletin resmi memurları vasıtasıyla pürüz korlar mıydı?

Evet yanlış okumadınız; Devlet, şahsen kendi kolluk kuvvetleri vasıtasıyla, Adliye’ye giden vatandaşa mani koymuş, adaletin tecellisine mâni olmuştur.”