17 yıllık skandal DNA testiyle ortaya çıktı
Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 17 yıl evvel ölen bebeğin kendilerine ilişkin olmadığını savunan Aslan çifti hukuk çabası veriyor.
Bismil ilçesinde yaşayan Fatma Aslan, 2008’de meskende yaptığı doğumla Muhammed Furkan ismini verdiği bebeğini 7 aylık dünyaya getirdi.
Bismil’deki hastaneye götürülen bebek burada bir mühlet kuvöze alındı, akabinde Diyarbakır’daki hastaneye sevk edildi.
İddiaya nazaran, Aslan çiftine tedavinin 17. gününde bebeğin hayatını kaybettiği bilgisi verildi.
Çift, kendilerine teslim edilen bebeğin cenazesini alarak, merkez Bağlar ilçesindeki Yeniköy Mezarlığı’nda defnetti.
Anne Aslan’ın “Benim bebeğim ölmedi.” halindeki ısrarı üzerine mezarın açılması ve DNA testi yapılması emeliyle 3 yıl evvel Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunuldu.
Başlatılan soruşturma kapsamında Yeniköy Mezarlığı’nda kelam konusu bebeğin mezarına ilişkin bir kaydın bulunmaması nedeniyle 1 Kasım 2023’te ailenin gösterdiği mezardaki cesetten alınan örnekler Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesine gönderildi.
Yapılan incelemenin akabinde DNA raporunda “Fatma Aslan ve Muhammed Furkan Aslan’ın birebir anne soyundan gelen bireyler olamayacağı tespit edildi” bilgisi yer aldı.
Anne Aslan, ölen bebeğin kendisine ilişkin olmadığını ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Annelik hislerimle bebeğimin yaşadığını hissediyordum. O tarihte kaçırmalar, değiştirmeler üzere çok şeyler olduğunu duydum. Eşime ‘Biz de savcılığa başvuralım.’ dedim. 3 yıl evvel savcılığa başvurduk ve mezarı açtırdık. DNA sonucuna nazaran bebek bizim değildi. 3 yıldır oğlumu arıyorum, savcılığa gidip geliyoruz. Bir an evvel oğlumu kavuşmak istiyorum. Duyan dalga da geçebilir lakin bir anne sahiden evladına karşı her şeyi hisseder. Kötüyü de iyiyi de hisseder. Ona kavuşmak istiyorum.”
Baba Ercan Aslan da hastanede kendilerine verilen bebeği mezarlık müdürlüğündeki süreçlerinin akabinde defnettiklerini söyledi.
Soruşturma kapsamında mezarlıklar müdürlüğünün bebeğin defnedildiğine dair kayıt olmadığına ait yazı yazdığını belirten Aslan, şöyle devam etti:
“Bebeğin ‘defnedildiğine dair bir kayıt yok.’ dediler. Kaydın olmaması bir ihmaldir, onların eksikliği, yanılgılarıdır. Bir insanın kendi başına nazaran büyükşehirde o denli cenaze defnetmesi olur mu? Yüreğimiz yanıyor. Bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Bu dava inşallah hoş bir formda sonuçlanır. Annesi birden fazla geceler yatmıyordu, ağlıyordu. Bebek kaçırma ve değiştirme olaylarını görünce biz de 3 yıl evvel başvurduk. Soruşturma açıldı. Benden ve eşimden test aldılar, İstanbul’a gönderdiler. Sonuç işte uyuşmayınca kalbimiz biraz rahat oldu, sevindik. Bundan sonra İnşallah güzel bir halde sonuçlanır. Bu mevzuda kimin ihmali varsa şikayetçiyiz.”
Ailenin avukatı Zeki Oran ise ailenin 3 yıl evvel savcılığa başvurduğunu lakin takipsizlik kararı verildiğini belirtti.
Ailenin ısrarı ve itirazı üzerine savcılığın belgeyi tekrar açtığını ve mezar yerinin açılmasına dair karar alındığını anlatan Oran, şunları kaydetti:
“Bebeğin mezarı açılmış ve çocuğun DNA’sı ile ailenin DNA’ları İsimli Tıp Kurumuna gönderildi. İsimli Tıp Kurumundan gelen raporda çocuğun aileye ilişkin olmadığı tespit edilmiş. Soruşturma hala devam ediyor. Talebimiz, sürecin sonunda bütün sorumluların tespit edilerek cezalandırılması ve çocuğun bulunarak aileye teslim edilmesidir.”
